Yeniden yargılama için harekete geçen Hükümet çok farklı bir formül üzerinde çalışıyor. Hükümet yargılamalarda evrensel hukuk normları ve İnsan Hakları ihlalleri yönünden de güçlü bir inceleme yapacak. CMK 311. maddenin kapsamı genişletilirken Anayasa Mahkemesi kararı da eklenecek. Yüksek Mahkeme ceza hükmünün insan haklarına aykırılığını tespit ettiği takdirde yargılama yeniden yapılacak. Bir diğer adım ise yeniden yargılanma talebine ilişkin dosyalar Yargıtay Ceza Genelkurulunca yapılacak olması.

YARGIYA GÜVEN ZEDELENMEMELİ

Bazı yargılamalarda usul ve esasa ilişkin yapılan hataların ortaya çıkmasıyla gündeme gelen yeniden yargılama konusunda Adalet Bakanlığı çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye Barolar Birliği ve diğer meslek örgütleri ile akademisyenlerle görüşen Bakanlık çalışmalarını olgunlaştırdı. Buna göre; yeniden yargılanma için ne TBB'nin ne de 367'nin mucidi Sabih Kanadoğlu'nun formülü üzerinde duruluyor. Mevcut Kanunda da olan ancak kapsamı dar olduğu için sağlıklı bir şekilde işletilemeyen yeniden yargılama yollarının kapsamı genişletilecek. Bu düzenleme Yargıtay'da 'Kıdemli üye' formülüyle sağlamlaştırılacak.

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

Yeniden yargılamaya Ceza Muhakemeleri Kanunun (CMK) 311. maddede belirtilen şartlarda yenilenebiliyor. Yeni delillerin elde edilmesi, yeni tanık beyanı, bilirkişi gibi durumlarda yeniden yargılanma yapılabiliyor. Ancak CMK 311. maddenin f bendine yer alan; 'Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, AİHM kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir' hükmüne de bir ekleme yapılacak.

KANUN YARARINA BOZMA GELİYOR

2010 anayasa değişikliği referandumu ile bireysel başvuruların önünün açıldığı Anayasa Mahkemesinin ceza hükmünün hak ihlali kararıda yeniden yargılamalar için zorunlu olacak. Bakanlığın elediği formüllerden biri olan Adalet Bakanlığının ya da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 'Kanun Yararına bozma' yer alıyor. Bu durumun Adalet Bakanlığı ve Yargıtay Başsavcılığını bir temyiz makamına dönüştüreceği dolayısıyla bu durumun yargıya zarar vereceği endişesi oluşturdu.

Özel yetkiliye iptal planda yok

Türkiye Barolar Birliği ve bazı meslek örgütlerinin dile getirdiği özel yetkili mahkemelerin kaldırılması (TMK 10. Madde ile kurulanlar dahil) ve hükümlerinin geçersiz sayılması ise büyük hukuki boşluk oluşturacağı için reddedildi. Bu mahkemeleri hatta ÖYM'lerin yerine kurulduğu DGM'lerin de hükümlerini geçersiz sayacak bu uygulama 40 binden fazla davayı etkileyeceği belirtiliyor.