Okmeydanı Cemevi’nde cenaze bekleyen Uğur Kurt'un iddiaya göre polisin açtığı ateş sonucu başından vurularak öldürülmesini Eskişehir’de bir yürüyüş yaparak protesto edenlere, yolu kapattıkları iddiasıyla 189 TL para cezası kesildi. Eskişehir’de geçen 23 Mayıs’ta yapılan protestoya katıldığı için hakkında 189 TL para cezası kesilen Mustafa Dinç, karara 1. Sulh Ceza’da itiraz etti. İtirazı değerlendiren Hakimi Kemal Karanfil, Türkiye’den geçmişten beri farklı düşünenlere ayrımcılık uygulandığını Erdal Eren, Sabahattin Ali, Nazım Hikmet, Ahmet Kaya ve Berkin Elvan’dan örnekler verdiği kararında  "İfade özgürlüğü esnasında kısa süreliğine yolun kapatılmış olması, hemen yakındaki alternatif yolların oluşu da dikkate alındığında, başkalarının hak ve özgürlüklerini sınırlandıracak derecede bir yol kapatmadan bahsedilemeyeceğini, özgürlüğe üstünlük tanınması gerektiğini, aksi takdirde demokrasiden söz edilemeyeceğini” savunarak, para cezası iptal etti.  

    
'DÜN ERDAL'A  BUGÜN BERKİN'E AĞLARIZ’

Hakim Kemal Karanfil, 23 Eylül’de verdiği kararında, ceza kesilmiş sanıkların “ağırlıklı üniversite mezunu ve aydın” olduğunu belirterek, “Basın açıklaması yapmalarındaki amaç, güvenlik güçlerince orantısız güç kullanılması neticesinde birden çok göstericinin ölmesine duyulan üzüntünün dile getirilmesi olduğu aşikardır. Ülke tarihine baktığımızda, farklı düşünen kişilerin ölümü ile birlikte iade-i itibarlarının verilmesine çalıştığı, hatta ülkemiz dışındaki bazı mezarların getirilmesine çabalandığı görülmektedir” dedi. Karanfil, kararında, geçmişte farklı düşündükleri için devlet şiddetine maruz kalan Erdal Eren, Sabahattin Ali, Nazım Hikmet, Ahmet Kaya’nın akıbetine toplumun üzüldüğünü, bugün de Berkin Elvan için aynı hissin yaşandığını belirterek, şöyle devam etti: “Darbe sonrasında farklı düşünüyor diye 17 yaşında olan Erdal Eren’in ardından yazılan ‘Son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda’ şarkısını dinler, Muhsin Yazıcıoğlu’nun Mamak Cezaevi’ndeki işkenceleri anlatan ‘Üşüyorum’ şiirini okudukça yapılan işkencelere yanar, yazar Sabahattin Ali’yi Istranca Dağları’nda öldürdüğümüze yanar, ülkemizden ayrılmak zorunda kalan Nazım Hikmetleri, Ahmet Kayaları başka ülkelerdeki mezarlarında ziyaret eder, çiçek bırakır, Fatiha okur, sürgünde ve zorluklar içerisinde yaşamak zorunda bırakılan Osmanlı torunlarına hayıflanır, son olarak Gezi Parkı protestoları sırasında polislerce atılan gaz bombasının başına isabet etmesi sonucu 268 gün komada kalan 15 yaşındaki Berkin Elvan’ın ölümüne yanar dururuz.” 
Kararında “Anadolu’nun kilimi gibi motiflerdeki renkler gibi farklılıklardan güzellik doğar” diyen Karanfil, şiddete başvurulmadıkça farklı düşünen ve bu doğrultuda eylem ve gösteri yapanları zenginlik olarak kabul etmek gerektiğini savunarak, şunları yazdı: “Ayakta duranı, oturanı, yürüyeni, tencere tava çalanı, ışık yakıp söndüreni tehdit ve tehlike olarak görmek, sesini kesmek için mücadele etmek, bırakın ilerisini, demokrasiyle bağdaşmaz. Şiddet unsuru taşımayan, sadece etkiyi tepki ölçüsü doğrultusunda tepki gösteren sanıkların suç işleme kastıyla hareket etmediklerinin düşünülmesi gerekir.” 

'VALİLİK MUHALİFLERE İZİN VERMİYOR'

Karanfil, gösteri ve toplantılar valilik onayına bırakıldığında farklı düşünenlere izin verilmeyeceğini savunarak “Gösteri ve toplantılar valilik makamının onayına, iznine bırakıldığı takdirde çoğunluğun görüşünde olmayan hiçbir gösteri için ağırlıklı olarak izin verilmediğinden farklı düşünen hiç kimsenin gösteri ve toplanma hakkı ne yazık ki görülemeyecektir” dedi. Oysa Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin çoğulculuğu ve farklı düşünceleri teminat altına aldığını kaydeden Karanfil, “Sarsıcı da olsa ileri sürülen ifadelerin özgürlükler kapsamında değerlendirilmesi gerekir” dedi. Karanfil, “İfade özgürlüğü esnasında kısa süreliğine yolun kapatılmış olmasının, hemen yakındaki alternatif yolların oluşu dikkate alındığında, başkalarının hak ve özgürlüklerini sınırlandıracak derecede bir yol kapatmadan bahsedilemeyeceğini, özgürlüğe üstünlük tanınması gerektiğini ve aksi takdirde demokrasiden bahsedilemeyeceğini” vurguladı. AİHM’in Djavt kararına değinen Karanfil, kamu gücünü kullananların barışçıl gösteri ve yürüyüş düzenleyenlerin haklarını özgürce ve rahatça kullanabilmeleri için gerekli önlemi alması ve olabilecek saldırılardan korunması gerektiğini” kaydetti.  
Eskişehir Valiliği‘nin 2005 yılında, basın açıklaması ve yürüyüş yapılamayacak alanları ilan ettiğini belirten Karanfil, “İlanda neredeyse Eskişehir’deki tüm caddeler ve alanların yasak kapsamına alındığını, sesini başkalarına duyurmayı amaçlayan kişilere herhangi bir yer ve alan bırakılmamasının hakkın özünü ihlal niteliğinde olduğunu” belirterek, 189 TL’lik cezayı iptal etti.     





Radikal