Hizmetkârlar,
her zaman koşulmuş hayvanlar olarak kalırlar,
altın koşumlarıyla ışıll ışıl parıldasalar bile.

(Nietzsche)
________________________
Amerikan devletinin bize emrettiği ve öğrettiği gibi hissetmiyorum. Bakın söylüyorum. Benim aklım öyle çalışmıyor. Bir moron gibi yaptığım bir şey var. Adı " Düşünmek". Kendi görüşlerimi de oluşturmayı sevdiğim için pek iyi bir Amerikalı değilim. Bana söylendiği anda yerde yuvarlanmıyorum. Ne yazık ki çoğu Amerikalı emir verildiği anda yerde yuvarlanır.

Ben öyle değilim. Hayatımda uyduğum kesin kurallarım var. 1.Kuralım: Devletin bana söylediği hiç bir şeye inanmamaktır. Hiç bir şeye...
Onları dinlemem.Şunuda söylemeliyim. Sarı kurdeleler ve Amerikan bayrakları beni pek ağlatmaz.

İşleri dengelemek için biraz bizi birleştiren şeylerden bahsetmek istiyorum. Farklarımızdan ziyade benzer yönlerimizi vurgulayan şeyler. Çünkü bu ülkede hep farklarımızdan bahsedilir. Medya ve siyasetçiler hep bizi bölen şeylerden bahseder. Bizi birbirimizden farklı yapan şeyler. Bütün toplumlardaki yönetici sınıflar hep böyle çalışır. Geri kalan insanları bölmeye çalışırlar.

Zenginler parayı alıp kaçmak için alt ve orta sınıfları birbirine kırdırırlar. Oldukça basit bir şey ve hep işe yarar. Farklı olan herhangi bir şey hakkında konuşurlar. Irk, din, etnik ve milli geçmiş, iş, gelir, egitim, sosyal statü, cinsiyet. Birbirimizle kavga etmemiz ve onların bankaya gidebilmesi için herhangi bir şey.

Bu ülkedeki ekonomik ve sınıfları nasıl tanımlarım biliyormusunuz? Üst sınıf bütün parayı elinde tutar ve hiç vergi ödemez. Orta sınıf bütün vergileri öder ve bütün işleri yerine getirir. Fakirlerde orta sınıfı ürkütmek için vardır. Çünkü "işlerine" gitmeleri gerekmektedir.

Ancak bir sebebi var. Bir sebebi var. Bunun bir sebebi var. Eğitimin rezil oluşunun bir sebebi var. Asla düzelmemesi ile aynı sebep. Asla düzelmeyecek, boşuna beklemeyin. Elde ettiğinizle mutlu olun. Çünkü bu ülkenin sahipleri bunu istemezler. Gerçek sahiplerinden bahsediyorum. Büyük ve zengin...

Gerçek sahipleri ; Herşeyi denetleyen ve her şeye karar veren büyük ve zengin... İş hissedarları. Politikacıları unutun onlar önemsiz. Politikacılar size seçim hakkı tanındığı fikrini sürdürmek için varlar. Hakkınız Yok. Seçim hakkınız yok. Sahipleriniz var. Size sahipler. Herşeye sahipler. Bütün önemli topraklara sahipler. Şirketleri denetliyorlar ve sahipleriler. Uzun zamandır senato, meclis, hükümet binaları, belediyeleri sahipleriler. Hakimler arka ceplerinde. Bütün büyük medya ve haber şirketlerininde sahipleriler. Duyduğunuz bütün haber ve bilgileri denetliyorlar.

Her sene milyarlarca doları lobileşmek için kullanıyorlar. İstediklerini elde etmek için lobileşiyorlar. Ne istediklerini biliyoruz. Başkalarına daha az ve kendilerine daha çok istiyorlar. Ne istemediklerini size söyleyeyim. Eleştirel ve düşünen vatandaşlar istemiyorlar. İyi derece bilgilendirilmiş ve eğitim görmüş insanlar istemiyorlar. Bu ilgilerini çekmiyor. Bu onların işine gelmiyor. Bu çıkarlarına aykırı.

Ne istiyorlar biliyor musunuz ? Uslu çalışanlar istiyorlar. Makinaları çalıştırıp, belgeleri yazabilecek kadar zeki ve pasifce git gide boktanlaşan işlerde, daha az maaşla, daha uzun sürelerde, daha az haklarla, fazla mesainin olmadığı, almaya geldiğinde yok olan emekliliklerle çalışacak kadar aptal insanlar.

>
(George Carlin)