Başbakan ve Onikinci Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 10 Mayıs’taki Danıştay töreninden sonra, bir kez daha Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Av. Prof. Dr Metin Feyzioğlu’na haksız ve ağır sözler söyledi.

Erdoğan, Feyzioğlu’na, ilk seferinde, Danıştay konuşmasını ‘uzun ve siyasi’ bulduğu için (yüzüne karşı), bu kez ise, Yargıtay’da yapılacak Adli Yıl Açılış töreninde ‘konuşacak olması’ nedeniyle (arkasından) incitici sözler söyledi.

Sayın Erdoğan’ın haksız ve ağır sözleri Sayın Feyzioğlu’na, kasıtlı bir suçundan, sözgelimi vatana ihanet etmesinden, hile yaparak TBB başkanı seçilmesinden, başında olduğu Kurumu bilerek zarara uğratmasından, davasını aldığı kişinin davasını satmasından, parasını zimmetine geçirmesinden… dolayı değil; sadece ve sadece ‘konuşmasından’ dolayı söylüyor.

‘Konuşan’ kişi sokaktaki bir kabadayı veya hapishaneden kaçmış biri değil, bir hukukçu, bir eski hukuk fakültesi dekanı ve Yargı gücünün üç temel taşından birisi olan Savunma’nın en tepesindeki kişi; seksen bin avukatın temsil edildiği TBB Başkanı.

Başbakan ve Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Erdoğan tüm bu durumları bilemeyecek biri olmadığına göre neden bir ‘konuşma’yla ilgili olarak TBB Başkanı Sayın Feyzioğlu’na neden adeta hakaret ediyor?

Birincisindeki ‘söz’ ve ‘yöntemi’ de, ikincisinde söyledikleri de düpedüz ‘değersizleştirme’, ‘küçültme’ amacının izlerini taşıyor.

Ne diyor Sayın Erdoğan, "Eğer Yargıtay, ‘Baro Başkanını’ çağırıp orada konuşturacak olursa oraya ben katılmam. Bir Cumhurbaşkanı gelip de orada Baro Başkanını dinlemek durumunda değil.”

Baro Başkanlığı kuşkusuz yüksek bir makamdır, Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı da tüm baroların birliğinin başkanlığıdır ve dolayısıyla daha yüksek bir makamdır.

Sayın Erdoğan, Sayın Feyzioğlu’dan için neden  ‘Türkiye Barolar Birliği Başkanı’ değil de  ‘baro başkanı’ sıfatını kullanıyor?

Ayrıca, niye diyor ki “Bir ‘Cumhurbaşkanı’ bir baro başkanını dinlemez.’?

1943’ten beri Tüm TBB başkanları Adli Yıl Açılış törenlerinde konuşmuş ve Cumhurbaşkanları da gelip dinlemişler halbuki…

Sayın Erdoğan, kuşkusuz tüm bunları bildiğine göre, Sayın Feyzioğlu’na karşı niye böyle davranıyor?

Bu sorunun yanıtı şu olabilir mi:

Danıştay’ın kuruluş yıldönümündeki söz ve davranışıyla ilgili olarak Sayın Feyzioğlu’nun siyasi bir baş aktör olma yolundaki ‘yükselişini’, geniş kitleleri ‘etkileyişini’,  bilgi, yöntem, öngörü üstünlüğünü, kısacası ‘karizmasını’ çizmek, güncel deyimle O’nu ‘itibarsızlaştırmak’, ‘gözden düşürmek’; Yargıtay’da yapılacak olan Adli Yıl Açılışı’yla ilgili olarak ise CHP’deki Kurultay tartışmalarına bakarak Sayın Feyzioğlu’nun CHP Genel Başkanı olmasını engellemek ve Yargı’nın ‘söz dinlemeyen’ gücü Bağımsız Savunama mesleğini zayıflatmak…

Başbakan ve Onikinci Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Erdoğan’nın, Sayın Feyzioğlu’na Danıştay ve Yargıtay yüklenmeleri, zaman ve zemin bakımından değerlendirildiğinde ‘neden’ olarak bunlar akla gelebiliyor.

En derin saygılarımla sunarım. 16.08.014

Av. Selahattin Sarıoğlu

Malatya Barosu Önceki Dönem Başkanı

Malatya Çağdaş Avukatlar Derneği Başkanı