Ekonomik hayatın gerekleri işverenleri işyerini devretmek zorunda bırakabilir. Ancak devredilen işyerlerinde çalışan işçilerin durumu bu devirler nedeniyle önem arz etmektedir. Çünkü bu devirlerin pek çok gerekçesi olmakta, devralan işveren işyerini aldığı gibi aynı koşullarda devam ettirmek yerine işyerinin çalışma biçimi ve düzeni konusunda birtakım yenlikler yapma ihtiyacı hissetmektedir. Bu durumlar ise işçileri doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyeceği kuşkusuzdur.

İş Kanunun 6. maddesinde bu işyerinin veya bir bölümünün devri durumunda işçilerin haklarına zarar gelmemesi ve bu hakların korunması amacıyla düzenleme yapmıştır. İş Kanununa göre, işyerinin hukuki bir işleme dayalı olarak başka bir işverene devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer.  İşyerinin devrine neden olan hukuki işlem,  işyerinin satılması olabileceği gibi, işyerinin kiralanması, özelleştirilmesi olabilir. Uygulamada karşılaşılan bir durum da şudur: İşyerinin sahibi şahıs olan gerçek bir kişi iken, bu kişinin işyerini bir şirkete satması ya da kendisinin de ortak olduğu bir şirket kurmasıdır. Bu durumda gerçek kişi kurulan şirketin ortağı da olsa işyerinin sahibi şirket olması nedeniyle değişmiş olur. Bu durumda da yine devirle ilgili hükümler ve düzenlemeler devreye girer. Aşağıda belirtileceği gibi bu durumda işyeri sahibi gerçek kişi, devralan sayılan şirketle birlikte iki yıl süreyle işçi alacakları hakkında sorumluluğu devam eder. Durum böyle iken yasa şirketlerin birleşmelerini veya birinin diğerine katılmasını istisna olarak tutmuş, bu tür birleşme ve katılmaları işyerinin devri olarak kabul etmemiştir.Yukarıda anlatıldığı durumlarda işçiler eski işverene karşı ileri sürebilecekleri tüm hak ve taleplerini devralan işverene karşı da ileri sürebilecektir.

İşyerinin devrinde en önemli sorun eski işveren döneminde başlanan hizmet süresinin, devirden sonra ne olacağı konusuydu. Eski iş kanunu döneminde bir düzenleme yokken; yeni iş kanunu bu konuyu tartışmaya yer vermeyecek şekilde çözmüştür. Buna göre;  devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti gibi haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür. Yani devirden sonra işten çıkarılma ya da haklı fesih durumunda; işçi devirden önce o işyerine hangi tarihte girmiş ise o tarihe göre kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve diğer tüm işçilik alacakları hesaplanacaktır.

Bu düzenlemelerin yanında, işyerinin devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumluluğu düzenlenmiştir. Devreden işverenin bu yükümlülüklerden sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır. İki yıllık süre içerisinde devreden ve devralan işverenin birlikte sorumluluğu söz konusudur. Ancak eski işverenin sorumluluğu devirden önce doğmuş ve  devir  tarihinde  ödenmesi gereken hakları kapsar. Yeni işveren döneminde doğan yıllık izin ücreti, ihbar tazminatı gibi işçi alacaklarından eski işverenin sorumlu olması mümkün değildir. Ancak devir tarihinden önce işçinin yaptığı fazla mesai (çalışma), genel tatil ve hafta tatili çalışmaları ile ikramiye, prim, ücret gibi ödemelerinden eski işveren devir tarihinden itibaren iki yıl süre ile yeni işverenle birlikte sorumludur. Bu durumda işçi; bu işçilik alacaklarını dilediği işverenden ya da her ikisinden birden isteyebilir. Kıdem tazminatından ise iki yıl süreyle sınırlı olmaksızın, ancak işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı olmak üzere, eski işveren de yeni işverenle birlikte sorumludur.

İşyerinin devri gerek devredene gerekse de devralana işçiler yönünden haklı fesih nedeni değildir. Her iki işverenden sadece devir sebebiyle işçilerin sözleşmelerini feshedemez. Aynı şekilde işyerinin devri, işçiye de haklı fesih nedeni sağlamaz.Devir işlemi işverene işçilerin haklarını kısıtlama imkanı vermediği gibi böyle bir durumda işçi, şartları oluştuğunda yasal yollara başvurarak sözleşmeyi haklı sebeple feshetme hakkına sahiptir. Zira işyerinin devri, işçilerin iş hizmet sözleşmelerini etkileyen bir durum değildir, olamaz. İşyerinin devrinden sonra devralan işveren tarafından imzalatılmak istenen çeşitli belgelere dikkat etmeli, fesih ya da ibraname anlamına gelecek nitelikteki belgeleri imzalamaktan kaçınmalıdır. Ayrıca işyerinin devri işçilerle yeni sözleşme imzalamayı gerektiren bir durum yoktur. Bu sebeple de yeni iş sözleşmeleri imzalamaktan kaçınmak gerekmektedir.  Bu husustaki işlemlerle ilgili uzman bir avukata başvurmanız tavsiye olunur.

Av. İzzet PEKSOY




http://www.avukatizzetpeksoy.com/is-yerinin-devredilmesi-durumunda-iscinin-haklari-ve-durumu/