Birgül Ayman Güler, partisinin muhalefet şerhinde şu değerlendirmelerde bulundu:
4 Hükümler uygulamaya girdiği takdirde, ülkede köylerin yüzde 47’si, belediyelerin yüzde 54’ü kapanmış olacaktır. Bu, toptancı ve emredici bir zihniyettir.
4 Tasarı, siyasal olarak üç temel özelliğe sahiptir: Türk yönetim yapısını il esasından bölge esasına kaydırmak. Temsili demokrasinin tabanını daraltmak. Yönetim ölçeğini yerli ve yabancı yatırımcı-işletmeci ihtiyaçları doğrultusunda genişletmek. Valilik yönetimindeki iller, tasarıda getirilen tüm ili kaplayan belediyeyle birlikte “Başkanlık” yönetimine geçirilmektedir. Tasarı il yönetimini bölge yönetimine dönüştürme çabası içindedir.
4 Hükümet tasarısı anayasanın üniter devlet ilkesi bakımından kabul edilemez. Güçlü bir yerel yönetim sistemi, üniter yapıyı da güçlendirir. Ancak, “yerel yönetimleri güçlendiriyoruz” diyerek devlet altyapısını Başkanlık Sistemi’ne hazırlayacak idari federalizm uygulamalarının da açık bir biçimde farkındadır. Bu tasarı, siyasal iktidar yetkililerinin zaman zaman dile getirdikleri “Başkanlık Sistemi”nin hazırlıklarından biri niteliğinde olmak üzere, Türk idari yapısını idari federalizm ilkesi çerçevesinde kurmaya çalıştığı için kabul edilemez. Güler, tasarının Türkiye’nin en güzel yaylalarını, dağlarını, madenlerini küresel sermayenin baskısına engelsiz açacağını vurguladı.
Atatürk tartışması
BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, tasarıya bu haliyle karşı olduklarını belirterek, “Tasarıya tek şartla destek veririz. Valilerin seçimle işbaşına gelmesi sağlansın” dedi. Görüşmeler sırasında “Atatürk” tartışması da yaşandı. Önder, konuşmasında Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözünü eleştirmek istedi. Tepkiler sonucu Önder’in, Atatürk’ün “yüzyılın gördüğü en büyük dehalardan biri, en kıymetli insanlardan birisi”olduğunu söylemesi üzerine içişleri Bakanı İdris Naim Şahin, “Çevir kazı yanmasın” dedi. Önder, Bakan’a, “Benim adım İdris Naim mi?” yanıtı verdi.