T.C.
YARGITAY
Birinci Ceza Dairesi 

 
E:2014/2440
K:2014/3752
T:07.07.2014 

Kardeşin Töre Saikiyle Tasarlayarak Öldürülmesi
Kanunun Zaman Bakımından Uygulanması
Haksız Tahrik

Özet: Sanığın maktuleye yönelik eyleminin “kardeşini töre saikiyle tasarlayarak öldürme”, maktule yönelik eyleminin ise “töre saikiyle tasarlayarak öldürme ” olarak nitelendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmasa da suç tarihinin 28.05.2001 olması karşısında; her iki mağdura karşı eylemi nedeniyle daha lehe olan 765 sayılı TCK’nın 450/4. maddesinde düzenlenen “taammüden öldürme ” suçundan cezalandırılması gerekir.

Reşit olan ve fiilen birlikte yaşamadığı eşini terk ederek kendi rızası ile başkasıyla yaşamaya başlayan maktule ile onun birlikte yaşamaya başladığı kişinin bu eylemlerinin, maktulenin kardeşi olan sanık için kasten öldürme suçunda haksız tahrik nedeni sayılamayacağı gözetilmelidir.
(5237 s. TCK m. 29, 82/1-a-d-k) (765 s. TCK m. 450/4)
1- ) Sanık Maksut müdafiinin süresinden sonra duruşmalı inceleme istemi-nin CMUK'nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
2-) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Maksut'un kardeşi olan maktül Zahide ile maktül Süleyman'ı öldürme eylemlerinin sübutu kabul, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozma üzerine verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin eksik incelemeye, lehe olan yasaların uygulanması gerektiğine, yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;
Oluşa ve dosya kapsamına göre; Sanık Maksut'un kardeşi olan maktül Zahide'nin olay tarihinin 2 yıl öncesinde ailesinin İsteği ile amcasının oğlu Ahmet İle resmi nikahla evlendiği, ancak fiilen karı-koca şeklinde bir araya gelmedikleri, Ahmet'in Elbistan'da, Zahide'nin ise ailesi ile birlikte Almanya'da yaşadığı, maktuller Zahide ve Süleyman'ın bu ahvalde tanışdıkları ve aralarında gönül İlişkisinin başladığı, buna bağlı olarak maktül Zahide'nin olay tarihinden yaklaşık 6 ay önce rızası ile maktül Süleyman'ın yaşamakta olduğu İsviçre'ye giderek onunla birlikte yaşamaya başladığı, bunun üzerine Zahide'nin kardeşi olan Sanık Maksut'un diğer yakınları ile birlikte Zahide ve Süleyman'ı öldürmek için arama ya başladığı, onlarla iletişim kurabildiğinde ise güvenlerini kazanarak yerlerini öğrenebilmek için evlenmelerine razı olduğunu söylediği ve bu suretle kaldıkları yeri tespit ettiği, olay günü de yaşadıkları eve giderek her ikisini bıçakla bir çok kez yaralayarak öldürdüğü olayda;
1- Her ne kadar, sanığın maktul Zahide'ye yönelik eyleminin "kardeşini töre saikiyle tasarlayarak öldürme", maktul Süleyman'a yönelik eyleminin ise "töre saikiyle tasarlayarak öldürme" olarak nitelendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş ise de, suç tarihinin 28.05.2001, buna karşılık "töre saikiyle öldürme" suçunu ve "kardeşi öldürmeyi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla müeyyidelendirmeyi" düzenleyen 5237 sayılı TCK'nın yürürlüğe giriş tarihinin 01.06.2005 olması karşısında, suç işledikten sonra yürürlüğe girmiş bulunan aleyhe kanunun TCK'nın 7. maddesi uyarınca sanık hakkında uygulanamayacağı cihetle; sanığın her iki mağdura karşı eyleminin daha lehe olan 765 sayılı TCK'nın 450/4. maddesinde düzenlenen "taammüden öldürme" suçunu oluşturacağı ve sadece bu suçtan cezalandırılması gerektiği düşünülmeden, sanık hakkında suç işledikten sonra yürürlüğe girmiş bulunan aleyhe yasa maddeleri uygulanmak suretiyle hüküm kurulmuş olması,
2-  Reşit olan ve fiilen birlikte yaşamadığı eşini terk ederek kendi rızası ile Süleyman isimli kişiyle birlikte yaşamaya başlayan Zahide ile onun birlikte ya şamaya başladığı kişi olan Süleyman'ın bu eylemlerinin, Zahide'nin kardeşi olan sanık Maksut için kasten öldürme suçunda haksız tahrik nedeni sayılamayacağı gözetilmeden, sanık hakkında haksız tahrik nedeniyle indirim yapılmış olması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla ye rinde görüldüğünden hüküm tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), sanık hakkında bozmadan önce kurulmuş bulunan hükümde TCK'nın 450/4-559 madde ve fıkraları uyarınca bir kez müebbet hapis cezasından daha hafif sayılacağı kuralı ile birlikte CMUK'nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 07.07.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.