Özet: Resmen evli olan sanığın, nüfus müdürlüğünden aldığı vukuatlı nüfus kayıt örneği üzerindeki medeni hal kısmında boşanmış gibi tahrifat yaparak çektirdiği fotokopiyi nüfus memurunun dalgınlığından istifade ederek onaylatmaktan ibaret eyleminin 765 sayılı TCK.nın 342/3. maddesindeki “resmi belgenin suretinde sahtecilik” suçunu, bu belgeyi evlendirme memurluğuna sunup şikayetçi ile resmi olarak nikahlanması eyleminin ise 765 sayılı TCK.nın 237/1. maddesindeki yasak evlenme akdi yaptırma suçunu oluşturacağı gözetilmelidir.

(765 s. TCK m. 237/1, 342/3)

Sanığın, resmi evli olmasına rağmen, nüfus müdürlüğünden aldığı vukuatlı nüfus kayıt örneği üzerindeki medeni hal kısmında boşanmış gibi tahrifat yaptıktan sonra fotokopisini çektirip tahrifatlı haliyle nüfus memurunun dalgınlığından istifade ederek onaylatmaktan ibaret eyleminin 765 sayılı TCK. nın 342/3. maddesindeki "resmi belgenin suretinde sahtecilik" suçunu, gerçeğe aykırı biçimde sahte olarak düzenlenen ve suçun konusunu oluşturan resmi belgenin sureti sayılan nüfus kayıt örneğini evlendirme memurluğuna sunup şikayetçi ile resmi olarak nikahlanması eyleminin ise 765 sayılı TCK.nın 237/1. maddesindeki suçu oluşturduğu gözetilmeden "resmi belgede sahtecilik" suçundan yazılı şekilde mahkûmiyete karar verilmesi,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), ancak 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekil Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında, sanığın 765 sayılı TCK.nın 342/3 ve 237/1. maddesinde öngörülen suçları oluşturan eylemlerinin, yasada gerektirdiği cezalarının türü ve üst sınırları itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK.nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği 01.11.2000 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiğinden yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca (DÜŞÜRÜLMESİNE), 20.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.