YARGITAY, bir genç avukatın yanağını okşayıp, öptüğü için cinsel saldırı suçu işleyen sanığa, verilen cezada “kadının beden ve ruh sağlığının bozulması nedeniyle” artırıma gidilmesine itiraz etti.

Yargıtay, dosyadaki raporlara rağmen “ani nitelikteki, devamı bulunmayan, kesik biçimde gerçekleştirilen dokunma” şeklindeki eylemle kadının ruh ve beden sağlığının bozulamayacağına hükmetti.

Dava dosyasına göre, 10 Mayıs 2011 tarihinde, Ankara’da bir icra müdürlüğünde müdür yardımcısı olarak görev yapan H.S,  çalışan avukat genç kadına “Ben sana çok alıştım, biz seninle iyi arkadaş olduk. Biz seninle artık avukat, müdür yardımcısı değil iki arkadaşız. Şimdi sen bana telefon numaranı vereceksin” dedikten sonra yanağını okşayarak, öptü. Olayla ilgili olarak Müdür Yardımcısı H.S hakkında “cinsel saldırı” suçundan Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.  

10 YILDAN AZ OLMAMALI

Genç kadın, yaşadığı olay nedeniyle “beden ve ruh sağlığının bozulduğuna” ilişkin iki ayrı üniversite hastanesinden rapor aldı. Yapılan yargılama sonucunda mahkeme  sanığa cinsel saldırı suçundan ceza  verdi. Mahkeme, suç tarihinde yürürlükte bulunan “suçun mağdurun beden ve ruh sağlığının bozulması halinde, 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezası verilir” hükmünü de uygulayarak verilen cezayı artırdı. Mahkeme, cinsel saldırı suçunun artırım maddelerinden biri olan “Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak” hükmünü de uyguladı. 

KARAR DEĞİŞTİ

Yapılan yargılama sonucunda mahkeme, toplamda sanık H.S’ye 8 yıl 4 ay hapis cezası verdi. Kararın temyiz incelemesini Yargıtay 14. Dairesi yaptı. Daire dosyayı önce onayladı. Yargıtay Başsavcılığı’nın itirazı üzerine dosyayı tekrar ele alan Yargıtay’ın kararı bu defa farklı oldu. Daire, sanığa verilen cezada artırım maddelerinin uygulaması nedeniyle verilen kararı bozdu. Daire, sanığın eylemi ile kadının beden ve ruh sağlığının bozulduğu yönündeki mahkeme kararına karşı çıkarak, özetle şu değerlendirmeyi yaptı:

BİR ÖPME İLE RUH SAĞLIĞI BOZULMAZ

“Sanık tarafından işlenen ani nitelikteki, devamı bulunmayan, kesik biçimde gerçekleştirilen dokunma şeklindeki bu eyleminden dolayı kastettiğinden daha farklı ve daha ağır bir neticenin meydana geldiğinin iddia olunduğu, olayın gerçekleşme biçimi nazara alındığında ağır netice olarak ortaya çıkacak mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmanın sanık tarafından öngörülemeyeceği ve taksirle dahi hareket etmesinin söz konusu olmayacağı, meydana gelen zararın cezanın bireyselleştirilmesinde alt sınırdan uzaklaşılması sırasında dikkate alınabileceği gözetilmeden, sanık hakkında 102/5 maddesinin uygulanmasının doğru olmadığı ve fazla cezaya hükmedilmiştir.”

MAHKEME DİRENDİ

Yargıtay’ın bozma kararından sonra dava dosyası tekrar yerel mahkemeye geldi. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 13 Kasım’da yapılan duruşmada, oy birliği ile ilk verdiği kararda direnme kararı aldı. Avukat Seher Kırbaş Canikoğlu dilekçesinde, kadının beden ve ruh sağlığının bozulması nedeniyle verilen cezada artırıma gidilmesine Yargıtay’ın karşı çıkmasını eleştirerek şu değerlendirmeyi yaptı:

ANİ OLDUĞUNDA SUÇ OLMUYOR MU

“Sanığın müvekkile dokunarak kasıtlı bir biçimde cinsel saldırı suçunu işlediği sabittir. Sanığın bu kasıtlı suç sebebiyle müvekkilin ruh sağlığının bozulacağını öngörmemesi mümkün değildir. Ayrıca ani hareketle gerçekleştirilen cinsel saldırı ile ani olmayan hareketle gerçekleştirilen cinsel saldırı arasında, mağdurda yarattığı etki bakımından herhangi bir farklılık bulunmamaktadır. Ani hareketle yapılan cinsel saldırıya daha az ceza vermeyi düşünmek, hangi motivasyondan kaynaklanıyor olabilir? İnsanın daha çok erkeklerin kendilerini tutamayarak yani kasıtsız olarak mı bu hareketleri yaptığını düşünmekteler ki, daha az ceza vermenin uygun olacağını düşünmekteler ve bunu yasalaştırmaktalar.”


http://www.hurriyet.com.tr/gundem/27649761.asp