Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, toplu sözleşme sürecinde eylem yapan Mersin limanı işçilerinin işten atılmaları üzerine açtığı davayı reddeden yerel mahkeme kararını bozarak işe iade kararı verdi.

Nurettin Öztatar

Mersin Limanı'nda geçtiğimiz yıl toplu sözleşme döneminde yapılan eylemi yasadışı olarak nitelendiren işverene ve yerel mahkemeye, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 'dur' dedi. Grev dahil olmak üzere yapılan eylemlerin gerek Anayasa'ya gerekse uluslararası sözleşmelere uygun olduğuna dikkat çekildi. Mersin 3. İş Mahkemesinin kararını bozan Daire, işçilerin işe iadesine karar verdi.

Grev hakkını düzenleyen 54. maddede yapılan değişikliklere dikkat çeken Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, "Siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev ve lokavtı, genel grev ve lokavt, işyeri işgali, işi yavaşlatma, verimi düşürme ve diğer direnişler yapılamaz" hükmünün ilgili maddeden çıkarıldığını hatırlattı.

Yasaklamalar uygulanmamalı
Anayasa değişikliğinin yasalara yansıtılmamamış olmasına dikkat çekilen 11 Haziran 2014 tarihli kararda, “AY md. 54'den anılan yasaklar kaldırılmasına rağmen 2822 sayılı Kanunda bu yönde bir değişiklik yapılmamış, ancak 6356 sayılı Yasada ise bu yasaklara yer verilmemiştir. Bununla birlikte, gerek 2010 değişikliği sonrası 2822 sayılı Kanun ve gerekse 6356 sayılı Yasanın ilgili hükümlerinin yorumu noktasında Anayasa değişiklikleri önem taşımaktadır. Zira, Anayasa değişikliği öncelikle yasa koyucunun bu konudaki iradesini ortaya koymaktadır, İrade; maddede sayılanların Anayasa metninden çıkarılmasıdır. Ancak bu noktada önemli olan husus; anayasa koyucunun yasakların uluslararası düzenlemelere aykırılığından hareket etmesi, dolayısıyla yasaklamaların Türk Hukuk sisteminde uygulanmaması gerektiğini benimsemesidir” dendi.

Ekonomik gerekçe zorunlu değil
Grevi de kapsayan toplu eylem hakkının bir insan hakkı olarak kabul edildiğine vurgu yapılan kararda, buna, grev benzeri protesto eylemleri, kurallı çalışma, işi yavaşlatma gibi eylemlerin de dahil edildiği belirtildi. ILO'nun denetim organlarının, grev hakkının yalnızca Toplu İş Sözleşmesinin imzalanması ile çözülebilecek endüstriyel uyuşmazlıklarla sınırlı olmadığı yönündeki değerlendirmesini paylaşan Daire kararında, “İşçilerin grev hakkı vasıtasıyla korudukları mesleki ve ekonomik menfaatler sadece daha iyi çalışma koşulları veya mesleki nitelikteki toplu taleplere ilişkin değildir. Ayrıca işçileri doğrudan ilgilendiren ekonomik ve sosyal politika sorunları ve işletmenin karşılaştığı problemlere yönelik çözümleri de içerir” dendi.

Eylemler yasadışı değil
Avrupa Sosyal Şartı ve denetim organı olan Avrupa Sosyal Haklar Komitesinin kararlarına da atıf yapan Daire, işten çıkarılanların işverenin bu tavrına karşı yaptıkları eylemlerin toplu eylem hakkı kapsamında yer aldığı hatırlatıldı. Türkiye,nin Avrupa Sosyal Şartı'nın 5 ve 6. Maddelerini onaylamadığına dikkat çekilen kararda, “Bununla birlikte, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Türkiye'ye ilişkin kararlarında Şartın ilgili hükümlerini uygulamıştır.” dendi.

Mahkeme, Uluslararası normlar uyarınca demokratik bir hakkın kullanımı şeklindeki protesto eylemlerinin barışçıl nitelik taşıdığı takdirde ve ölçülülük ilkesine uygun olmak şartıyla yasadışı eylem olarak değerlendirilmemesi gerektiğine hükmetti.

Daire, mahkemenin kararının bozularak ortadan kaldırılmasına, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, davacının yasal sürede başvurmasına rağmen işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminatın davacı talebi nazara alınarak davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında belirlenmesine oybirliği ile karar verildi. karar verildi.

Ne olmuştu?
24.02.2013 tarihinde işçiler, Mersin Limanındaki A, B, C, D ve E giriş kapılarını iş makinaları ve konteynır ile kapatarak eylem yapmıştı. Yerel mahkeme işten atılan işçilerin açtığı işe iade davasını “işçilerin işyerine girişi engelledikleri, eylemin saat 09:00 -14:00 arasında sürdüğü bu süre içinde işin durduğu, davalı işverenin davacının iş sözleşmesini 01/03/2012 tarihli ihtarname ile 4857 sayılı Kanunun 25/II-b ve 6356 sayılı Kanunun 70.Maddesi uyarınca haklı nedene dayalı olarak feshettiği, 24/02/2013 tarihi itibariyle 6356 sayılı Kanunun 60 maddesi uyarınca alınmış bir grev kararı bulunmadığı, davacı tarafın kendileri yerine başka bir işçi alınacağına yönelik duyum üzerine bu şekilde eylem yaptıklarına yönelik savunmalarının ispatlanamadığı kaldıki bu durumun işyerinde iş yavaşlatmayı gerektirmediği, MIP işyerinde uygulanması gereken kurallarda iş yavaşlatma direnişine katılmanın ihraç cezası gerektirdiği, 4857 sayılı Kanunun 25/2.maddesi uyarınca davacının iş güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, çalışmayı engellediği, ayrıca 6356 Sayılı Kanunun 70. Maddesine göre kanunsuz grevin işverene iş sözleşmesini haklı nedenle fesih imkanı tanıdığı hususları dikkate alındığında davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayandığı” gerekçesiyle davayı reddetmişti.

Yerel Mahkemenin kararı işçilerin avukatları tarafından temyiz edilmişti.

http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/yargitaydan-onemli-karar-isciler-toplu-eylem-yapabilir-haberi-94871