Türkiye 68 kuşağının en şanlı eylemi 12 Haziran İşgalleridir. Bu işgalin hedefi demokratik üniversitedir. İşgal tamamen olmasa bile kısmen başarıya ulaşmıştır. Yönetim öğrencileri muhatap olarak kabul etmiş ve talepleri tartışmıştır. Yönetimle yapılan görüşmeler sonucunda üniversitede birçok yenilik olmuştur.
Fakültelere öğrenciler tarafından seçilen öğrenci temsilcilikleri gelmiş, sınav ve sınıf geçme kuralları değişmiştir.
Bu eylem öğrenciler tarafından kurulan işgal komiteleri ve işgal komitelerinin seçtiği İşgal Konseyi’nce yürütülmüştür. İşgal Konseyi’nin iki başkanı vardır. Bunlar eşbaşkanlarıdır; Bozkurt Nuhoğlu ve Kemal Bingöllü.
Kemal Bingöllü bir Kürt’tür, Bozkurt Nuhoğlu ise Karadenizli bir Türk.. Peki, İşgal Konseyi’nin biri Kürt, diğeri Türk iki başkanının olması bir tesadüf müdür?
Asla, bir tesadüf değildir.. İşgal eylemini gerçekleştirenler, işgalin geniş bir öğrenci tabanına oturması ve başarıya ulaşması için bu tercihi özellikle yapmışlardır ve başarılı da olmuşlardır.
İşgal eylemi nasıl başladı, başlangıçta kimler vardı, işgal komiteleri ve İşgal Konseyi nasıl oluştu?
Bu eylem kararı Deniz Gezmiş ve arkadaşları tarafından verildi.. Sonradan liderliğe getirilen iki başkan, Bozkurt Nuhoğlu ve Kemal Bingöllü karar aşamasında yokturlar.
İşgal Sabahı Deniz’in isteği üzerine Bozkurt Nuhoğlu’nu ben gidip Fındıkzade’deki evinden aldım. Bozkurt’a “ üniversiteyi işgal ettik, Deniz seni arıyor” dediğimde Bozkurt bana inanmadı. Ben ısrar edince de “ Geliyorum…ama bu yalansa senin ben….” diye söylendi. İstanbul Üniversitesi’ne vardığımızda ise gerçeği gördü ve şaşırdı.. Üniversite işgal edilmişti ve üniversitede bütün yönetim öğrencilerin eline geçmişti.
Eylem soldaki öğrenci kuruluşlarını bir araya getirdi. Ayrı sol çizgilerde yürüyen DÖB ile FKF işgalin yönetimi konusunda anlaştılar. İki kuruluşun yöneticileri kendi karar mekanizmaları içerisinde işgalin yürütülmesine yönelik ilke kararları oluşturdular. Bir sağduyu oluştu ve bu sağduyu Kürt-Türk işbirliğine karar verdi.
68’in bu sağduyusu devlet yönetimine örnek olabilseydi bugün ABD vesayetine gerek duyulmaksızın Türkiye Orta Doğu’da söz sahibi olurdu.
İşte 68 budur.
Rahmi Ofluoğlu