Anayasa Mahkemesi, gerekçesini geçtiğimiz hafta yayımladığı 13.12.2023 tarihli İhsan Yalçın ve diğerleri (B. No: 2021/54219) kararında, yerel mahkemelerce silahlı terör örgütüne(FETÖ(PDY) üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan mahkûmiyetine hükmedilen başvurucuların, “Bank Asya hesaplarındaki işlemler nedeniyle, suç işlemek amacıyla kurulmuş örgütün amacını gerçekleştirmesine katkı sağlamak maksadıyla hareket etmediklerine, söz konusu işlemlerin rutin bankacılık işlemleri olduğuna ilişkin olarak kararın sonucunu değiştirebilecek nitelikteki iddialarının gerekçede karşılanmadığı” değerlendirmesiyle, toplam 80 başvurucu hakkında adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğinden bahisle yeniden yargılama yapılmasına karar verdi.
Anayasa Mahkemesi, muhtelif tarihlerde yapılan bireysel başvurular hakkında konu yönünden hukuki irtibat bulunması nedeniyle 2021/54219 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinde yapmış olduğu incelemede,
1- Başvurucuların Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) bilerek ve isteyerek yardım etme suçunu işlediği sonucuna varılarak mahkûmiyetlerine karar verildiğini,
2- Gerekçeli kararlarda, mahkûmiyete temel olarak tek ya da belirleyici delil şeklinde Bank Asya verilerine dayanıldığını,
3- Kararların gerekçelerinde; başvurucuların örgüt talimatı sonrasında Bank Asyada hesap açtırdıkları, yeni açtıkları ya da önceden mevcut olan hesaplara para yatırdıkları, altın ve döviz alım satım işlemleri yaptıkları, banka hesaplarında çeşitli hesap hareketliliği olduğu, kanun hükmünde kararnamelerle kapatılan işyerlerinden harcama yaptıklarının kredi kartı ekstrelerinden tespit edildiği hususlarına yer verildiğini,
4- Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay 3. Ceza Dairesinin muhtelif kararlarında; “FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı Asya Katılım Bankası AŞ'de gerçekleştirilen mutad hesap hareketlerinin örgütsel faaliyet ya da örgüte yardım etme kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilip örgüt liderinin talimatı üzerine örgütün amacına hizmet eden ve bankanın yararına yapılan ödeme ve sair işlemlerin başlı başına örgüte yardım etme olarak kabul edilebileceği nazara alınarak; sanığın hesap açtığı tarihten itibaren Bankasya hesap dökümlerinin tamamının uzman bilirkişi marifeti ile incelenip örgüt liderinin talimatı doğrultusunda bankaya para yatırılıp yatırılmadığı ve ayrı hesap açıp açılmadığı hususları saptanıp düzenlenecek rapor sanığa okunup savunması da alındıktan sonra hukuki durumunun takdir ve tayini” gerektiğinin içtihat edildiğini,
5- Başvurucuların da, Bank Asya’daki mutat hesap hareketlerine dayanılarak cezalandırılmaları, mahkûmiyet kararında bu konuda yeterli açıklamalara yer verilmemesi nedeniyle adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürdükleri,
6- Başvurucuların iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkı yönünden incelenmesi gerektiğini saptayarak,
“Başvurulara konu gerekçeli kararlarda 2014 yılı ve sonrasında gerçekleşen bir kısım hesap hareketine değinilmiş ancak başvurucuların Bank Asyadaki hesabının hangi tarihte açıldığı, bu hesaba ilişkin bankacılık işlemlerinin FETÖ/PDY lideri ve yöneticilerinin Bank Asya’ya destek olunması şeklindeki talimatı öncesindeki niteliği ve hacmi, bu talimattan sonra anılan hesabın ne şekilde kullanıldığı, aktif kullanım olarak kabul edilen işlemlerin hacminin ne olduğuna ilişkin herhangi bir açıklama yapılmamıştır.
Diğer bir ifadeyle söz konusu bankacılık işlemlerinin neden mutat olarak kabul edilemeyeceğine ilişkin yeterli bir değerlendirmeye yer verilmemiştir. Dolayısıyla başvurucuların örgüt liderinin ve yöneticilerinin Bank Asyaya destek olunması şeklindeki talimatı sonrasındaki bankacılık işlemlerinin bu talimattan önceki dönemle uyumlu olmadığı veya olağan dışı bir hesap hareketliliği niteliğinde olduğu ortaya konulmamıştır.
Dahası alınan bilirkişi raporlarının başvurucuların Bank Asya nezdindeki 2014 yılı öncesi de dâhil olmak üzere hesap açılış bilgileri, aylık bakiye gelişimi ve tüm hesap hareketlerine ilişkin olarak Yargıtay içtihatlarına uygun şekilde yeteri kadar açıklayıcı olmadığı tespit edilmiştir. Mahkûmiyet gerekçelerinde talimat üzerine mevduat hesabında artışına gidildiği veya mutat hesap hareketleri dışında bir işlemle bankaya likidite sağlandığı soyut ve genel ifadelerle dile getirilmiştir. Sonuç olarak başvurucuların suç işlemek amacıyla kurulmuş örgütün amacını gerçekleştirmesine katkı sağlamak maksadıyla hareket etmediklerine, söz konusu işlemlerin rutin bankacılık işlemleri olduğuna ilişkin olarak kararın sonucunu değiştirebilecek nitelikteki iddialarının gerekçede karşılanmadığı anlaşılmıştır.”
Değerlendirmesiyle, tüm başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere yerel mahkemelere gönderilmesine karar verdi.
Kararı adaletbiz için değerlendiren başvurucu İhsan Yalçın vekili Av. Çağlar Dilber:
“Anılan karar öncesinde benzer nitelikte ihlal kararları mevcut olmakla birlikte, bu incelemede izlenen yöntem itibariyle, hak ihlallerinin yoğunlaşması ve bireysel başvuru sayısının olağanüstü artması karşısında Anayasa Mahkemesi’nin de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi bundan sonraki süreçte birleştirme usulü izleyerek toplu ihlal kararları vereceği anlaşılıyor.
AİHM’in de geçtiğimiz günlerde FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyetine hükmedilen toplam 1000 başvurucu hakkında birleştirme usulü ile inceleme yapacağını duyurması karşısında, önümüzdeki aylarda binlerce mahkûmiyet kararının AYM ve AİHM kararları ile yeniden yargılamaya konu olacağı şüphesiz.”
Kararın tam metni için: