Ankara Barosu, Avukat Ahmed Buğra Çelik'in Antalya'da kendisini 'şüpheli' gören polis memurları tarafından fiziksel ve psikolojik 'işkence'ye uğradığını açıkladı. Baro açıklamasında, "Başlangıcı maalesef ki bu mevhum olay olmayan meslektaşlarımızın maruz kaldığı kolluk kuvveti kaynaklı her şiddet, kuşkusuz ki tekil adli vakalar değil avukatlar temelinde topluma verilmiş gözdağının başka şehirlerde ve başka zamanlarda vuku bulmuş benzer gösterileridir" denildi.
Ankara Barosu'nun açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
"Baromuz mensubu Av. Ahmed Buğra Çelik'in 24.08.2019 tarihinde Antalya'da polis memurları tarafından maruz kaldığı fiziksel ve psikolojik işkence, maalesef tüm kamuoyu olmasa da meslektaşlarımızın bilgisi dahilindedir.
"Başlangıcı maalesef ki bu mevhum olay olmayan meslektaşlarımızın maruz kaldığı kolluk kuvveti kaynaklı her şiddet, kuşkusuz ki tekil adli vakalar değil avukatlar temelinde topluma verilmiş gözdağının başka şehirlerde ve başka zamanlarda vuku bulmuş benzer gösterileridir. Zira meslektaşımız, arabasının içerisinde "telefonda konuşurken" kendisinden şüphelendiğini söyleyen ve bu şüphesinin mesnedini medeni bir toplum ve modern bir hukuk devletinde değil de adeta üniformasının kendisine sonsuz yetki verdiği bir kaos düzenindeymiş gibi davranan bir polis memuru tarafından darp edilmiş ve işkence görmüştür. Darp edilirken hem de kolluk kuvveti mensuplarınca maruz bırakıldığı "Nerede kaldı senin avukatlık?" sorusu, artık mesleki varlık sebebini reddeden ve halkın huzur ve sükununu sağlama görevinden çoktan uzaklaşmış, adeta halk sağlığı için tehlike arz eden birtakım devlet memurlarının silah taşıma yetkisiyle donatıldığının göstergesidir. Düşüncesi dahi son derece korkunç olan bu durum maalesef ki Antalya'da Avukat Ahmet Buğra Çelik'te; İstanbul'da Cumhurbaşkanlığı korumalarınca darp edilen ve doktor raporuna rağmen ilgili polisler için soruşturma izninin verilmediği Avukat Sertuğ Sürenoğlu'nda, karakollarda, adliyelerde her gün bir çok meslektaşımızda vücut bulmuştur.
"Avukata şiddet, kuşkusuz ki öncelikle vatandaşın savunma hakkına karşı şiddettir. Avukata şiddetin alt metni ise hak aramaya tahammülü olmayan bazı devlet yetkililerinin, o ülke üzerinde yaşayan ve hak arama özgürlüğüne sahip tüm vatandaşlara verdiği bir gözdağıdır.
"Tüm bu sebeplerle, meslektaşımız Avukat Ahmed Buğra Çelik'in mücadelecisi olduğu tüm hukuki aşamalarda yanında olduğumuzu, halkın huzur ve refahını sağlama görevi çerçevesinde silah kullanma yetkisi ile donatılmış ilgili memurların halen görevde kalmalarının bir halk sağlığı sorunu ve kamusal bir tehdit olmaları sebebiyle ivedilikle açığa alınmaları gerektiğini ilgililere ve tüm kamuoyuna saygılarımızla bildiririz."