Ülkede kimse muhalefetten tam olarak memnun değil, özellikle ülkenin en büyük Sosyal Demokrat partisi CHP üzerine yapılan eleştiriler gündemi, masalarda yapılan sohbetleri, ülkede ne kadar mekan varsa ortamları meşgul ediyor.
Neden olmuyor? Hemen liderlik demek en kolayı ve en yetersiz cevabı, hatta haksızlık…
Liderlik sorununun ötesinde kitle partisi olma iddiası, ideolojik görüntüleri göstermemeye, hatta kavramsal noktalarda bile Sosyal Demokrat söylem kullanılmamaya çalışılıyor.
Bugüne kadar bu yöntemin somut bir başarısı görülmedi.
TBMM ve Yerel Yönetim seçimlerinde CHP benzer oranlarda tutunarak oyunu korumayı başardı.
Ancak iktidara gelmeyi başaramadı.
Ünlü haziran seçimlerinden sonra bir ay süren koalisyon görüşmelerindeki başarısızlık ise liderliğe tahsis edilecek bir başarısızlık değil.
CHP’de kadro sorunu ve siyaset yapma tarzına yönelik ciddi sorunlar var.
Öncelikle CHP içinde KARİYERİST bir siyaset anlayışının yayılmasının engellenmesi birincil sorun olarak gözüküyor…
Üye olan kişinin tek hedefi milletvekili, il başkanlığı, belediye başkanlığı, parti meclisi üyeliği olmamalı, ya da öncelikli hedefleri olmamalı…
Sol ideallerin canlandırılabileceği bir parti ortamı gerekiyor. Aksi halde kariyercilik hükmünü sürdürecek.
KARİYERİZM DAİMA İDEALİZMİ YOK EDER…
Solda yer alan ve Sosyal Demokrat kimlik taşıyan bir partinin sol ideallerden sürekli beslenmesi gerekli, dünyada ve solda olup biten tüm ideolojik tartışmaları takip etmeli, sınıf hareketlerini izlemeli, üretim süreçlerindeki yeni iş bölümlerini tahlil etmeli…
Ve sonrasında kesintisiz ve sürekli yenilenmeli, ancak böylece bir Sol parti var olabilir, sol kalabilir, güçlenebilir, halkı ikna edebilir, iktidara gelebilir…
CHP bunları yapmıyor, bu nedenle her türlü sıkıntılar liderliğe bağlanıyor, eleştiren kişinin lider olduğunda eleştiri yaptığı kişinin politikalarını izlemeyeceğine dair hiçbir kanıt yok, çünkü parti değişmedikçe politika değişmez.
Ortada liderlikten öte kadro ve siyaset yapma sorunu var.
Öncelikle sözünü ettiğimiz kariyerist eğilimler kurumsal yapılarla durdurulmalı.
Parti ideolojisinin güncel uygulamalarını üreterek, kadrolarını, örgütünü yenilemeli, sadece bu durum bile yeni dalgalar oluşturacaktır. Fikirlerin tartışılacağı toplantılar ve hatta tüzük izin verdiği ölçüde fikri tartışmalar için kurultaylar toplanmalı…
İngiliz işçi partisi teorisyenleri ünlü İngiliz Marksisti Eric Hobsbawm’la kamuouyu önünde tartıştılar, hiçbir kaygı duymadan, bunlar ciddi ve geliştirici yaklaşımlardır.
Sanırım CHP’nin de kendi sağı yerine, solda yer alan düşünce adamları ile diyalog kurması ve bunu kamuoyu önünde yapması önemlidir, aslında bu durum önemde kazanmıştır, bu sayede önemli bir fikri zemin yeniden gelişecektir.
Fikirler olmadan idealler olmaz…
İdealist kadroların öne çıkması içinde kariyerist bakışın geriletilmesi gerekmektedir.
Bunlar olmadan liderlik değişimi sorunları çözmez…