Niyazi ÖZKAYA*
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 20. maddesine göre, tacirler her türlü borçlarından dolayı iflâsa tabi oldukları gibi, Kanun hükümlerine uygun olarak bir ticaret unvanı seçmeye ve kullanmaya, işletmelerini ticaret siciline kaydettirmeye ve ticari defterler tutmaya mecburdurlar. TTK’nın 84. maddesi uyarınca Kanun’a uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır(1). 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK) hükümlerine göre; mükellefler tutmak zorunda oldukları kanuni defterleri (defteri kebir hariç), tasdik ettirmek zorundadırlar. Ayrıca, bu defterlerin tasdik ettirileceği zaman ve tasdik makamı da önemlidir.
VUK’un 220-226. maddelerinde defterlerin tasdik ettirilmesine ilişkin hükümler belirtilmiş olup, aşağıdaki bölümlerde açıklanmıştır. Mükelleflerin yasal olarak tutmak ve kullanmak zorunda oldukları defter ve belgelerin Katma Değer Vergisi (KDV) indirimi açısından büyük bir önemi vardır. Zira katma değer vergisinin başarısı sağlıklı bir belge düzenine bağlıdır. Mal ve hizmet alışlar nedeni ile ödenmiş olan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29, 34 ve 54. maddelerinde yapılan düzenlemelere uygun olması gerekir. Anılan maddelerde özetle, KDV’nin fatura ve benzer belgelerde ayrıca gösterilmesi ile belgelerin yasal defterlere kaydedilmesin ön planda tutulmuş bulunmaktadır.
A- DEFTER TUTULMASININ AMACI
Sürekli damga vergisi mükellefiyeti tesis ettirmek zorunda olan mükelleflerin, damga vergisi defteri tutması ve bu defteri notere veya ticaret sicil memurluğuna tasdik ettirmesi; söz konusu defterin VUK’a göre tasdiki mecburi olan diğer defterler gibi tasdikinin zamanında yapılmaması durumunda, mükellef adına VUK hükümleri uyarınca ceza kesilmesi gerekmektedir(2).
Gelir elde ettiği hususunda somut bir tespitte bulunmayan kişi adına, sırf defterlerini tasdik ettirmediği gerekçesiyle matrah takdir edilmesinde yasal isabet yoktur(3).
Kapanış tasdikini yaptırmayan tacirlerin ticari defterlerini zayi ettiklerinde, ticaret mahkemesinden “zayi belgesi” alamazlar(4).
TTK’nın 84. maddesi uyarınca kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır(5).
Kayıtlarını tasdiksiz bir deftere işleyen mükellefin vergi kaçırma kastı bulunduğunun kabul edilmesi gerekir(6).
Mükelleflerin ticari işlemleri ve ilişkilerinde diğer mükelleflerle karşılaşabilecekleri ticari ihtilaflar açısından, defterlerin ticari ilişkiyi kanıtlayacak delil olabilmesi için Kanun’da yazılı defterlerin açılış tasdiki ile kapanış tasdikinin de yaptırılması önem taşımaktadır. Kapanış tasdikini yaptırmayan tacirlerin ticari defterlerini zayi ettiklerinde, ticaret mahkemesinden zayi belgesi alamayacakları yargı kararında da belirtilmiştir. Dönem sonunda tasdiki gereken defterlerin süresinde tasdik ettirilmesi, hiç tasdik ettirilmemesi, yasal süresinin geçirilmesinden sonra tasdik ettirilmesi farklı sonuçlar doğuracaktır. Bu kapsamda defterler ticari hayatın vazgeçilmezlerindendir. Dolayısı ile mükelleflerin defter tasdiklerini uygulamada sorunla karşılaşmamaları için mevzuatta belirtilen sürelerde yaptırılması gerekmektedir.
* Eskişehir Vergi Dairesi Başkanlığı, Grup Müdürü
(1) Yrg. 19. HD.’nin, E. 2007/3315, K. 2007/8215 sayılı Kararı.
(2) MB.’nin, 24.10.2008 tarih ve B.07.1.GİB.0.02.62/6221-358 sayılı Özelgesi (Yaklaşım, Ağustos 2009).
(3) Dn. 4. D.’nin, 16.03.1999 tarih ve E. 1998/932, K. 1999/1089 sayılı Kararı.
(4) Seyfi YILDIZ - Suphi ASLANOĞLU, “TTK ve VUK Açısından Ticari Defterler ve Ticari Defterlerde Kapanış Tasdiki”, Yaklaşım, Haziran 2006, Sayı: 162, s. 2143-251
(5) Yrg. 19. HD.’’nin, E. 2007/3315, K. 2007/8215 sayılı Kararı.
(6) Dn. 7. D.’nin, 06.06.2002 tarih ve E. 2000/6671, K. 2002/2292 sayılı Kararı.