Kanadalı madencilik şirketi Alamos Gold’un Kaz Dağları’nda sürdürdüğü madencilik faaliyetleri ve buna paralel olarak gerçekleştirilen doğa katliamına karşı başlatılan Su Ve Vicdan Nöbeti 24. gününde. 5 Ağustos’ta gerçekleştirilen eyleme 10 binden fazla kişinin katıldığı, başladığı günden bu yana da bazen nöbet yerindeki çadırlarda konaklayarak bazen de günübirlik gelerek binlerce kişinin ziyaret ettiği bölgenin bugün çok önemli bir misafiri vardı: Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say.
Fazıl Say, Kaz Dağları’nda yaşanan çevre katliamına ilk olarak 4 Ağustos’ta sosyal medya hesabından tepki göstermiş ve “Elinden geleni yapmaya hazır olduğunu” söylemişti. Say, bir gün sonra da “18 Ağustos Pazar sabahı Kaz Dağları’ndaki korkunç doğa katliamına dur demek için bir orman konseri planlıyoruz” sözleriyle etkinliğin duyurusunu yapmış ve eklemişti: “Hatta bir de; bugün bestelediğim ‘Kazdağları Marşı’ bestesinin ilk seslendirilişi olacak o sabah.”
İşte o marşı, Kaz Dağları’nın yemyeşil gölgesinde bugün on binlerce kişi ilk kez dinledi. Eylemin doğrudan parçası konumundaki Çanakkale Belediyesi’nin kaldırdığı otobüslerle kent merkezinden gelen Çanakkaleliler, “Kaz Dağları bizim de akciğerlerimizdir” diyerek çevre illerden çıkarak alana ulaşanlar ve günlerdir burada olanlarla birlikte hem Kaz Dağları’na hem de çevreye, geleceğine sahip çıkmak için binlerce kişi Kirazlı’daydı.
"Yaşamaktan, yaşatmaktan yana olmalıyız, müzik de zaten bunu anlatıyor"
Fazıl Say, saat 11:20'de başlayan ve yaklaşık 50 dakika süren konserde ilk olarak kendi besteleri Ses ve Kara Toprak'ı çaldı. İlk iki eserin ardından kısa bir konuşma yapan Say, söze "Bugün burada bu kadar büyük bir kalabalık olması, bu kadar aydın insanların doğayı korumak için bir araya gelmesi beni de çok heyecanlandırdı ve çok mutlu etti. Onur duydum Türk halkıyla bugün" diye başladı.
Sözleri büyük alkış alan Say, ilk gününden beri kamp alanında olan ve Kaz Dağları'nda yaşananlara dikkat çekenlere bu konser fikrini de onlar verdiği için özel olarak teşekkür ederek şöyle devam etti:
"Bu gezegende insanlar olarak bitkiler, hayvanlar için, hepimiz için geleceğe bir şeyler bırakmak istiyorsak doğayı korumak zorundayız. Yaşamaktan yana olmalıyız. Müzik de zaten bunu anlatıyor. Bu konsere Türkiye’nin dört bir yanından insanlar geldi. Bu çok büyük bir fedakarlık."
Kapanış İzmir Marşı'yla yapıldı; Fazıl Say dakikalarca ayakta alkışlandı
Kaz Dağları için bestelediği marşı da ilk kez Su Ve Vicdan Nöbeti'nin gerçekleştirildiği alanda icra eden Say, ayrıca Beethoven, Chopin, Mozart ve Erik Satie'nin bestelerinin yanı sıra kendi eserleri olan Nazım Oratoryası ve Troia Sonatı'ndan bölümler de çaldı.
Konserde, Mozart'ın Türk Marşı adlı eseri hem orijinali hem de Say'ın yaptığı caz aranjmanıyla iki kez seslendirildi ve günün en çok beğenilen parçaları oldu.
Kapanış ise İzmir Marşı'ylaydı. Say, alandakilerden marşa eşlik etmelerini isterken konserin sona ermesinin ardından dünyaca ünlü müzisyen dakikalarca ayakta alkışlandı.
"Birkaç neslin geleceği karartılıyor"
Konser öncesinde alanı on binlerce kişi doldururken bölgeye gelişler konser sırasında da devam etti. Konser öncesinde yaptığı konuşmaya Su ve Vicdan Nöbeti'ne katılanları selamlayarak başlayan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, "Homeros İlyada’da tanrıların savaşı Kaz Dağları’ndan izlediğini yazar. Dünyanın en önemli efsanelerine ev sahipliği yapmış bir alandasınız. Bugün şehrimize Kaz Dağları hepimizin diyerek gelen hepiniz hoş geldiniz" dedi.
"Yeryüzünde savaşlar bitmiyor; insanın insanla, doğayla savaşı dinmiyor. Savaş her zaman topla tüfekle de gelmiyor; topraklarımız özel izinlerle, teşviklerle emperyalistlere teslim ediliyor" diye konuşan Gökhan, şöyle devam etti:
"Atamızın çoban ateşini yaktığı yerin hemen karşısında yıllar sonra yine toprağımızı korumak zorunda kalıyoruz. Bir karış toprağını vermemek için can verenlerin abideleştiği bu kutsal topraklarda altımız oyuluyor ama buna sessiz kalmıyoruz. Burada kurdu kuşu, sincabı, ağacıyla bir ekosisteme tecavüz ediliyor. Ne için, bir avuç altın için! Altımıza dinamit yerleştiriliyor, bir neslin, birkaç neslin geleceği karartılıyor."
"Selam olsun Salda Gölü'ne, Munzur'a, Murat Dağı'na; Fazıl Say'ın şahsında destek olan tüm sanatçılara"
Konser öncesi konuşma yapan İda Dayanışma Derneği'nden Hicri Nalbant da konser öncesinde yaptığı konuşmada, Kaz Dağları'nda dünyanın en kirli sanayilerinin kurulmak istendiğine dikkat çekti. Nalbant, "Çanakkale'de Kaz Dağları'nın talanına karşı çeyrek asırdır mücadele veriliyor. 60 'tan fazla dava açılmış ve mücadelede kesinlikle şiddette başvurulmamıştır. Buradan doğa mücadelesi veren Salda Gölü'ne, Munzur'a, Murat Dağı'na selam olsun. Fazıl Say'ın şahsında bize destek olan tüm sanatçılara selam olsun" ifadelerini kullandı.
Konserden saatler önce binlerce kişi alana ulaştı
Konser öncesi sabah saatlerinden itibaren alana binlerce kişi geldi. Kamp alanında konaklayanlar için erzak ve malzeme getirenlerin yanı sıra, yaz tatilinin kalanını bölgede geçirmek için ekipmanlarıyla gelen birçok kişi de vardı. Bir gün önceden kurulan sahneden, konser başladığında alanda tam bir sessizlik olması için sık sık anonslar yapıldı.
Çanakkale merkez ve çevre illerden gelen vatandaşlar alana üstleri aranarak alınırken, saat 11:00’de başlayan konser öncesi alanın büyük bir bölümü erkenden doldu. Konser alanının altında erken saatlerden itibaren araç yoğunluğu oluştu.
Jandarma güçleri, Kirazlı-Balaban mevkindeki kamp alanına gelen yollarda arama ve kimlik kontrolü yaptı. Alana çakmak alınmazken, güvenlik tehlikesi nedeniyle sigara içilmesi ve ateş yakılması da yasaklandı.
Fazıl Say, alana 09:30 civarında ulaştı. Alkışlarla karşılanan Say, ardından sound check için piyanonun başına geçti. Say’ın performansı ara ara alkışlarla bölündü.
Su Ve Vicdan Nöbeti 24. gününde
Alamos Gold firmasının maden faaliyetleri sonrası bölgeye verdiği zarara tepki olarak Kaz Dağları’nda başlatılan Su ve Vicdan Nöbeti 26 Temmuz’dan bu yana devam ediyor. Eylemciler, bölgedeki maden faaliyetlerinin durması talebiyle Kirazlı’da günlerdir nöbet tutuyor.
Ağaç kesimini yapıldığı maden arama sahası
Kaynak T24