FETÖ davalarında samimi savunma mı, iddiaları ret mi, hangisi sanığın yararınadır?
Tutuk bir eski hakimle avukat görüşme odasında ki diyaloglar
Ofluoğlu
-Eğer anayasal düzeni cebir ve şiddet kullanarak değiştirmeyi amaçlayan bir silahlı örgüt üyesi değilseniz neden samimi bir savunma yapmıyorsunuz?
FETÖ iddianamelerinde FETÖ’nun nihai amacının çok gizli olduğu, piramit şeklinde 7 katlı bir yapıya sahip olduğu, hücreler şeklinde örgütlendiği, nihai amacının anayasal düzeni cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu yazılı.
Yargıtay’ın FETÖ kararlarında; Örgütün yeterli güce ulaşıncaya kadar nihai amacını gizlediği, kamusal alanda hukuk içerisinde kalmaya özen gösterdiği, toplumsal alanda din, Türkçe Olimpiyatları, dershaneler, okullar gibi faaliyetleri ile kendisine meşruiyet kazandırdığı kaydediliyor.
FETÖ’nun 2012 den itibaren kriminalize olmaya başladığı, sürecin 17-25 Aralıkla devam ettiği, 26 Mayıs 2016 tarihli Milli Güvenlik Kurulu tavsiye kararı ile devlet tarafından ilk kez silahlı terör örgütü olarak kabul edilip kırmızı kitaba alındığı tespitleri yapılmaktadır.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi ayrıca FETÖ yapılanmasının terör örgütü olarak kabul edilip kırmızı kitaba alındığı tarihe kadar örgüt içerisindeki kimlerin örgütün nihai amacını bilebilecek durumda olduklarının tespiti için kişinin örgüt içerisinde bulunduğu katman, yani hiyerarşik yapı içerisinde ki yeri, kişisel konumunun somut delillerle tespiti gerekmektedir.
16. Ceza Dairesi bir bozma kararında;
İlçe imamlığı,
Dini sohbet toplantıları,
Örgüt dershane ve okullarına gitmek, çocuklarını gönderme,
Cemaat evlerinde kalma,
Kurban gibi dini inançlı bağışlar,
Cemaat gazete ve dergilerine aboneliğin silahlı örgüt üyeliğinin kesin delili olmayacağına, bunların sempati ve iltisak düzende kalmış faaliyetler olacağına hükmetmiştir.
Sizin hakkınızdaki iddianamede sizin ağabeylik yaptığınız, sohbet toplantılarına katıldığınız, HSYK seçimlerinde bu yapının adayları için çalıştığınız iddiaları var. Bunlar Yargıtay kararlarına göre FETÖ Silahlı örgütü suçunu oluşturmaz.
Sanıkları susma hakkı temel haklarındandır. Siz bu yapının silahlı terör örgütü olduğunu bilmiyordum diyorsunuz, o zaman benim önerim samimi bir savunma yapmanız.
HM
-Rahmi Bey, birçok insan sırf bu iddialarla tutukla, 10 yıl ceza alanlar var, adil bir yargılama olduğuna inansak elbette en doğrusu sizin dedikleriniz.
-İlk derece mahkemeleri Yargıtay kararlarına uymuyor demek istiyorsunuz. O zaman karar Yargıtay’da bozulacak demektir.
HM
-Yargı çok kötü durumda.
Ofluoğlu
-Ben bu kadar kötümser değilim. Sizin dediğinize göre inkar etseniz, samimi ifade verseniz de ceza alacağım demek istiyorsunuz. O zaman ikisi arasında fark yok.
HM
-İkisi arasındaki fark bir gün hukuk geri gelirse adil bir kararla aklanırız.
Ofluoğlu
-Sizin dediğiniz gibi hukuk bir gün geri gelirse iki halde de ister samimi ifade verdiğiniz için, isterse inkar ettiğiniz için ceza almış olun aklanacaksınız. Ben kaldı ki az önce söylediğim gibi yargı konusunda sizin kadar kötümser değilim.
HM
Samimi ifade versem ne kazanacağım Rahmi Bey?
Ofluoğlu
-Çok şey kazanırsınız. Bir kere karşınızdaki heyettekiler sonuçta insanlar, samimi olduğunuzu görecekler ve bizim 16. Ceza Dairesinin FETÖ kararlarında belirttiği hususları, kast, hata ve haksızlık ilkeleri doğrultusundaki savunmamız güçlenecek, etkili olacaktır. Beraat etmesiniz de hükmen tahliye şansınız artacak.
Eski hakim müvekkil, bu diyaloglar sonucu benim önerime yaklaşır gibi oldu. Ama içi çok dolu ve diyalogu sürdürmeye kararlı.
HM
-Rahmi Bey mahkemeler çok farklı kararlar veriyorlar, cezada adalet ilkesine uyulmuyor. Kimi mahkeme ölçüsüz cezalar veriyor, bir kısmı adli kontrolle tahliye ediyor, bir kısmı hükmen tahliye kararı veriyor, bir kısmı tutukluluğun devamına karar veriyor, yargıda tutarlılık yok. Ayrıca özellikle hakim tutuklulara farklı bakılıyor.
Ofluoğlu
-Ben çok kötümser değilim dedim. Yargı iyi durumda demedim. Ama biz her koşulda adalete güvenmek ve hukuk mücadelemizi vermek zorundayız.
Basının FETÖ yargılamalarında Rekor Ceza diye manşet attığı davada sanık müdafii benim.
Sanık hakkındaki tek delil bylock, günde 3 sinyal, toplam süre 10 gün, 1 er saniyelik ve robotik hareketlerle.. Bu durumda mahkeme 10 yıl 6 ay cezaya hükmetti. Dosyada 16. Ceza Dairesinin, “Yargıtay’ın bylock kararı” diye basının verdiği kararında aradığı iki önemli koşuldan hiçbiri yok.
- Hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde teknik verilerle tespit yok.
- Sanığın FETÖ yapılanmasının silahlı bir terör örgütü olduğunu gösteren somut deliller yok.
Buna rağmen sanığa gerçekten rekor bir ceza verildi ve tutukluluğunun devamına karar verildi.
Bu karar hukuken tamamen hatalı bir karardır ve bizim düşüncemiz Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesinin adil bir karar vereceğidir.