Özel Hukuk

Hukuki Dinlenilme Hakkı, BAM kararı

Dilekçe teatisi tamamlanmadan dosya üzerinde görev konusunda kararı verilemez

ÖZET: HMK'nın 114. maddesi uyarınca dava şartlarından olan görev konusunda aynı Kanun'un 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de, ancak bunun için dava dilekçesinin davalılara tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerekir. Dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmesi HMK'nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına da aykırılık oluşturmaktadır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2171
KARAR NO : 2019/1821
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2019
NUMARASI : 2019/243 2019/402
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 13/09/2019
BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 04/04/2019 tarihli ve 2019/243 Esas, 2019/402 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi.
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde; Taraflar arasında 04/03/2014 Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi yapıldığını, sözleşme noter huzurunda yapılmadığını, bu sözleşmeye istinaden İstanbul İli, ..., A Blok, 11. Katta bulunan bağımsız bölüm 30/06/2014 tarihinde, 242.000 USD bedel karşılığında alıcı olan davacıya teslim edilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki anlaşmaya göre davacı (alıcı) tarafından 90.090 USD davalı satıcıya ödendiğini, inşaat yapımının süresinde ilerlemesi ve satış vaadi sözleşmesinin talep edilmesine rağmen resmi şekilde yapılmaması ve nihayetinde taşınmaz 30/06/2014 tarihinde teslim edilmemesi nedeni ile davacı (alıcı) ödenen paranın kendisine iadesini talep ettiğini, vekili aracılığı ile birçok kez görüşmeler yapıldığını ancak sonuç alamadığını, davalı şirket muhasebecisi tarafından 30/02/2015 tarihinde davacı vekiline gönderilen mail ile özetle sözleşmedeki hükümlere istinaden 6.290 USD'nin 90 gün içerisinde iade edileceği bildirildiğini, davacı bu maile aynı gün cevap vererek ödediği toplam bedelin 30 gün içerisinde iadesini talep ettiğini, taraflar arasında yapılan sözleşmenin resmi şekilde yapılmaması, süresinde herhangi bir teslim ve tapu devri yapılmaması nedeni ile davacının (alıcı) ödediği parayı geri isteme hakkı doğduğunu bu nedenle davalı aleyhine Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün 2018/21106 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve davalı haksız yere icra takibine itiraz ettiğini, davalının borç miktarını bildiğini ve alacağın belli olduğun, bu nedenle davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle Bakırköy .... İcra müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasındaki takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, mahkeme masraflarının ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini vekâleten arz ve talep etmiştir.Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 04/04/2019 tarih, 2019/243 Esas, 2019/402 Karar sayılı usulden red kararı davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaldırılması gerektiğini, kamu düzeninden olan görev hususunun hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde netleştirilmesi gerektiğini, davacının tacir olup olmadığına ilişkin ya da uyuşmazlığın ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına ilişkin araştırma yapılmadığını, davanın ticari bir dava olup olmadığının tespit edilmediğini, Yargıtay içtihatları gereğince taşınmaz satışlarında alıcının taşınmazı satın alma amacına göre görevli mahkemenin tespit ve tayini gerektiğini, bu nedenle kararın kaldırılmasını istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki 04/03/2014 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğundan bahisle ödenen satış bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı nedeniyle açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden herhangi bir araştırma yapılmadan ve ön inceleme aşaması tamamlanmadan tensip ara kararıyla asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği görülmüştür. Mahkemenin görevli olması dava şartıdır (HMK. m.114/1-c). Dava şartları ve ilk itirazlar, ön incelemede sonuca bağlanır. Ön inceleme ise, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılır (HMK. m.137/1, 139/1 ilk cümle). Buna göre görevsizlik kararı verilebilmesi için; dava dilekçesinin davalıya tebliği (HMK. m. 122), cevap süresinin beklenmesi (HMK m.127), cevap verilmesi halinde davacıya tebliği (HMK m. 126), davacının cevaba cevap verme süresinin beklenmesi, verdiğinde diğer tarafa tebliği (HMK. m.136/1), davalının ikinci cevap süresinin beklenmesi, verdiğinde diğer tarafa tebliği (HMK. m. 136/1) zorunludur. Mahkemenin, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verilebileceğini öngören aynı Kanun'un 138. maddesi hükmü, dilekçelerin karşılıklı verilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Bu hüküm, hakime, belirtilen hususlar hakkında gerekmiyorsa ön inceleme duruşması yapmaksızın karar verebilme yetkisi tanır. Ön inceleme duruşması yapmaksızın dosya üzerinden karar verilebilmesi için de davanın ön inceleme aşamasına getirilmiş olması gereklidir. Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 137/1. maddesinde, ön incelemenin dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılacağının açıkça öngörülmüştür. Diğer yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 1086 sayılı Kanundan farklı olarak iddia ve savunmanın genişletilmesi yahut da değiştirilmesi yasağını dava ve cevap dilekçesinin verilmesiyle başlatmamış; bu yasağı, ileriye dilekçelerin karşılıklı verilmesinin tamamlanmasına, bazı hallerde ön inceleme duruşmasına kadar ötelemiştir. Bu düzenleme ile davacının cevaba cevap dilekçesinde iddialarını değiştirerek ve genişleterek başlangıçta görevli olmayan mahkemeyi görevli hale getirmesi de mümkün hale gelmiştir. Tarafların bu haklarını kullanabilmeleri, dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesini veya bunun için kanunda belirlenen sürelerin geçmesini zorunlu kılmaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 114. maddesi uyarınca dava şartlarından olan görev konusunda aynı Kanun'un 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de, ancak bunun için dava dilekçesinin davalılara tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerekir. Dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmesi HMK'nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına da aykırılık oluşturmaktadır. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2017/7690 Esas, 2017/11212 Karar sayılı kararı)Bu nedenle mahkemece yapılacak iş dilekçe teatilerinin tamamlanmasından sonra gerekirse taraflar dinlenerek taşınmazın davacı tarafından satın alma amacının tespit ve tayini, ticari amaçla satın alıp almadığı, taşınmazın niteliği incelenerek mahkemenin görevli olup olmadığını tespit ettikten sonra sonucuna göre görev yönünden karar vermekten ibarettir. Bu nedenle istinaf talebi yerinde olup kararın kaldırılarak mahkemesine iadesine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalının İstinaf talebinin KABULÜNE,
İlk derece Mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA,
Dosyanın, gerekçede belirtilen hususlara göre incelenerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere mahkemesine İADESİNE,
İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalı taraftan alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yapılan 27,00 TL posta masrafı ve 165,70 TL (istinaf başvuru harçları toplamı) olmak üzere toplam 192,70 yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu.
13/09/2019