Karşılıksız çek düzenlemesi evrensel ilkelere aykırı ve tutarsızdır

RAHMİ OFLUOĞLU

Yatırım Ortamının İyileştirilmesine ilişkin yasa tasarısı ile 5941 sayılı çek kanununda yapılan değişiklikler evrensel ceza hukuku ilkelerine ve 5237 sayılı TCK’nın umumu hükümlerine, anayasaya, uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu gibi kendi içerisinde de çelişkilidir.

Türkiye’de karşılıksız çeke ceza 1985 yılında 3167 sayılı yasa ile ilk kez ceza sistemimize girmiş, yasada iki kez önemli değişiklikler yapılmıştır.

İlk değişiklik 4814 sayılı yasa ile yapılmıştır. İkinci önemli değişiklik 2009 yılında 5838 sayılı yasa ile yapılmıştır.

Çek nakittir ilkesi

Evrensel hukukta çek bir ödeme aracı olup bankada mevcut nakit para karşılığında keşide edilir.  Çek keşidecisinin bankada para olmamasına rağmen çek keşide etmesi 3167 sayılı yasada suç olarak düzenlenmişti.

Çek hem mülga 6762 sayılı kanunda ve hem de 3167 sayılı çek kanununda ibrazında ödenen nakit karşılığı bir ödeme aracı olmasına karşın piyasalarda çek bir yıla varan vadelerle keşide edilmekte idi. Piyasalardaki uygulama ile yasalardaki çek tanımının uyumsuzluğu 2008 küresel krizine kadar önemli bir arıza yaratmadan devam etti. 2008 küresel krizinde bankalar ödeme sıkıntısına giren firmaların müşteri çeklerini gününden önce takasa sokup karşılıksız işlemi yaptırınca 3167 sayılı çek kanunu ilk büyük fiyaskoya neden oldu.  Birçok itibarlı firmanın çeki 2008 küresel krizinde erken ibraz nedeniyle karşılıksız işlemine tabi oldu. Bu arada birçok ticaret odası yöneticisin de çeki erken ibraz sonucu karşılıksız işlemi görmüştü. Böylece ticaret odalarının öncülüğünde sorun hükümete taşındı ve 2009 yılının 2. Ayında 5838 sayılı yasa ile vadeli çek kavramı hukuk sistemimize girdi ve çeklerin erken ibrazı yasaklandı.

Vadeli çek kavramı 5941 sayılı yasa ile de korundu.

5941 sayılı çek yasasının cezayı düzenleyen 5/1 maddesi “ Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında…” demek suretiyle vadeli çek kavramını kabul ediyordu ve uygulama da bu yönde oldu.

Çek vadeli olunca karşılıksız çek suçu açıkça ceza hukukunun temel ilkeleri ile çelişir oldu. Çek yasasının uygulanmasında asliye ceza ve sulh ceza mahkemeleri ve Yargıtay tıkanma noktasına gelince 2012 yılında karşılıksız çek cezası ceza hukuku sistemimizden çıkarıldı.

Karşılıksız çek cezası şimdi yeni torba yasa ile tekrar geri geliyor . Torba yasanın  karşılıksız çek cezasını düzenleyen 62’inci maddesi aslında yeni tek bir kelime içermiyor. 5941 sayılı çek yasasının 5’inci maddesi eski haline getiriliyor.

Karşılıksız çek cezasını kaldıran 6273 sayılı yasanın genel gerekçesi ve madde gerekçesi halen geçerli. Anayasanın 38’inci maddesi değişmedi yerinde duruyor, uluslararası sözleşmeler değişmedi, borçtan hapis yasağı bütün medeni ülkelerde geçerliliğini koruyor.  Bugün halen 6273 sayılı yasayı çıkaran AKP iktidarda. Bütün bu olgular karşısında karşılıksız çek cezasının yeniden cezası sistemine dahil edilmesi çelişkilidir.

SUÇUN OLUŞMASI

TCK 21’inci madde “Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır.”  demektedir. Vadeli çekte kastı nereye koyacaksınız? Ceza Hukukunun temel ilkelerine göre kast fiilin işlendiği zaman mevcut olmalıdır. Çekin keşide edildiği zaman ile ibraz edildiği zamanlarda yetkililer farklı ise nasıl bir çözüm bulacaksınız?

Çeki keşide eden sorumludur dersek ibraz gününde parayı bankaya yatırmayan şirket sorumlusunun ihmali davranışından çeki keşide eden neden sorumlu olsun? Çekin ibrazında yetkili olan sorumludur derseniz hesapsız kitapsız çek keşide eden şirket sorumlusunun eyleminden neden sonraki yetkili sorumlu olsun?

Gördüğünüz gibi mızrak çuvala sığmıyor..

Karşılıksız çeklerle ilgili bu düzenleme ne İsa’ya ne de Musa’ya yarayacak. Fazla değil 5-6 ay sonra piyasalarda çek kullanımı azalmaya başlayacak,  zaten kötü durumda olan piyasalar bu durumdan olumsuz etkilenecek, faktöring ve bankalar ıskonto edecek çek bulamayacaklardır.

İyi niyetlisi, kötü niyetlisi, çekini ödeyemeyen veya ödemeyen kişilere cezalar yağacak, Türkiye büyük bir borçlular hapishanesine doğru yol alacaktır. Yargılama icra mahkemelerine bırakıldığından, yargılama usulü İİK suçları gibi olduğundan, temyiz yolu kapalı, icra mahkemesinin kararları itiraza tabi olduğundan yargılamalar kısa sürecek ve mahkum sayısı hızla artacaktır.

Çek yasağı

Yeni düzenleme ile sadece mali işlerden sorumlu şirket yetkilisine değil şirketin bütün yönetim kurulu üyelerine ve müdürlerine çek yasağı konulacaktır. Şirket müdürü veya yönetim kurulu üyesi olmasına rağmen çeklerle ilgili hiçbir yetkisi bulunmayan şirket yöneticilerine çek yasağı konması cezaların şahsiliği ilkesine açıkça aykırıdır. Bu düzenleme ile kişiler başkalarının işlediği fiilden sorumlu olacaklardır.

Bu düzenlemenin ömrü kısa olacaktır.