Yazdığı köşe yazılarıyla gündemi belirleyen Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Abdulkadir Selvi, bugünkü yazısında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik'in yargılandığı davayı kaleme aldı.
İşte Abdulkadir Selvi'nin "Bilirkişinin de FETÖ'yle irtibatı çıktı" isimli köşe yazısı:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik’in FETÖ’den 40 yıla kadar varan hapis talebiyle yargılandığı davaya, avukatı üzerinden Kılıçdaroğlu’na bir kanal oluşturuluyor kaygısıyla mesafeli durmuştum. Ancak Celal Çelik’in sıfırlama tapelerinin gerçek olduğuna dair bir raporu mahkemeye sunması üzerine rezervimi kaldırdım.
Çünkü iddia edilen tapeler, 17-25 Aralık soruşturma dosyasında yer almıyor. 17-25 Aralık savcısı Celal Kara, Cumhuriyet gazetesinden Can Dündar ile yaptığı ve seri halinde yayınlanan röportajının 27 Ocak 2015 tarihli bölümünde, “Öğrendiğim kadarıyla orada Bilal dinlenmiyormuş. Yani oradakiler, kanuni dinleme tapeleri değil” diyor. Şimdi firari bir FETÖ’cü olan Celal Kara, “İddianamede Erdoğan olacaktı” diyecek kadar gözü dönmüş birisiydi. Celal Kara, yasal olarak böyle bir dinlemenin yapılmadığını söylüyor.
17-25 Aralık operasyonunu gerçekleştiren FETÖ’cü eski İstanbul Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 10.07.2015 tarihinde yaptığı, “Recep Tayyip Erdoğan ile Bilal Erdoğan arasında geçmiş konuşma kaydı ve dinlenmelerine ilişkin herhangi bir mahkeme kararı bulunmamaktadır. Recep Tayyip Erdoğan ile Bilal Erdoğan arasında doğrudan geçen konuşma kaydı bulunmamaktadır” açıklaması üzerine, resmi internet hesabından “Hani dinlemiştik?” diye tweet atmıştı.
Yakup Saygılı’nın başında olduğu Mali Şube’nin bilgisayarlarında 17-25 Aralık fezlekesi hazırlanırken, Erdoğan için “dönemin Başbakan’ı” yazılmıştı. 17-25 Aralık operasyonuyla darbe yapıp Erdoğan’ı devirmişler de fezlekeye “dönemin Başbakan’ı” yazıyorlar... Devrik başbakan anlamında.
"KILIÇDAROĞLU'NUN AVUKATI NEDEN TAPELER GERÇEK DİYE ORTAYA ÇIKMA GEREĞİ DUYDU?"
17-25 Aralık operasyonunu bilen firari FETÖ’cü savcı Muammer Akkaş ise FETÖ’nün yayın organı olan Millet gazetesinde 18 Mayıs 2015 günü yaptığı açıklamada, “Bu ses kaydından internette yayınlanana kadar hiç haberim olmadı. Bizim dosyamızda böyle bir kayıt yok” demişti.
Muammer Akkaş ki, adliye önünde bildiri dağıtacak kadar militan bir FETÖ’cüydü.
FETÖ’nün ilk beşi diyebileceğimiz Celal Kara, Muammer Akkaş ve polis şefi Yakup Saygılı, sıfırlama tapeleriyle ilgili olarak böyle bir dinleme yapılmadığını ve soruşturma dosyasında yer almadığını söylerken,
Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik neden tapeler gerçek diye ortaya çıkma gereği duydu?
Hem bu sorulara yanıt bulabilmek, hem de Kılıçdaroğlu’nun bu konuya değinip değinmeyeceğini merak ettiğim için CHP grubunu izledim.
Kılıçdaroğlu değinmedi. Oysa Celal Çelik hakkında dava açılmasına neden olan süreç, Kılıçdaroğlu’nun FETÖ’cüler tarafından yasa dışı olarak üretilmiş konuşmaları Meclis kürsüsünden dinletmesiydi. Kılıçdaroğlu bu kez ses kayıtlarını dinlettirmek bir yana, hiç değinmedi bile.
HUKUK BÜROSU GÜLEN DAVASINA BAKIYOR
Celal Çelik’in bir gün önceden “Yer yerinden oynayacak” diye duyurduğu bilirkişi raporunu dikkatle inceledim. Gerçekten yeri yerinden oynatacak bir rapor hazırlamışlar. Sıfırlama tapeleri için, 17-25 Aralık’ta Erdoğan’ı devirmeyi amaçlayan FETÖ’cülerin yasadışı bir üretimi deniliyor. Bu tapelerle ilgili bilirkişi raporu aldığını iddia eden Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, FETÖ iddiasıyla 40 yıla kadar varan hapis talebiyle yargılanıyor.
ŞİMDİ SIKI DURUN
Kılıçdaroğlu’nun FETÖ’cülükle suçlanan avukatı, bula bula ABD’de Fetullah Gülen’in bürosuyla çalışan bir bilirkişiyi bulmuş. Bilirkişi yerine raporu bizzat Fetullah Gülen’den alsa daha inandırıcı olurdu...
ABDULLAH GÜL'LE İLGİLİ ANKET NE DİYOR?
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, CHP ve HDP seçmeninin gönlünü kazanmaya dönük açıklamalar yapmaya devam ediyor. Gül’ün Cumhurbaşkanı adaylığı gündeme gelince CHP’liler ayaklanmışlardı. Gül, 2023’te aynı direnişle karşılaşmamak için Erdoğan neyi destekliyorsa ona karşı çıkıyor.
CHP milletvekilleriyle konuşuyorum. Bir grup milletvekili Gül’e karşı tavrını sürdürüyor. Ekrem İmamoğlu’nu destekleyenler “CHP içinden biri olsun” diyor. Muharrem İnce ise iddiasını koruyor. Tabii bu işin bir de ‘Millet İttifakı’ boyutu var. Kılıçdaroğlu, Gül’ü ortak aday yapmak istemesine rağmen Meral Akşener’in çıkışı bunu engellemişti. Son zamanlarda İYİ Parti’ye yönelik operasyonların altında Akşener’in direncini kırma çabası mı yatıyor sorusu önemini koruyor. Cumhurbaşkanı adayı konusunda ‘Millet İttifakı’nda Kılıçdaroğlu ile Gül ve Akşener ile İmamoğlu ekseninden söz ediliyor.
Abdullah Gül’e CHP tabanı da mesafeli duruyor. Hilmi Daşdemir’in başkanı olduğu Optimar Araştırma Şirketi’nin 25-31 Ocak tarihleri arasında 26 ilde 2 bin 317 kişi üzerinde yaptığı araştırmada ilginç sonuçlar yer alıyor. “Abdullah Gül ile Erdoğan son tura kalsa kime oy verirsiniz?” diye sorulduğunda CHP’lilerin yüzde 70.9’u, İYİ Partililerin ise yüzde 58.4’ü kararsız olduğunu ifade ediyor. Ali Babacan’la ilgili de benzer sonuçlar çıkıyor. CHP’lilerin yüzde 69.5’i, İYİ Partililerin ise yüzde 52.7’si kararsız çıkıyor.
İlginç olan, “Abdullah Gül’e ve Ali Babacan’a oy veririm” diyen AK Partililerin oranı. AK Partililerin yüzde 2.1’i Gül’e, 2.2’si ise Babacan’a oy vereceğini söylüyor.
Gül ve Babacan CHP’lileri kazanamadıkları gibi, AK Partilileri de kaybetmişler."