Konuk olarak katıldığı TV kanalının ‘yayın durdurma’ cezası alması nedeniyle, ‘ifade özgürlüğünün ihlal edildiği’ gerekçesiyle Ankara 14’üncü İdare Mahkemesi’ne başvuruda bulunan Av. Dr. Başar Yaltı, başvurusunun reddi üzerine konuyu Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne taşıyan Yaltı’nın itirazı haklı bulundu.

 “İfade özgürlüğüm kısıtlanıyor” diyen konukların RTÜK’e karşı iptal davası açabileceği anlamına gelen bu karar bir ilk olarak oldukça önemli…

Avukat Dr. Başar Yaltı, TELE1 televizyon kanalındaki bazı programlara konuk olarak katıldığını belirterek, RTÜK tarafından kanala verilen ‘yayın durdurma’ cezası nedeniyle kendisinin ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasıyla Ankara 14’üncü İdare Mahkemesinde dava açtı.

 Mahkeme Yaltı’nın başvurusunu reddederken, ret kararında, “…program yayınının 5 gün süreyle durdurulmasına ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 01.07.2020 tarih ve 2020/27 sayılı toplantısında alınan 10 sayılı kararının, anılan şirkete ilişkin olduğu, davacının kişisel menfaatini etkileyecek hukuki bir etki ve sonuç taşımadığı ve davacının, dava konusu işlemle güncel, kişisel ve meşru bir menfaatinin ihlal edilmediği…”gerekçesiyle Yaltı bakımından dava ehliyeti bulunmadığına hükmetmiştir.

 Ankara 14’üncü İdare Mahkemesinin ret kararını Ankara Bölge İdare Mahkemesine taşıyan Yaltı’nın talebini haklı bulan Ankara BİM, ilk derece mahkemesinin dava ehliyeti yokluğu gerekçesiyle vermiş olduğu “ret” kararının kaldırılmasına ve davanın esasına girilerek, davaya konu RTÜK işleminin hukuka uygun olup olmadığına karar verilmesi gerektiğine karar verdi.

 Bu bağlamda bir ilk olan Ankara Bölge İdare Mahkemesinin anılan kararında; “…davacının, yayını durdurulan televizyon kanalında zaman zaman konuşmacı olarak programa katıldığı, görüş ve düşüncelerini açıklamak suretiyle kendini ifade ettiği, bahse konu kanalın kapatılması işlemi nedeniyle Anayasa ile teminat altına alınmış olan düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti çerçevesinde kullandığı bir araçtan mahrum kalacağı, ifade hürriyetinin kısıtlanacağı, bu durumda davacının kişisel, meşru ve güncel bir menfaatini ihlal niteliğinde olduğu, dolayısıyla davacının işbu iptal davasını açabilmesi için ehliyeti bulunduğunun kabulü ve İdare Mahkemesince davanın esası yönünden inceleme yapılarak işlemin hukuka uygun olup olmadığı hususunda bir hüküm kurulması gerektiği…”ifade edilmiştir.

 Karar, özellikle iktidarın hoşnut olmadığı basın ve yayın kuruluşlarına karşı Basın İlan Kurumu ve RTÜK gibi kurumlar aracılığıyla uyguladığı ‘ilan vermeme’ ve ‘yayın durdurma’ cezalarına karşı ilgili basın yayın kuruluşunun yanında, konuk katılımcıların da ‘ifade özgürlüğü’ bağlamında iptal davası açabilmesine olanak tanımaktadır.

 Bu yönüyle karar, ifade özgürlüğü alanında yeni bir kazanım olarak kabul edilebilir.

Mahkeme aynı kararlar farklı Mahkeme aynı kararlar farklı

KARARIN TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ.

Editör: Haber Merkezi