MİGROS…

Sevgili dostlar size yüreklere dokunacak bir olay anlatmak istiyorum, eşimin başından geçen. Sonu güzel biten ama…

            Sabah kalktığımda, eşim, bizim ufaklığı uyutmak için uğraşıyordu. Deniz uyuduktan sonra eşim, birkaç alışveriş yapmak için Migros’a gideceğini söyledi. Biraz gecikerek eve geldiğinde ise;

            Migrosa gittim, alacaklarımı aldım, hesabı ödedim, oradan ayrıldım. Çıkış kapısında bir kadın,kucağında 1-1,5 yaşında bir çocuk. Kadının gözü, yüzü mosmor, belli ki dayak yemiş. Bana seslendi o an. Dilenci olmadığını, çocuğunun çok aç olduğunu, kocasının gece içki içip kendisini dövdüğünü, ikisini dışarı attığını, geceyi dışarıda, oturdukları apartmanın bahçesinde bir battaniye ile geçirdiklerini söyledi.

            Çocuğa baktığımda açlıktan bayılacağını, yüzünün, renginin kalmadığını gördüm.  Elimdeki poşetten Deniz’e aldığımız çocuk çikolatalarından verdim ufaklığa, çikolatayı görür görmez, kokusunu alır almaz elime yapıştı, belki 4 belki 5 seferde hemencecik bitirdi orada. Ama yetmemişti, bir tane daha ister gibi baktı, ben de bir tane daha verdim, öyle hoşuna gitti ki ufaklığın, yüzü gülüyor, rengi yerine geliyordu.

            Onları eve davet ettim ancak kadın, çok bitkin ve aç olduklarını, biraz dinlenmek istediğini söyledi. Ben de Migrostan içeri girdim ve oradaki anonsör bayana durumu izah ederek insanlara yardım çağrısında bulunmasını rica ettim. Hatta anonstan sonra kendim de yüksek sesle Migros müşterilerine seslendim.

            İnanırmısın ne kadar müşteri, çalışan varsa dışarı çıktı, kadın ve ufaklığa yardım etmek için. Kimi bir şeyler aldı, kimi giyecek, kimi yiyecek yardımında bulundu. Migros çalışanları da kuver tabağı büyüklüğünde dolma, sarma, peynir vs… getirdiler.

            Bu esnada, kelli-felli bir adam yanımıza gelerek, kadına şikayetçi olup olmadığını sordu, kadın karakolun neresi bile olmadığını, eve gitmek istemediğini söyleyince; merak etme, önce karakola gideceğiz, o adamdan şikayetçi olacaksın, senin ve çocuğunun tüm barında, eğitim,iş artık aklına ne gelirse artık ben üstleneceğim.  Hiç korkma, hiç üzülme, önce çocuğu bir hastaneye götürüp kritik olan sağlık durumu hakkında yapılması gereken bir şey var ise onu yapmalıyız diyerek araca bindiler ve Hastaneye gittiler.

            Kadın, araca binmeden önce bana ve çocuğuma çok dua etti Ulaş, minnettar olduğunu söyledi dedi.

            Sevgili dostlar, Allah, kimi kiminle karşılaştıracağını biliyor sanırım.

            Öncelikle Migros ailesine; duyarlı, güvenilir, iyiliksever çalışan ve müşterileri bir arada toplayan eylem ve söylemlerinden, dünden bugüne takındığı ilkeli ve toplumsal duruştan ötürü teşekkür ederim. Akabinde, hiç tereddüt etmeden yardım elini kadıncağız ve ufaklığa açan, kelli-felli beyefendiye şükranlarımı sunarım.

            Ve tabiî ki eşime, Seni Seviyorum Özge.

            Çocuklarımız geleceğimiz, yaşlılarımız geçmişimizdir….

 

            Sevgi ve Saygılarımla…

 

Ulaş SABANCILAR

Katılım Büro-Sen Gnl.Bşk.Yrd.

(Basın ve Halkla İlişkiler)

e-mail : ulassb@gmail.com