İnce Kılıçdaroğlu'nun genel merkezde ortak açıklama yapmayı kabul etmediği için evinin bahçesinde açıklama yaptığını belirtti. İnce, "Beş gündür Türkiye Erdoğan – Trump görüşmesini, ekonomiyi bıraktı bunu konuşuyor. Ben bunun böyle olacağını tahmin ettim. Bu yalan haber çıkınca hissettim, ‘Burada bir tezgâh var’ dedim. Sabahın köründe arkadaşlara ‘Tweet atalım, açıklama yapalım’ dedim. Burada bir komplo, tezgâh var. Sayın Genel Başkan’ın 21 Kasım’da katıldığı TV programda, 'Şaşırmadım, doğrudur' dedi. Şaşırmadığını göre demek ki önceden biliyor. Ya yazılacağını ya da olayı biliyor. ‘Doğrudur, ismi açıklayamam’ dedi. Ben bunu görünce ‘Eyvah, parti bir kaosun içine girecek’ dedim. Kriz anında doğru yönetilmeyecek, partim yara alacak. Hissettim bunu" diye konuştu.
“Kılıçdaroğlu, ‘Sana haber vereceğim’ dedi, aramadı”
21 Kasım Çarşamba günü saat 11.23’te Kılıçdaroğlu'na telefon açtığını belirten İnce, "14 dakika sonra 11.37'de bana dönüş yaptı. 8 dakika 19 saniye konuştuk. ‘Burada bir yalan var, partimiz yara alacak.Yanınıza geleyim, birlikte görüntü verelim. Hiçbir CHP’li bunu yapmaz. O kişi ben değilim. Gel bu badireyi atlatalım.Tartışılacak bu. Atatürk resmini kim indirdi, kim indirmedi tartışmasına benzeyecek aynı. CHP yara alacak, geminin kaptanı sizsiniz, birlikte açıklama yapalım’ dedim. ‘Tamam ben sana haber vereceğim’ dedi. Haber falan vermedi. Doğrusu bu açıklamanın 21 Kasım günü genel merkezde Kılıçdaroğlu ile birlikte yapmamızdı. O zaman hiçbir şey olmayacaktı, partide yara almayacaktı. Bana şimdi ‘Nerede burada açıklama yapıyorsun’ diyenlere bunu hatırlatmak isterim" dedi.
“Ben partimi gözüm gibi sakınırım”
İnce, "Ben aradım, görevimi yaptım. Ben partimi gözüm gibi sakınırım, partiye zarar gelsin istemem. Adeta yalvardım. ‘Yapmayın, etmeyin bu yalan’ dedim Geldiğimiz noktada bir özet yapmak istiyorum. ‘Muharrem İnce gitti mi’ bunu herkes biliyor. Yalan haber, buraya Muharrem İnce gitmedi, Muharrem İnce gitmediği gibi hiç kimse de gitmedi. Burayı geçtik artık" ifadesini kullandı.
İnce açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“CHP, 82 milyona bu tezgâhı kimin kurduğunu açıklamalıdır”
"Bu tezgâhın sorumluları ortaya çıkarmalıdır. CHP yönetiminin 82 milyona borcu vardır. CHP, bir şirket değildir. CHP bir aile değildir, bir siyasi partidir. Türkiye’yi geliştirmeye, Türkiye’yi yönetmeye talip bir partidir. AK Partilileri, MHP’lileri, HDP’lileri, İyi Partilileri ilgilendirir. CHP, 82 milyona bu tezgâhı kimin kurduğunu açıklamalıdır.
“Milyonların umutları üzerinden entrika çevirenlerden utanç duyuyorum”
Muharrem İnce 24 Haziran seçiminden beri iftira kampanyası ile karşı karşıya. ‘Seçim akşamı alkollüydü, NATO askeri kaçırdı’ gibi dedikoduların hepsi CHP Genel Merkezi’nde üretilmiştir. CHP’deki bir küçük grup üretmiştir. 24 Haziran akşamından bu yana bu grup dedikodu üretmektedir. Bunların Muharrem İnce’den bu kadar çekinmesi bana gurur veriyor. Madem CHP siyasette en güçlü dönemdeymiş, neden Muharrem İnce ile uğraşıyorsunuz o zaman? Milyonların umutları üzerinden entrika çevirenlerden utanç duyuyorum. Gururla utanç yan yana burada. Beni yıpratmak için harcadıkları enerjiyi AKP’ye harcasalar emin olun iktidar olacağız.
“Komployu kuranları partiden atarsak yeniden şahlanırız”
İnce, "Bu komplocular CHP’nin ayağında prangadır. CHP kendi ayağındaki prangayı kırmadığı sürece temiz siyaset yapması imkânsız hale gelecektir. CHP, temiz siyaset için önce bu pisliği temizlemelidir. Burada temizlik yapmadan ‘temiz siyaset’ iddiamızın geçerli olmayacağını düşünüyorum. Arınma, temizlenme, şahlanış buradan başlayabilir. Komployu kuranları partiden atarsak yeniden şahlanırız, arınırız, temizleniriz.
Kılıçdaroğlu çağrı: İsmi açıkla
Bir başka çağrım sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nadır. 'Şaşırmadım, biliyorum, isim veremem' dediniz. Şaşırmadıysanız biliyordunuz. 'İsmi biliyorum' dediniz, açıklamalısınız. ‘Saray komplosu’ diyerek işin içinde çıkamazsınız. Erdoğan’ın bu ülkeye çok kötülük etti evet ama bunun neresinde Saray? Ben Saray’ı aklamıyorum, ‘Saray’la ciddi mücadele edelim’ dedim. Çıktı meydan okudu. ‘Ben kimseyle görüşmedim, ispatlarsan Cumhurbaşkanlığından istifa ederim. Sen edebilir misin’ dedi Kimi kandırıyoruz? Erdoğan'ın ağzına malzemeyi kendin veriyorsun. Kendi partinin evladına komplo kurarak Erdoğan’ın ağzına malzemeyi veren sensin. Bu dedikoduyu ben yaymadım ki. Kırklareli’de 164 kişiyi bir gecede partiden atıyorsunuz, Genel Başkan Yardımcısı'nı bir günde partiden atıyorsunuz, bu haini atmayacak mıyız? Kim bu hain. Bu komployu kuranlar yarın Kemal Kılıçdaroğlu’na da komplo kurar. Ben sayın Genel Başkan’a barış elini uzattım. Beraber başarma elimi uzattım. ‘Gel beraber temizleyelim’ dedim kabul etmedi. Benim yapacağım başka bir şey yok bu konuda. Tek başıma kalsam yine de mücadele edeceğim. Yaptıklarım doğrudur.
"En büyük üzüntüm ne biliyor musunuz? Ben ne iftiralarla karşılaştım. Ben ne kara kışlar gördüm. Hiçbirisi zoruma gitmez. Gazeteci benimle ilgili yalan haber yapmış. İlk yapan değil son yapan da olmayacak. Yapsın. Üzüntüm ne biliyor musunuz? 15 yaşında samanlığın oraya CHP yazmıştım. 40 yıldır bu partide, hiçbir yere gitmeden, partinin tuvaletini yıkayarak, misafirlere çay servisi yaparak, partinin bayraklarını asarak, broşürlerini dağıtarak, ilçe, il yöneticiliği, milletvekili, grup başkanvekilliği, cumhurbaşkanı adayı olmuş biri olarak 'Biliyorum, doğrudur" yerine 'Ben emekli olduktan sonra CHP’ye geldim. Muharrem İnce çocukluğundan beri CHP’de. Ben direkt milletvekili oldu, İnce gençlik kolu başkanı oldu, sekreter oldu. Muharrem İnce 40 yıldır CHP'de, Muharrem İnce'ye bu yakışmaz, CHP'nin hiçbir evladına yakışmaz. Bu yalandır, ben buna inanmıyorum' demesini beklerdim.
Partinin sözcüğü ağzını açmadı daha. Ne diye savunmuyorsunuz. Bugün partiyi yönetenler ciğerimi dağlıyor. Kim oluyorsunuz siz de savunmuyorsunuz? Muharrem İnce bizim arkadaşımızdır. Partinin baraja takıldığı zaman il başkanımızdır. Partinin çelengine tek başına sırtlayan arkadaşımızdır. Bizim Cumhurbaşkanı adayımızdır. Muharrem İnce böyle bir görüşme yapmaz. İftira atıyorsunuz. Yalan söylüyorsunuz' deselerdi içim yanmazdı. Kimse açıklayacaksınız, kim bunlar, nasıl disiplin anlayışı bu.
Ben bu ülkede 16 yıldır milletvekilliği yapmış insanım. Erdoğan, Bahçeli, Karamollaoğlu, Akşener'le de görüşürüm. Nasıl görüşürüm? Partiye sorarım, tweet atar basına haber veririm. Cumhurbaşkanlığı kampanyası için gittiğimizde böyle yapmadık mı?
Sen malzeme verirsen kumpası kurarlar. Dedikoduyu kim çıkartıyor? Dedikodu AK Parti'den mi CHP'den mi çıkıyor? Gazetecinin kaynağı ‘Bunu CHP'liden duydum, Kılıçdaroğlu'na doğrulattım' diyor.Demek ki bu dedikodu CHP Genel Merkezi’nden çıkmış. Bunu bulmak boynumuzun borcu.
“CHP’de bulunanlar ve CHP’de olanlar farklı kişilerdir”
Bu haberi görünce kısa süre CHP'li olamaz, ama CHP’de bulunan biri olabilir diye düşündüm. CHP’li olanlar ile CHP’de bulunanlar aynı kişiler değildir. Kısa sürede CHP’de bulunanlar yarın parti tökezlediğinde terk eder. Yine CHP bize kalır. Onlar milletvekili olmak, çıkar için gelmiştir.
Bununla mutlaka hesaplaşacağız. Hesaplaşmadan helalleşemeyiz. Helalleşmeyi de mutlaka sağlayacağız.
Uğur Dündar ve Candaş Tolga Işık’a teşekkür
Bu arada teşekkür etmem gerekenler var. Başta Uğur Dündar, Candaş Tolga Işık. Birileri bu haberi yazdırmak istiyor sürekli. Bu arkadaşlar yazmıyor. Kullanışlı gazeteciler, yalancı kaynaklar, koltuk düşkünü politikacılar olabilir biz bunlara rağmen mutlu bir Türkiye için çalışmaya devam edeceğiz. Takdir milletindir, kamuoyunundur.
“Kendiniz aday olamadınız, mecburen beni aday yapmadınız mı?”
82 milyonun vicdanına seslenerek bitiriyorum. Ben bunun neresindeyim? 41 yıllık sonra 30 barajı ben aştırmadım? Meydanlara umutları doldurmadım mı? Kendiniz aday olamadınız, mecburen beni aday yapmadınız mı? Unuttunuz mu bugünleri? Ben partinin evladı değil miyim? Siz de hiç vicdan yok mu? Otobüsüme binmek için torpil yapmadınız mı?Yazık, günah değil mi? Ne kötülük yaptım ben size?
“Ben başardım zaten, kişisel derdim yok”
Kötü insanlardan iyi yönetici olmaz. Ben bu partinin her kademesinde oldum. Size bütün samimiyetimle söylüyorum, hiçbir kişisel ikbal derdinde değilim. Ben geçen gün bir arkadaşıma, "80 yaşında bir gazeteci adam yalan söylüyor. Torunuma, ‘Evladım bütün mücadele senin için" dedim. Şu tarlada inekleri otlatıyordum ben. Ben başardım zaten. Kişisel bir derdim yok, derdim ülkem, çocuklarımız. Bu ülkenin Atatürkçülerine, samimi müslümanlarına, emeklilerine, sağcılarına, solcularına, bunalmış yurttaşlarımıza sesleniyorum. Ben sizin bildiğiniz Muharrem İnce'yim. Öfkesini de sevgisini de olduğu gibi anlatan Muharrem İnce’yim. Olduğu gibi doğruları söyleyen Muharrem İnce’yim.
Ekrem İmamoğlu ile bir bağlantısı olduğunu düşünmedim. Bir iki yerde okudum bunu. Bu ‘Muharrem İnce Saray’a gitti’ yalan haberi gibi bir palavra.
Bana bir daha‘Parti içinde mi devam edecek misiniz mücadelenize? sorusunu sormayın. CHP benim için bir yaşam biçimidir. Ben bu partinin beş dönem milletvekiliydim. Ben partiye Atatürk'ün emaneti gözüyle bakıyorum partiye. Ben öngördüm, söyledim. Liderlik krizi hissetmektir. Krizi önlemektir. Ben kaptanı uyardım. Kaptanı uyardım, tayfaların da akıllı olması lazım.
İsim buradan konuşulmaz. Sayın Kılıçdaroğlu'na söylediğim gibi. Bazı konular halka açık yerlerde konuşulmaz. Talat Atilla açıklamalıdır. Saray açıklamasını yaptı. Şimdi Talat Atilla konuşmalı, Kılıçdaroğlu'na kimi doğrulattı? Bunun üzerine gitmemiz lazım. İki günde çözeceksiniz, partiden atacaksın. Bu kadar basit.
Sayın Genel Başkan'a tekrar çağrıda bulunuyorum. Benim partililiğimi sorgulayacak bir insan yok. Genel Başkan ile oturup bu kumpası çözmemiz gerekiyor. Erdoğan nasıl kandırıldıysa bizim Genel Başkan da kandırıldı demek ki. Ben çiğ yemedim ki karnım ağrısın. Uyardım,’Yara alacağız’ dedim ama olmadı.
Komployu kuranlar kendilerini çok iyi biliyor. Aynı teknede yazın tatil yapmışlardır, onlar kendilerini biliyor. Çıkar için gelmiş olanlar var. İkili ilişkilerimizde sorun yoktur Genel Başkan ile. Fakat ikili ilişkilerimizi konuşmuyoruz orada zaten sorun olmaz. Türkiye'yi yönetmeyi konuşuyoruz.
"Kılıçdaroğlu'nu yeniden aramayacağım"
CHP'nin FETÖ tarafından ele geçirildiği iddialarına inanmıyorum. CHP'de bundan nasibini almıştır.
Bu iş burada bitmez. CHP yoluna bu şekilde devam edemez. Bu iş çözülecek. Çözmeye davet ediyorum, istifaya değil. Ne zaman çağırırsa oradayım, kompleksim yok.
Dere görmeden paça sıvanmaz. Delegeler henüz seçilmedi. Olağanüstü kurultay mı bunu en iyi komployu kuranlar bilir.
24 Haziran 2018 akşamı benimle ilgili iftira atan gruplar aynı. Seçim gecesi başladılar. Her gün yeni bir iftira. Bu yapıyı kıracağız.
Kılıçdaroğlu'nu artık aramayacağım, aradım"
Kaynak T24