ORTAĞA VERİLEN BORÇ PARALARIN KDV’SİNDE SON DURUM

Coşkun ARAS*
 
6009 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla(1) Gider Vergileri Kanunu’nun 28. maddesinin üçüncü fıkrası değiştirilerek, ödünç para verme işlemini esas iştigal konusu olarak yapmayanların ticari icaplar gereği yaptıkları borç para verme işlemleri BSMV’nin kapsamı dışına çıkarılarak, anılan tereddütler giderilmiştir. Ayrıca, konu ile ilgili olarak 87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliği’nde(2) ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır.
“mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere para toplama işlerini “esas iştigal konusu olarak yapanların banker kapsamında BSMV’ye tabi olacakları, bir işlemin esas iştigal konusu olarak yapılıp yapılmadığının, işletmenin kuruluş gayesi ve bu gayesini gerçekleştirmek için yapmakta olduğu işlem veya işlemlere bakılarak belirleneceği”
Gider Vergileri Kanunu’nun 6009 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle değişik 28. maddesinin üçüncü fıkrasında, “90 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye göre ikraz işleriyle uğraşan kişiler ile anılan maddenin ikinci fıkrasında belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini “esas iştigal konusu” olarak yapanların 6802 sayılı Kanun’un uygulanmasında banker sayılacağı” belirtilmiştir. Anılan 28. maddenin ikinci fıkrasında yer alan muamele ve hizmetler aşağıdadır:
- Banka muamele ve hizmetleri,
- Kendileri veya başkaları hesabına menkul kıymet alıp satmayı, alım - satıma tavassut etmeyi veya alıp sattıkları menkul kıymet karşılığı borçları ödemeyi taahhüt etmeyi meslek haline getirenlerin bu faaliyetleri,
- Mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere devamlı olarak para toplama işleri.
Buna göre, banker kapsamında banka ve sigorta muameleleri vergisi mükellefi olunabilmesi için yukarıda belirtilen işlemlerin esas iştigal (ana faaliyet) konusu olarak yürütülmesi ve bu işlemler dolayısıyla lehe para alınması gerekmektedir. Bankerlerin sadece yukarıda belirtilen işlemleri dolayısıyla lehe aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olup, diğer işlemleri ise katma değer vergisine tabi bulunmaktadır. Tebliğ’de yapılan açıklamalara göre, bir işlemin esas iştigal konusu olarak yapılması, işletmenin kuruluş gayesi ve bu gayesini gerçekleştirmek için yapmakta olduğu işlem veya işlemlere bakılarak belirlenecektir. Örneğin, inşaat ve otelcilik alanında faaliyet gösteren bir şirket, Kanun’un 28. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri esas faaliyet konusu işlemleri ile birlikte yapabilir. Bu şirketin gerek kullandığı yabancı kaynaklardan gerekse öz kaynaklarından sağladığı fonları ortaklarına veya üçüncü kişilere faiz karşılığında kullandırması işlemi şirketin esas faaliyet konusunun inşaat ve otelcilik olması nedeniyle banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olmayacaktır.
90 sayılı KHK uyarınca ikraz işleriyle uğraşanlar banker kapsamında BSMV mükellefidir. Kararname’de ikrazat-çılar, “devamlı ve mutad meslek halinde, faiz veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişiler”şeklinde tanımlanmaktadır. Ödünç para verme işlerini yetki belgesi olmaksızın yapan gerçek kişiler (tefeciler) de anılan Kararname kapsamına girdiğinden, banker kapsamında banka ve sigorta muameleleri vergisi mükellefidirler. 90 sayılı KHK’nın 2. maddesi kapsamında düzenlenen ödünç para verme işleriyle uğraşan gerçek kişiler ile faktoring ve finansman şirketleri banker kapsamında banka ve sigorta muameleleri vergisi mükellefi olup, bunların yaptığı 6802 sayılı Kanun’un 28. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemler banka ve sigorta muameleleri vergisine, bu işlemlerin dışında kalan diğer işlemleri ise katma değer vergisine tabi olacaktır.
Buna göre, esas iştigal konusu borç para alıp vermek olmayan şirketlerin 90 sayılı KHK kapsamında ikrazatçı, tefeci, faktoring ve finansman şirketi olarak değerlendirilmesi ve BSMV’ye tabi tutulması söz konusu değildir.
“mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere para toplama işlerini “esas iştigal konusu olarak yapanlar”ın banker kapsamında BSMV’ye tabi olacakları, bir işlemin esas iştigal konusu olarak yapılıp yapılmadığının,  işletmenin kuruluş gayesi ve bu gayesini gerçekleştirmek için yapmakta olduğu işlem veya işlemlere bakılarak belirleneceği”
Yukarıda da ifade edildiği üzere, vergisel alanda ödünç para verme işlemlerinin devamlı olarak yapanların banka ve sigorta muameleleri vergisine mi yoksa katma değer vergisine mi tabi olacakları konusunda yaşanan büyük belirsizlik, 6009 sayılı Kanunla Gider Vergileri Kanunu’nda yapılan değişiklikle giderilmiştir. Buna göre, borç para alıp verme işinin esas iştigal konusu olarak yapılması ve lehe para alınması halinde bu işlem banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olacak, katma değer vergisinden istisna tutulacaktır. Bir işlemin esas iştigal konusu olarak yapılıp yapılmadığı, işletmenin kuruluş gayesi ve bu gayesini gerçekleştirmek için yapmakta olduğu işlem veya işlemlere bakılarak belirlenecektir. Esas iştigal konusu borç para alıp vermek olmayan şirketlerin gerek kullandığı yabancı kaynaklardan gerekse öz kaynaklarından sağladığı fonları ortaklarına, grup şirketlerine veya üçüncü kişilere faiz karşılığında kullandırması işlemi banka ve sigorta muameleleri vergisine değil, katma değer vergisine tabi olacaktır. Bu işlemlerde katma değer vergisinin matrahı hesaplanan faizler olup, bu faizler üzerinden genel oranda (% 18) katma değer vergisi hesaplanması ve fatura düzenlenmesi gerekmektedir.
*          YMM
(1)         01.08.2010 tarih ve 27659 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(2)         22.10.2010 tarih ve 27737 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.