Ortağın Talebi İle Limited Şirketlerin Feshi

ORTAKLARDAN BİRİNİN TALEBİ ÜZERİNE LİMİTED ŞİRKETLERİN HAKLI SEBEPLERLE FESHİ
 
 
MustafaYAVUZ*
 
Limited şirketlerin, şahıs şirketlerine yaklaştığı ve bu şirketlerin özelliğini taşıdığı konulardan birisi de, “ortağın haklı (muhik) sebeplerle şirketin feshini mahkemeden isteyebilmesi” hususudur. Söz konusu durum, TTK’nın 549. maddesinde düzenlenmiş olup; bu düzenlemeyle limited şirketin ortağı, sözleşmeyle belirlenmiş olan süreden (TTK md. 506/V) önce şirketi sona erdirebilme imkanına sahip olmakta; böylelikle, limited şirketin süresine ilişkin TTK’nın 506/1-5. maddesi, aynı Kanun’un 549. maddesiyle yumuşatılmaktadır(1).
TTK’nın 549. maddesinde limited şirketlerin 5 halde infisah edeceği düzenlenmiştir. Bunlar; sözleşmede aksine açık hüküm olmadıkça esas sermayenin dört
Limited şirketin feshi, haklı sebebin varlığı halinde, her bir ortak tarafından istenebilir. Ortağa tanınan bu hak ondan alınamaz. Bahsi geçen hak, şirket sözleşmesiyle bertaraf edilemeyeceği gibi, bir anlam ifade etmeyecek şekilde sınırlandırılamaz ve kullanılması zorlaştırılamaz. Hakkın kullanımı bir şarta bağlanamayacağı gibi ortaktan öncelikle sorumluluk davası açması gibi yollara başvurması da istenemez(2). Bununla birlikte, nelerin haklı sebep olarak kabul edileceği veya edilmeyeceği şirket sözleşmesinde detaylı bir şekilde gösterilebilir.
TTK’da limited şirketlerin feshine ilişkin bölümde “haklı sebep” ibaresinin tanımı yapılmamış, hangi hallerin “haklı sebep” olarak kabul edileceği hususunda bir düzenleme getirilmemiştir. Bununla birlikte, TTK’nın 187. maddesinde yer alan kollektif şirketlerin feshi yönünden öngörülen haklı sebeplerin limited şirketlerde de uygulanabileceği kabul edilmektedir. Anılan maddede haklı sebep; “şirketin kuruluşunu sağlayan fiili veya şahsi niteliklerin, şirket maksadının gerçekleşmesini imkansız kılacak veya güçleştirecek surette ortadan kalkmış olması” şeklinde tanımlanmış ve örneklendirilmiştir.  Kanun’daki ve doktrindeki görüşlerden yola çıkarak haklı sebebi, “hukuki ilişkinin sürdürülmesini çekilmez hale getiren ve bozucu yenilik doğuran bir bildirim veya dava ile hukuki ilişkiyi sona erdirmek veya değiştirmek yetkisinin kullanılmasını adil gösteren hukuki olgu” (3) olarak tanımlamak mümkündür. Haklı sebep, her somut olayda farklı şekilde tanımlanabilir. Fakat nasıl tanımlanırsa tanımlansın varlığı halinde taraflar için sözleşmenin devamının çekilmez olması ve sözleşmeyi devam ettirmelerinin kendilerinden beklenemeyecek olması şarttır(4).
Limited şirketlerin haklı sebeple feshini gerektiren sebepler, objektif ve sübjektif mahiyette olabilir. Objektif nitelikte olan sebeplerden dolayı fesih davasını açan ortağın kusurlu olup olmadığına bakılmazken, sübjektif nitelikteki haklı sebeplerden dolayı fesih davası açıldığında ortağın kusurlu olup olmadığı önemlidir. Objektif nitelikte olan sebepler genellikle ortakların iradesi dışında gelişen olaylardır. Bu olaylar şirketin amacının gerçekleşmesini güçleştiren hallerdir. Savaş, devalüasyon, mali piyasalardaki aşırı dalgalanmalar bu duruma örnek verilebilir. Sübjektif nitelikteki haklı sebepler ise haklı sebebe kusuruyla sebep olmayan ortaklara dava hakkı tanıyan sebeplerdir. Sübjektif haklı sebepler, ortakların birbirleriyle olan ilişkilerinden, şirket ile ortak arasındaki ilişkilerden veya ortağın kişisel durumundan doğabilir(5).
TTK’nın 549/1-4. maddesi bağlamında doktrine ve yargı kararlarına göre haklı sebep olarak kabul edilebilecek hususlar(6);
● Limited şirket faaliyetinin tamamen durmuş olması, uzun süre bir ortaklık faaliyetinin bulunmaması ve ortaklık mevcudunun kalmaması(7),
● Ortaklar arasındaki ciddi anlaşmazlık, huzursuzluk ve devamlı geçimsizlik yaşanması(8),
● Ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sona ermesi ve sürekli güvensiz­lik ortamının oluşması,
● Ortağın esas sermaye borcunu ödemede temerrüdü,
● Şirketin kuruluş gayesinin gerçekleşmesinde hukuki ve ekonomik imkansızlık,
● Şirketin devamlı olarak zarar etmesi ve kar sağlayamaması,
● Ortakların rekabet yasağını ihlal etmeleri,
● Şirket yönetimindeki yolsuzluklar,
Kanun, sözleşme ve ortaklar genel kurulu kararlarının yerine getirilmemesi veya sürekli şekilde ihlal edilmesi,
Şirket müdürü olan diğer ortağın sermayenin büyük kısmını zimmetine geçirmesi ve şirketin iyi idare edilmemesi(9)
Limited şirkette her ortak, haklı sebeplerle şirketin sona erdirilmesini talep etme hakkına sahiptir. Kanun koyucu bu hakkı sadece şirket ortaklarına tanımıştır. TTK’nın 187. maddesinin, limited şirketlere de uygulanabileceği kabul edildiğinden, ilgili maddenin 1. fıkrasının 1, 2 ve 3. bentlerinde yer alan örnekler değerlendirildiğinde, haklı sebebe davranışı ile neden olan ortağın dava hakkı bulunmamaktadır. Davanın açılabilmesi için, TTK’da bir süre öngörülmemiştir. Ancak, haklı sebep devam ettiği sürece ve objektif iyi niyet kuralları çerçevesinde fesih davasının açılabileceği kabul edilmektedir. Haklı sebeplerle şirketin sona erdirilmesinin talep edilebilmesi için davanın şirkete yöneltilmesi gerekir(10). Bununla birlikte Yargıtay’ın son yıllarda istikrar kazanan görüşü, şirket tüzel kişiliği davalı olarak gösterilmemişse de, tüm ortakların davacı veya davalı olarak davada mevcut olması halinde, taraf şartının sağlanmış olduğu şeklindedir.
Mahkeme, davacı ortağın iddialarının gerçek olup olmadığını, yani şirketin son bulması için bir haklı sebep olup olmadığını her olayın özelliğine göre gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırarak kendisi takdir edecektir. Ancak hakim, durumu tüm hukuki ve maddi olayları/şartları göz önünde tutarak değerlendirecek, davadaki tüm menfaatleri ve özellikle şirket menfaatlerini dikkate alacaktır. Eğer davacının öne sürdüğü sebeplerin gerçek ve haklı sebepler olduğu sonucuna varılırsa şirketin feshine karar verilecektir. Fesih kararı ile ortaklar arasındaki hukuki ilişki sona ermektedir. Sona erme, inşai nitelikte, bir başka deyişle, yenilik doğurucu bir karardır. Şirket, mahkeme kararının kesinleştiği tarihte son bulur(11). Fesih kararının verilmesiyle şirket tasfiyeye girer.
Mevcut düzenlemedeki eksiklikten dolayı, uygulamada hakimin davayı reddetmesine ve yeni bir dava açılmasına yol açan durum, usul ekonomisine uygun bir hale getirilerek, hakime daha geniş bir yetki verilmiştir. Hakimin açılan fesih davasında, ileri sürülen haklı sebebi, şirketin feshi için yeterli görmemesi veya bunun son çare olduğunu düşünmemesi halinde fesih talebini reddetmekten başka çaresi kalmamaktadır. Fakat Tasarı’daki bu düzenleme ile davacı ortak veya davalı şirket tarafından talep edilmemiş olsa bile hakim davayı kendisi genişletebilmekte ve talep dışında karar vererek; ortağı şirketten çıkarabilmektedir. Tasarı’da hakime bir hak daha tanınarak “duruma uygun düşen ve kabul edilen diğer bir çözüme” hükmedebileceği düzenlenmiştir. Bu çözümün ne olduğu belirsizdir. Fakat düzenleme ile şirketin yararına olarak hakime geniş müdahale hakkı tanınmıştır(12).
*          Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müfettişi
(1)         Akar ÖCAL, Limited Şirketlin Haklı Sebeplerle Mahkeme Kararıyla Sona Erdirilmesi, Prof. Dr. Turgut Kalpsüz’e Armağan, Turhan Kitabevi, Ankara 2003, s.225
(2)         Ünal TEKİNALP - Reha POROY - Ersin ÇAMOĞLU, Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, 9. Baskı, Beta Yayınları, İstanbul 2003, s.940
(3)         Halil ASLANLI - Hayri DOMANİÇ, Limited Şirketler Hukuku ve Uygulaması, İstanbul 1989, s.736
(4)         R. Eda GİRAY, “Limited Şirketlerin Haklı Nedenlerle Feshi ve Yargıtay’ın Yaklaşımı”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 12, Güz 2007/2, s.198
(5)         GİRAY, agm, s.201
(6)         Mesut Erhan CİHAN, Limited Şirketten Kurtulmanın Yolu, http://www.mesutcihan.com
(7)         Yrg. 11. HD.’nin, 01.11.1999 tarih ve E.1999/3660, K.1999/5545 sayılı; Yrg. 11 HD.’nin, 01.11.1997 tarih ve E.1997/4015, K.1997/4723 sayılı; Yrg. 11 HD.’nin, 01.05.1995 tarih ve E.1995/2880, K.1995/3952 sayılı;  Yrg. 11. HD.’nin, 01.11.1977 tarih ve E.1977/4015, K.1977/4723 sayılı Kararları (Ayrıca, Yrg. 11. HD.’nin, 08.05.2001 tarih ve E.2002/12015, K.2003/4652 sayılı Kararı; “13.08.2001 tarihinden geriye doğru 45 gün öncesinden beri şirket müdürü ve yetkililerinin şirketi terk ettikleri, şirket merkezinde hiçbir defter ve kayıt bulunmadığı gibi bilgisayarlarda dahi muhasebe kayıtlarının silinmiş olduğu, davanın hisse devrine ilişkin ortaklar kurulu kararının davalı tarafından imzalanmaması nedeniyle hisse devrinin dahi gerçekleşemediği, kayyum olarak tayin edilenin de ortaklar kurulunu bir türlü toplayamaması nedeniyle görevinden istifa ettiği, davalının dahi müdürlük görevini fiilen devam etmediğini ve şirkete kayyum tayin edilmesini kabul ettiğini bildirdiği anlaşılmaktadır. Tüm bu deliller karşısında, fesih isteminin haklı olduğu ve ortada fiilen bir şirket bulunmadığı açıktır. Bu durumda mahkemece, TTK’nın 549/4. maddesi uyarınca şirketin fesih ve tasfiyesine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” şeklindedir.
(8)         Yrg. 11. HD.’nin, 17.06.2002 tarih ve E.2002/2286, K.2002/6137 sayılı Kararı’nda, iki ortaklı limited şirkette, ortaklardan birinin diğerini iş yerine sokmamasını, kilitleri değiştirmesini, ortaklık hesap ve belgelerini gizlemesini şirketin feshi için haklı sebep olarak kabul edilmiştir. Ayrıca, Yrg. 11. HD.’nin, 15.02.2005 tarih ve E.2004/7433, K.2005/1213 sayılı; Yrg. 11. HD.’nin, 07.05.2002 tarih ve E.2002/599, K.2002/4496 sayılı; Yrgı. 11. HD.’nin, 21.02.2000 tarih ve E.2000/55, K.2000/1242 sayılı Kararları.
(9)         Yrg. 11. HD.’nin, 07.07.1961 tarih ve E.1961/818, K.1961/2350 sayılı Kararı.
(10)       İlknur KAYA, Limited Şirketin Sona Erme Sebepleri, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Bölümü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir 2005, s.62
(11)       İlknur KAYA, age, s.63
(12)       GİRAY, agm, s.214