Gündem

S-400 teslimatı sonrası Erdoğan’dan ilk açıklama: Savaşa hazırlanmıyoruz

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, medya temsilcileri ile buluştu. Erdoğan S-400 teslimatı sonrası ilk kez açıklama yaptı. Erdoğan, “S-400 teslimatı tarihimizin en önemli anlaşmasıdır. Barışı ve milli güvenliğimizi garanti altına alıyoruz. S-400’lerle savaşa hazırlanmıyorız” açıklamasında bulundu.

Erdoğan açıklamaları gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleri, bazı yazar ve akademisyenlerle düzenlediği toplantıda yaptı.

S-400 tanıtım filminin gösterilmesinin ardından konuşan Erdoğan "Ortaya çıkan tablo, Türkiye'nin S-400 hava savunma sistemi tedarikinin tamamen kendi toprakları içinde ve bölgesinde barışı koruma amaçlı olduğunu göstermektedir. Savunma sanayimizi geliştirmeye yönelik diğer tüm atılımlarımızın da amacı budur" dedi.

Anlaşmayı "Tarihimizin şu anda en önemli anlaşması" olarak tanımlayan Erdoğan, Türkiye içi siyasette ve ekonomide özellikle de savunma sanayinde güçlü olmanın bir tercih değil, bir zorunluluk olduğunu belirtti ve "Bu keyfi değildir, bir zorunluluktur ve bu zorunluluğun bir gereği olarak devam ediyor. İnşallah yıl sonuna kadar belli bir bölümü ve 2020'nin Nisan ayına kadar tamamıyla bu işi bitirmiş olacağız" diye konuştu.

S-400'lerin kontrolünün kimde olacağı ile ilgili soru üzerine ise Erdoğan " Sayın Putin ile yaptığım görüşmede de ortak üretim üzerinde hassasiyetle durduk. Hatta hatta belki biz bu sürecin arkasından S-500 olayını da yine Rusya ile yapmak durumu söz konusu. Bunları da görüştük, konuştuk. Bugünü şu anda düşünmüyoruz çok daha ileri süreci düşünmek durumundayız. Zira etrafımızda bizler için tehdit oluşturan bazı ülkeler varsa, bunlara karşı bizler de tedbirimizi almak durumundayız" dedi.

"Kontrolü tamamen bize ait"

Bir gün, Rusya ile ilgili muhtemel bir sorunda, S-400 savunma sisteminin Rusya'ya karşı da kullanılıp kullanılamayacağına ilişkin soru üzerine Erdoğan, "Bunun kontrolü tamamen bize aittir. Burada silahlı kuvvetlerimiz kontrolü tamamen elinde tutacaktır. Yazılım konusu, ortak üretimle ilgili süreçtir. Ortak üretimle ilgili süreçte bu adımlar atılacaktır." dedi.

Rusya'ya gönderdikleri 100 kişinin bu konudaki eğitimlerini aldığını anlatan Erdoğan, "Onlar eğitimlerini alırken, adeta bir öğretmen edasıyla bu eğitimi aldılar. Çünkü onlar da döndükten sonra burada yetiştirecekler. Bu sayılar yeterli sayılar değil. Bu 100, belki çarpanı 10 olacaktır. Yetiştirecekleri arkadaşlarımızla birlikte geleceğimize daha emin adımlarla yürümüş olacağız" diye devam etti.

Olası ABD yaptırımları ve F-35 projesi

Toplantıda, Türkiye'nin Rusya'dan aldığı S-400'lerin, Türkiye'nin de ortağı olduğu F-35 savaş uçağı üretiminin güvenliğine tehdit oluşturacağı gerekçesiyle ABD'nin Türkiye'ye uygulaması olası yaptırımlar konusu da gündeme geldi.

Erdoğan, "S-400 bir hava savunma sistemidir. O ayrı bir konu. Ama F-35'e geldiğimiz zaman o bir taarruz silahıdır. Fakat biz tabii buradaki 9 ortak ülkeden bir tanesiyiz. Hatta hatta biz burada, ortak olmanın ötesinde üretimine katılan ülkeyiz. Fakat bütün bunlara rağmen, bu yapılan hem dostluğa, hem böyle ortaklığa da yakışmıyor. S-400 farklı bir şey F-35 farklı bir şey" dedi.

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, S-400'ler nedeniyle Türkiye'nin F-35 programına katılımını ve Türk pilotların eğitimini askıya almıştı.

Ayrıca Washington, ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) kapsamında Türkiye'ye çeşitli yaptırımlar üzerinde çalışıyor.

Bloomberg haber ajansı, ABD yönetiminin, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi almasına karşı uygulamayı planladığı yaptırımları önümüzdeki günlerde açıklayabileceğini duyurdu.

NATO ile ilişkiler

Cumhurbaşkanı Erdoğan S-400 konusunun NATO'nun geleceğini ve AB ile ilişkileri nasıl etkileyeceği de soruldu.

Erdoğan "NATO'yu güçlü etkiler. NATO'nun bundan mutlu olması lazım. NATO'nun en güçlü ayağı 3-5 ülke varsa, bunun bir tanesi Türkiye'dir. Hele hele bu bölgede Türkiye NATO'nun en güçlü ayağıdır. Ödeme planlarına baktığımız zaman ABD'den sonra 2. ve ya 3. sırada ödemelerini en sağlıklı şekilde yapan ülke de Türkiye'dir. Avrupa'nın meşhur zenginleri var ya onların hiç birisi bizim gibi ödeme yapmıyor. Bu tür vecibelerini yerine getiren Türkiye'ye karşı aldığımız bu S400'ler malzeme noktasında da güvenlik noktasında da savunma sistemleri noktasında da güçlü olmamız kime güç katacaktır? Aynı zamanda NATO'ya güç katacaktır." diye konuştu.

Teslimat hangi aşamada?

Milli Savunma Bakanlığı Pazar günü yaptığı açıklamada Rus yapımı S-400 hava savunma sisteminin teslimatına devam edildiğini, sistemin bazı parçalarını taşıyan 7. uçağın da Ankara yakınlarında yer alan Mürted Hava Meydanı'na indiği belirtti.

Sevkiyat Cuma günü başlamıştı.

Teslimat, Türkiye-ABD ilişkilerinin yeni bir sürece girdiğine işaret ediyor. Washington'ın nasıl bir yaptırım paketini devreye sokacağı merak ediliyor.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD Savunma Bakan Vekili Mark Esper ile Cuma akşamı konuyla ilgili bir telefonda görüşmesi gerçekleştirdi.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Türkiye'nin ciddi bir hava ve füze tehdidi altında bulunduğunu, bu çerçevede S-400 savunma sistemi alımının tercih değil bir zorunluluk olduğunu, Patriot teklifi konusundaki değerlendirmelerinin de devam ettiğini ilettiği" belirtildi.

Açıklamada, Bakan Akar'ın, Türkiye'nin F-35 ve S-400 sistemlerinin olası etkileşimi konusunda NATO'nun da dahil olabileceği çalışma grubu önerisini yinelediği de kaydedildi.

Kongre üyelerinden tepki: Erdoğan yanlış seçim yaptı

Beyaz Saray Yönetimi'nden henüz konuyla ilgili bir açıklama gelmezken, bazı Kongre üyleri Washington'a Türkiye'ye F-35 satışının sonlandırılması ve Rusya ile yapılan anlaşmada rol oynayan kişilere yaptırım uygulanması çağrısını yineledi.

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi en üst düzey Demokrat ve Cumhuriyetçi üyeleri Eliot Engel ve Michael McFaul, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan çok açık bir tercih istendi. Maalesef, yanlış şeyi seçti" açıklamasında bulundular.

Yaptıkları ortak açıklamada, "Bir NATO müttefikinin, ittifak ve ABD ile yakın işbirliği yerine Rusya ve Vladimir Putin'in yanında durmayı seçmesini anlamak güç" ifadeleri yer aldı.

Washington, Türkiye'ye 31 Temmuz'a kadar S-400 alımından vazgeçmemesi halinde, Türkiye'nin F-35 projesinden dışlanacağı uyarısında bulunmuştu.

ABD Kongresi, alımın gerçekleşmesi halinde, CAATSA olarak bilinen ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası kapsamında Türkiye'ye yaptırım uygulayacağı uyarısını da yapmıştı.

Yumuşak mı yoksa sert bir yaptırım paketi mi?

Türkiye'nin S-400 teslimatı konusundaki bu resmi açıklamasının ardından gözler, ABD'nin uzun bir süredir dile getirdiği yaptırımları nasıl ve hangi süreçte uygulayacağına çevrildi.

ABD Kongresi, 2017 Ağustos ayında çıkardığı bir yasayla Rusya ile savunma sanayi alanında işbirliği yapan kişi ve kuruluşlara yaptırım uygulanması kararı almıştı. Türkiye'nin Rusya'dan S-400 satın almasının, ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) olarak bilinen yasa kapsamına girdiği biliniyor.

Yasa, ABD yönetimine yasa kapsamında sıralanan 12 yaptırım kaleminden en az 5 tanesini uygulanması gerektiğini kaydediyor. Ancak aynı yasa, ulusal güvenlik gereksinimleri doğrultusunda ABD Başkanı'na yaptırımları 180 günlük bir süre için erteleme ya da tamamen muafiyet uygulama yetkisi de veriyor.

Türkiye'nin umudu, G-20 Zirvesi sırasına yaptığı açıklamalarla S-400 krizinden Obama yönetimini sorumlu tutan ABD Başkanı Donald Trump'ın Ankara'ya muafiyet uygulaması.

ABD'nin bundan sonraki süreçte yaptırımların boyutu, şiddeti ve zamanlamasını belirlerken alacağı kararların Ankara-Washington ilişkilerinin geleceğini çok derinden etkileyebileceği öngörülüyor.

Diplomatik çevrelerde yapılan değerlendirmelerde, ABD'nin yumuşak bir yaptırım paketi mi yoksa Türk ekonomisini ve savunma sanayi kapasitesini olumsuz etkileyecek sert bir paket mi seçeceğinin, bundan sonraki sürecin de belirleyicisi olacağı yorumu yapılıyor.

Kaynak Bbc