Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Ankara Valiliği Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yazdığı 21.07.2017 ve E.75758 sayılı resmi yazıya göre Sinan Aygün’ün TOGO Kulelerinde sağlanan imar artışı karşılığında Belediye’ye yapmayı vaad ettiği okulun aslında “Eğitime % 100 Destek Projesi” kapsamında İl Milli Eğitim Müdürlüğüne yapmayı taahhüt ettiğinin de anlaşıldığı ve İl Milli Eğitim Müdürlüğüyle yapılan protokolün düzeltilmesi uyarısının yapıldığı ortaya çıktı. 

SİNAN AYGÜN’ÜN HAYIR İÇİN YAPTIRACAĞIM DEDİĞİ OKUL MEĞER YÜZDE 100 VERGİDEN DÜŞÜLECEKMİŞ

Belediye Başkanı adına İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Ömer Faruk Erciyes tarafından gönderilen bu yazıda “Söz konusu okulun yapımının “hayır amaçlı olmaktan ziyade” Büyükşehir Belediye Meclisimizin 27.11.2016 tarih ve 2368 sayılı Kararına göre onaylanan imar planının 14 no’lu plan notunda bulunan “Büyükşehir Belediyesinin ya da ilgili kamu kuruluşunun sağlayacağı altyapısı tamamlanmış imarlı bir eğitim parseli üzerine M.E.B. 2000.15 Tip projelerinden (32 derslikli lise) bir okulu bedelsiz (hibe) olarak 13911 ada 16 no’lu parseldeki yapılarla eş zamanlı ve anahtar teslimi yapılmadan 13911 ada 16 parsele iskan ruhsatı verilemez” maddesindeki mükellefiyete binaen yaptırılmak zorunda olunduğu hususları dikkate alınarak tarafınızdan yapılan protokol ve alınan taahhüdün bu doğrultuda düzeltilmesi için bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.” ifadeleriyle Belediyenin Valiliği ve Milli Eğitim Müdürlüğünü Sinan Aygün’ün okul taahhüdünü kendilerine yaptığı ve Eğitime %100 Destek Projesinden yararlanamayacağı konusunda uyardığı görülüyor.

Bursa Karacabey Belediye Başkanı Karabatı: ''Bütçemizde yüzde 30 tasarruf ettik'' Bursa Karacabey Belediye Başkanı Karabatı: ''Bütçemizde yüzde 30 tasarruf ettik''

Bu uyarı aslında Sinan Aygün’ün “Okulu” Belediyeye hibe etmesi gerektiğini bildirmekle kalmıyor aynı zamanda Valilik ve Milli Eğitim Müdürlüğüne mali anlamda da bir uyarı anlamını taşıyor. Zaten Sinan Aygün açısından zurnanın zırt dediği yer de burası. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendine göre “genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi, 100 yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde 50 yatak) kapasitesinden az olmamak kaydıyla öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin ve Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamının kurumlar vergisi beyannameleri üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirilebileceği” hükmüne yer veriliyor. Bu kanuni düzenlemeye göre de Sinan Aygün’ün “hayır amacıyla” vaat ettiği okulu Belediyeye değil de Milli Eğitime yaptırmak konusundaki ısrarı da ortaya çıkıyor.

'BABAM ADINA BİR OKUL YAPTIRMA KARARI VERDİM'

Beyaz TV’de katıldığı programda yaptırmayı vaat ettiği okul için “Babam adına bir okul yaptırma kararı verdim. bu kararımı da ailemle paylaştım. valiliğe müraacat ettim. hayırsever olarak ankara valiliğiyle protokol imzaladım. ankara dikmen’de o zaman bu togo işi falan ortada yok. daha sonra bu togo işi çıkınca sayın gökçek o ara okul kampanyası yapıyordu. hükümetimiz de böyle okul kampanyası yapıyordu. melih bey dedi ki böyle okul bağışlamışsın ankara valiliğine. bu bağışı bizim belediye üzerinden yapar mısın? yaparım abi dedim, ben hayır işi yapıyorum. babamın adına yapıyorum bu okulu. niye olmasın? okul işi böyle oldu” ifadelerini kullandı.

'BU NASIL HAYIR İŞİ?'

Aygün’ün daha sonra Savcılıkta verdiği ifadede ve yaptığı basın toplantısında “Mahkeme benim imar planı değişikliğimi iptal edince okul işi de iptal oldu, belediyeye okul falan yaptırmam, okul için Milli Eğitimle protokol yaptım” mealindeki sözlerinin de sırrı böylece anlaşılmış oldu. Sinan Aygün kendi ifadelerine göre “hayır için babasının adına” yapmayı vaad ettiği okulun tüm giderlerini “Eğitime % 100 Destek Projesi” kapsamında meğer %100 vergiden düşürecekmiş. Yani aslında Eğitime %100 Destek yerine “Sinan Aygün’ün Vergilerine % 100 Destek” amaçlanmış. Savcılığa verdiği ifadesine göre “2-3 milyona mal olur” dediği söz konusu okul karşılığında ödeyeceği kurumlar vergisinden 2-3 milyonun tamamını düşmeyi planlayan Aygün, belki de TOGO kulelerindeki taşınmazların satışından elde edeceği kazancın belki de tüm vergisini bir okul sayesinde düşebilecekti. Bir taşla bu kadar kuş vurmak da ancak böyle becerikli iş adamlarına mahsus oluyor galiba. Hem babamın hayrına okul yaptıracağım deyip hem de okulun tüm maliyetinin devletin sırtına yüklemek karşısında bize de şu haklı soruyu sormak düşüyor: Bu nasıl hayır işi Sinan Aygün?

Editör: Haber Merkezi