Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ı da kapsayan toplam 22 kişinin tutuklandığı futbolda şike soruşturmasında mafya bağlantıları dikkat çekiyor. Milliyet Gazetesi’nden Tolga Şardan’ın savcılığın dosyasına dayandırdığı habere göre, dosyada Giresunspor mercek altına alınırken, tutuklanan Olgun Peker’in adı ön plana çıktı. Bazı kulüp başkanlarını tehdit eden Peker’in federasyonla ilişkileri de saptandı.

 

Peker başrolde

Soruşturma dosyasındaki bilgilere göre, 12 Haziran 2010’a kadar Giresunspor Başkanı olan Olgun Peker’den sonra başkan seçilen Osman Çırak’ın, tehdit almaya başladığı ve Peker’in menajerlik şirketine bağlı Giresunsporlu tüm futbolcuların kenti terk ettiği belirlendi.

Yeni yönetimin, kulübün hesap hareketlerinde birçok usulsüzlüğün bulunduğunu görmesi üzerine başkan Çırak bir mali müşavire inceleme başlattırdı. Ancak, Peker ve adamlarının, mali müşaviri yoğun biçimde tehdit etmesi nedeniyle resmi sonuç raporu hazırlanamadı. Ayrıca, Olgun Peker ve adamlarının, birçok kez kulübü basarak futbolcuları tehdit edip oynamamaya zorladıkları, Basın Sözcüsü Ali Akdağ’ın, Peker yönetimi hakkındaki olumsuz açıklamaları yüzünden 10 Kasım 2010’da dövüldüğü tespit edildi. Bu gelişmelerin ardından Ülkü’nün, Olgun Peker’in desteği ile 10 Aralık 2010’da başkanlığa seçildiği saptandı.

Soruşturmada, Ömer Ülkü’nün başkan seçilmesinin ardından maddi sıkıntı yüzünden para arayışına girişildiği, İl Özel İdaresi’nin amatör olmamasına rağmen Giresunspor’a usulsüz para aktardığı belirlendi. Bu işlemin de Giresun İl Genel Meclisi Başkanı olan Ak Partili Osman Öden’in aracılığıyla gerçekleştirildiği ve eski başkan Peker’in de girişimlerde bulunduğu saptandı.

 

Çete savaşları

Dosyanın bir başka bölümünde yer alan bilgilere göre, Giresunspor’da göreve getirilecek teknik direktör konusunda organize suç örgütü lideri oldukları için cezaevinde bulunan Kürşat Yılmaz ile Sedat Peker’in devreye girdiği ortaya çıktı.

Özellikle eski başkan Olgun Peker ve sonrası dönemi inceleyen savcılık, Başkan Ömer Ülkü’nün, yönetimde yer almamasına karşın Peker’in yönlendirmeleriyle hareket ettiğini tespit etti. Bu kapsamda, Peker-Ülkü ikilisinin, kulübün futbol takımının başında olan Teknik Direktör Fahri Kaya’nın yerine Boluspor’un hocası Levent Eriş’i getirmek istediği belirlendi. Buna karşın, Ülkü’nün yönetim kurulunda yer alan, Kürşat Yılmaz’ın oğlu olan Alparslan Yılmaz’ın, bu ikilinin birlikte hareket etmesinden rahatsız olduğu anlaşıldı. Dosyadaki bilgilere göre, 25 Aralık 2010 günü Yılmaz bu rahatsızlığını Beyoğlu’ndaki ofisine giderek Ülkü’ye söyledi. Yılmaz’ın ayrılmasından kısa süre sonra ofise gelen iki kişi Ülkü’yü dövdü.

Bu olayın ardından Ülkü’nün, Peker’e bilgi vermesi üzerine, Peker, Alpaslan Yılmaz ile Eminönü’ndeki bir otelde yanında adamları olduğu halde bir araya geldi. Bu görüşmede yaşanan tartışma sonrasında Peker’in ofisi Yılmaz’ın adamlarınca basıldı. Bu olayların “çıkar çatışması”na dönmesi üzerine devreye Kürşat Yılmaz ve Sedat Peker girdi. Yılmaz’ın cezaevindeki adamı Ehat Akyol, Olgun Peker’le bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. İki grubun arasının bulunması için cezaevinde olan Kürşat Yılmaz ve Sedat Peker birbirlerine avukatlarını göndererek haberleşti ve her iki tarafı sakinleştirmeye çalıştı.

Soruşturmada, Ömer Ülkü’nün başkan olmasıyla transfer çalışmalarına başlandığı, kulübün futbolculara aşırı borcu olması nedeniyle Futbol Federasyonu’nun transferi kapatması sonucu hiçbir oyuncu alamadığı belirlendi. Bu nedenle devreye Olgun Peker‘in girdiği ve Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener ile görüşerek transfer tahtasını açtırdığı bilgilerine ulaşıldı. Ayrıca Olgun Peker tarafından tehdit edilen futbolcu Emrah Eren ile menajer Faruk Güler’in alacaklarının büyük kısmından vazgeçtikleri anlaşıldı.

Kulüpten alacaklı olan futbolcular; Volkan Bekiroğlu, Koray Karagözoğlu, Gökhan Bozkaya ve Muzaffer Bilazer için de başkan Ülkü’nün Peker ile görüşerek futbolcuların alacaklarından vazgeçmelerini istediği tespit edildi.

İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı vekilliğince başlatılan şike ve teşvik primi soruşturmasıyla ilgili dosyada, Türkiye Futbol Federasyonu’nun açtığı ve soruların satıldığı gerekçesiyle iptal ettiği menajerlik sınavı da yer aldı. Dosyada, TFF’nin 31 Mart 2011’de gerçekleştirdiği sınavda usulsüzlüğün nasıl yapıldığı ve kimlerin rol aldığı tek tek belirlendi.

Bu çerçevede, sınavda sorulan 20 sorunun 15’nin FIFA tarafından, federasyona gönderildiği anlaşıldı. 5 soru da TFF tarafından hazırlanırken, FIFA tarafından gönderilen sorular, organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla tutuklanan Olgun Peker ve adamlarıyla, birlikte hareket eden diğer kişilerce ele geçirildi.

 

Çözüp satmışlar

Savcılığın ön hazırlık soruşturmasında, Peker’le yakın ilişki içinde olduğu tespit edilen TFF yöneticisi Haldun Şenman’ın, FIFA tarafından gönderilen 15 soruyu önce TFF Genel Sekreter vekili Ali Parlak aracılığıyla elde ettiği belirlendi.

Soruların Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu’nun yardımcıları; avukat Sami Dinç ve Talat Emre Koçak tarafından çözüldüğü, isteyen kişilere 15 bin Euro karşılığında satıldığı saptandı. Bu sorulardan satın alan Olgun Peker’in sınava girip, kazandığı da tespit edildi.

 Yanlışlar da aynı

Bu süreçte, sınavı kazanamayacağı düşünülen bazı adayların sınavda başarılı olması üzerine soruların çalındığı yönündeki bilgiler çeşitli çevrelerde dillendirilmeye başlandı. Sınav evraklarının TFF’deki Hukuk Müşavirliği’nce yapılan incelemeleri sonunda FIFA tarafından gönderilen 15 soruyu yanıtlayan 7 kişinin aynı sorulara aynı yanlış yanıtları verdikleri tespit edildi. Bu 7 kişinin, Olgun Peker’in yanı sıra, Özden Aslan, Tarık Özaslan, Abdullah Cila, Ümit Aydın, Mahmut Güneş ve Fenerbahçeli futbolcu Emre Belözoğlu’nun yakını Volkan Bahçekapılı olduğu saptandı.

Sınav yanıt kağıtlarında yapılan özel incelemede, 7 kişinin kağıtlarında hesaplama gereken sorularda tek bir karalama dahi yapılmadan cevapların işaretlendiği ve sınav sonrasında verilen itiraz dilekçelerinin bire bir olduğu görüldü. Bunun üzerine sınav iptal edildi.

Ayrıca, sınava girmek için en az lise mezunu olma şartı aranmasına karşın, Peker’in lise mezunu olmadığı halde sınava alındığı ve bu duruma da federasyon yetkililerince göz yumulduğu bilgisi dosyada yer aldı. Yapılan teknik takiplerde, iptal işlemlerinin yapıldığı dönemde yurtdışında olan Peker’in, avukat Talat Emre Koçak’ı yanına çağırıp gelişmeler hakkında bilgi aldığı saptandı.

Taraf

Editör: TE Bilisim