Gündem

TBB Başkanı Feyzioğlu: Baroda seçim yok

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, 12 baronun olağanüstü genel kurul talebinde bulunduğunu ve bunun da bir demokratik hak olduğunu belirterek "Türkiye'nin bu kadar gündemi varken, vatandaşın, meslektaşlarımızın bu kadar ağır gündemi varken, ben suni bir gündemle avukatların ve Türkiye'nin gündeminin işgal edilmesini doğru bulmuyorum" dedi.

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Erzurum Baro Başkanlığı’nda Erzurum Baro Başkanı Av. Talat Göğebakan ve Gümüşhane Bayburt Baro Başkanı Av. Serken Pekmezci ile basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

12 baronun olağanüstü genel kurul için imza toplanmasına değinen Feyzioğlu, “Kanunda talepte bulunma hakkı var. Bu hakkın muhatabı TBB yönetim kuruludur. TBB yönetim kurulu da yine kanundan kaynaklanan yetkisini kullanarak değerlendirdi” dedi.

Feyzioğlu tartışmalar için şunları söyledi:

“Olağanüstü genel kurul toplantılarında seçim olmaz. Tüm talep de seçimli genel kurul yapılması üstünedir. Kanunumuzda bu yok. Kanunda birlik başkanı ve yönetiminin nasıl değişeceği belli. Mahkeme kararıyla değiştirmek, görevden uzaklaştırmak mümkün. Seçimli bir yol yok.

Bu yol hukuka aykırı olarak açılırsa sadece şunu düşünün mesela bir baromuz 50 mensuptan oluşuyor. Çok sıklıkla rastlandığı üzere 24 kişi bu taraftan, 26 kişi bu taraftan. Böyle bir baroda iki ayda bir seçimli olağanüstü genel kurul yapmak gerekir. Veya yıpratmak için olağanüstü toplantı yapılır.

"KARARI İDARE MAHKEMESİ VERİR"

İki kişi bu taraftan diğer tarafa geçtiği zaman genel kurul toplantısı yolu açılır. TBB de barolarda, yönetimde istikrarı çok önemserler. O sebeple esası inceledik. TBB yönetim kurulu oy çokluğuyla bu talebin hukuka aykırı olduğuna karar verdi. Yol yöntem bellidir. Arzu ederlerse yargı yolu açıktır. İdare mahkemesine giderler. İdare mahkemesi karar verir. Karara herkes uyar. Biz de uyarız onlar da uyar.

Türkiye’nin bu kadar gündemi varken, vatandaşın, meslektaşlarımızın bu kadar ağır gündemi varken, ben suni bir gündemle avukatların ve Türkiye’nin gündeminin işgal edilmesini doğru bulmuyorum. Bu kadarla yetinmek istiyorum. Süreç kendi içinde akacak, gidecek. Başkanlarımızın 20 yıldır talep ettiklerini bir yargı paketinde yaptık”

‘YARGI REFORMU GÜZEL İŞLİYOR’

Feyzioğlu, “Yargı reformu ile ilgili çalışmalar devam ederken böyle bir talebin ortaya çıkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” şeklindeki bir soruya da şu yanıtı verdi:

Yargı reformu gerçekten güzel işliyor. Gerçekten önemli işler yapılıyor. Hiç yapılmaz denilen bir işi hep birlikte yaptık. Sadece ilk yargı paketinde yapılanlar, şu an görevde olan ve olmayan başkanlarımızın son 20 yıldır seçim kampanyalarında talep ettikleri. Neredeyse tamamını ilk yargı paketinde geçirmişiz. İkinci yargı paketinde talep etmeyi hayal bile etmedikleri geliyor. Üçte, dörtte daha fazlası geliyor.

Ben anlamıyorum oy yüzden. Ben cevap bulamıyorum. Bu kadar avukatlığın çözüm bekleyen sorunları, vatandaşın yargı ile ilgili çözüm bekleyen sorunları çözülme yoluna girmişken bunu ben anlamlandıramıyorum. Olsa olsa salt ideolojik bir bakışla yaklaşılıyor. Biz siyasi parti siyaseti yapmıyoruz. Bundan sonra da yapılmasını doğru bulmayız.

Hiçbir siyasi partinin ne karşıtıyız ne destekçisiyiz. Biz hukukun siyasetini yapıyoruz ilk günden beri. Devam ediyoruz. Bu bir demokratik haktır. Yolu idari yargıdadır. Biz hukukçuyuz hukukçu gibi davranmamız gerekir. İdari yargının kestiği parmak acımaz.

AHMET ALTAN KARARI

Metin Feyzioğlu, Ahmet Altan’ın yeniden tutuklanmasıyla ilgili soruyu da şöyle yanıtladı:

“Ahmet Altan’ın cezaevine gönderilmesi Ahmet Altan’ın tekrar tutuklanması meselesini özelde değil ‘Türkiye’nin tahliye edildi 24 saat sonra tekrar tutuklandı’ genel şeması üzerinde konuşalım. Tahliye ediliyor sosyal medyada kampanya başlıyor. Tahliye kararı verenler tutukluyor.

Bizim kanunumuzda dava aşamasında tahliye kararını verdikten sonra buna itiraz yoktu. Eskiden mahkeme tahliye kararı verdi mi tahliye olurdu dava aşamasında mahkemenin tahliye ettiğini savcının itirazı üzerine tekrar tutuklayabilir haline geldi. Ben bunu sisteme aykırı buluyorum. Mahkemenin tahliye kararıyla bu iş biterse tahliyeye karşı itiraz edilip sistem yıpranıyor.

Tutuklama istisna özgürlük kuralsa mahkemenin tahliye verdiği kişinin savcının itirazıyla tutuklanması doğru değil. Bunun üzerinde çalışırsak bu tür polemiklerin biteceği kanaatindeyim. Kişilerden bağımsız konuşmayı öğrenelim. Sistemi kurduğunuzda daha doğru olur diye düşünüyorum.”

"DEVLET HAKSIZLIK YAPARSA…"

Feyzioğlu, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilenlerle ilgili de şu değerlendirmeyi yaptı:

“FETÖ bizin sinir uçlarımıza kadar girmişti. Pek çok kurumda temizlik yapıldı. KHK ile ihraçlar oldu. Olağanüstü bir dönemdi. Bu tedbir uygulandı. Avrupa Konseyi ile Türkiye ihraçları inceleme komisyonu kurdu. 85 bin dosyanın yüzde 10’unu kabul etmiş, yüzde 90’ında hata görmemiş. Reddettiği taleplerin tamamı da idari yargıya gidecek. Komisyonun gerekirse tetkik hâkimleriyle daha da desteklemek gerekir.

İdari yargının hiç kimseden çekinmeden arkasında kapı gibi Danıştay var hukuk var diyerek adil yargılamayı gerçekleştirip delil yoksa ihracı iptal etmesi lazım. Tweet atsaydım manşet olurdum. Yüzüne karşı söylediğim için FETÖ PKK, DHKP/C idarenin, mahkemelerin ve devletin haksızlık yapmasını istiyor. Devlet haksızlık yaparsa taban kazanırlar.

Devlet uygun yaparsa sömürecekleri bir şey kalmıyor. En rahatsız oldukları bu. Biz de devlet olarak yargıyı rahat bırakalım. KHK’larla ilgili mesele idari yargının en makul sürede adil yargılama yaparak çözülecektir.”