Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, koronavirüs salgınına dair değerlendirmelerde bulundu. Adıyaman, salgının getirdiği sınırlayıcı ortamın bir an önce bitmesinin önemli olduğunu ancak kısıtlamaların kaldırılmasında da salgınla mücadele sürecinde de adımların bilimsel verilere uygun atılması gerektiğinin altını çizdi.
Sputnik’in sorularını yanıtlayan Adıyaman, salgınla yaşanan sıkıntılara değinerek "Bir yandan insanların geçim derdi var, bir yandan onkoloji başta olmak üzere çok sayıda hastanın tedavi veya tanısı salgın sebebiyle gecikiyor. Bir takım ruhsal sıkıntılar da baş gösterdi. Bu yüzden, herkes gibi, Türk Tabipler Birliği olarak bizler de salgının ve onun getirdiği kısıtlamaların bir an önce sona ermesini arzu ediyoruz. Ama bunun için de, salgının her aşamasında olduğu gibi bilimsel verilere göre hareket edilmeli” dedi.
"2020 SONUNA KADAR SÜREBİLİR"
AVM’lerin açılması gibi normalleşme adımlarının piyasa baskısından uzak epidemiyolojik verilere dayanması gerektiğinin altını çizen Adıyaman, “Ancak bunu değerlendirmek için gerekli pek çok bilgi elimizde yok. Günlük hastalığa yakalanan insan sayısının illere göre dağılımını bilmiyoruz, hayatını kaybeden yurttaşlarımızın hangi illerden olduğunu bilmiyoruz, test sayısını biliyoruz ama bu testlerin uygulandığı kişi sayısını bilmiyoruz. Tedavi görenlerin sayısı ne kadar, bu tedavi görenlerden kaçının vefat ettiği ya da iyileşti denen hasta sayısı içerisinde test sonucu negatif olanların dahil olup olmadığını bilmiyoruz” uyarısında bulundu.
Salgının 2020 sonuna kadar sürebileceğini dile getiren Adıyaman, şunları söyledi: “Dünya Sağlık Örgütü üçüncü, dördüncü, beşinci dalgaların da olabileceğini, bazı ciddi bilim insanları bu salgının yükselmelerle, inişlerle, sönümlerle, alevlenmelerle 2022’ye kadar devam edeceğini söylüyor. Biz birinci dalgaya hazır değildik ki ikinci dalgaya hazır olalım. İkinci dalgaya hazır olmak için epidemiyolojik verilere göre davranmak gerekiyor.
"HÜKÜMETİN PATERNİ YOK"
Şu anda hükümetin öyle bir davranış paterni yok. Hatta şu anda Türkiye’de tarama testleri dediğimiz antikor testlerinin sonuçları çok kötü olduğu için, doğruluk payı, duyarlılığı yüzde 20, 30’larda olduğu için yapılmıyordu. Şimdi galiba Almanya’da bir firma yüzde 100’e yakın doğruluğu, duyarlılığı olan test yapmış. Bunların bir an önce getirilip, taramaların yapılması ve virüs yükünün, ağırlığının saptanması gerekiyor. Toplumun ne kadarı bu virüsü aldı, bunun bilinmesi gerekiyor. Çünkü nüfusun yüzde 50, 60’ı bu virüsü almadan toplumsal bağışıklıktan bahsetmek söz konusu olamaz. Bunun için de viral tarama testlerinin mutlaka yapılması gerekiyor ve ezbere değil, hangi risk faktörlerine yapılacak, toplumun hangi kesimine yapılacak, bunların bilimsel olarak tespiti gerekiyor ve buna göre davranılması gerekiyor. Dolayısıyla ikinci dalgaya hazır olmak için bu verilerin toplumla paylaşılması, bağımsız bilimsel araştırmaların yapılıp ona göre bir öngörüde bulunulup hazırlıkların yapılması gerekiyor. Ama bu alışveriş merkezlerinin açılması değil ilk olarak. Birinci sırada değil. Futbol maçlarının oynanması da birinci sırada değil. Futbol maçlarının oynanması bir tek kumar ve bahis oynatanlara yarar.”
"SONBAHARIN BAŞINA İKİNCİ DALGA GELEBİLİR"
AVM'lerin açılması ve uzun kuyrukları değerlendiren Adıyaman "Bu ruhsal olarak sağlıklı bir davranış değil. Ne için değil? Uzmanlar uyarıyor. Sağlık Bakanlığı’nın Bilim Danışma Kurulu’nun üyeleri de uyarıyor. Bir takım şeyler için erken diyorlar. Bir viral hastalık var, yayılabilir. Sonbaharın başında ikinci bir dalga gelebilir. Bunlar söyleniyor, ama buna rağmen gidiyorlar. Hem kendi hayatını tehlikeye atıyor hem de çevresindeki insanların hayatını tehlikeye atıyor. Daha ilk günden fiziksel mesafenin nasıl ihlal edildiğini gördük. Üstelik maskeyi sanki bir aksesuarmış gibi çenesine indirenler de cabası… Dolayısıyla umuyorum yetkililer bu manzaraları görüp, bu adımın atılması için henüz erken olduğunu fark ederler” değerlendirmesinde bulundu.
Adıyaman “Şimdi baktığınızda, salgınla mücadelede başarılı ülke olarak gösterdiğimiz Singapur ve Japonya’da tedbirlerin gevşetilmesiyle bir takım sıkıntılar baş gösterdi. Yeni hasta sayılarında artış var. Bizce Türkiye önlem gevşetmeye, daha küçük, kapalı olmayan yerlerin açılmasıyla başlamalıydı. Toplam 31 ilde giriş çıkışlar yasaktı. Ne oldu? 7 ilde bu giriş çıkış yasağı kaldırıldı. Ama alışveriş merkezlerini bütün illerde açıyorsunuz. Ankara, İstanbul, İzmir’de giriş çıkışlar hala yasak, 24 ilde giriş çıkışlar hala yasak. Ama siz alışveriş merkezlerini açıyorsunuz” dedi.