TÜRK CEZA KANUNU’NDA ŞİRKETLER İÇİN ÖNGÖRÜLEN GÜVENLİK TEDBİRLERİ

TÜRK CEZA KANUNU’NDA ŞİRKETLER İÇİN ÖNGÖRÜLEN GÜVENLİK TEDBİRLERİ
 
 
Mustafa YAVUZ*
 
Kendisini oluşturan gerçek kişilerin üzerinde, onlardan bağımsız bir varlığı ve belirli bir amacı bulunan örgütlenmiş kişiler ile belli bir amaca özgülenmiş olan bağımsız mal topluluklarına tüzel kişi (hükmi şahsiyet) denir. 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) ile getirilen yeniliklerden biri de tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulamasıdır. Ceza hukukuna göre güvenlik tedbirleri(1), suç işleyenlerin topluma kazandırılmasını sağlamak ve onlardan ya da kullandıkları araçlardan doğan tehlikeleri önlemek amacıyla öngörülen tedbirlerdir.
Tüzel kişilere güvenlik tedbiri uygulanmasının amacı, herhangi bir suçtan yararlanan hiçbir kimsenin (gerçek-tüzel kişi) sorumluluktan kaçamamasını ve bu durumun yanlarına kâr olarak kalmamasını sağlamak, bu suretle gerçek kişilerin tüzel kişileri kullanıp suç işlemesini önleyerek toplumu suçtan korumaktır(2).
Şirketler dahil tüzel kişiler hakkında hükmedilen güvenlik tedbir(ler)ine ilişkin ilam mahkemece Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilir ve infaz defterine kaydedilir. Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, güvenlik tedbirini içeren bu ilam, tedbirin niteliğine göre ilgili şirketin faaliyetine izni vermeye yetkili makamlara bildirilir. Bu makamlarca yargı kararının gereği yerine getirildikten sonra durum Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirilir ve ilam mahkemeye iade edilir (İnfaz Tüzüğü(3) md. 63).
IV- ŞİRKETLER İLE İLGİLİ UYGULANACAK GÜVENLİK TEDBİRLERİ
TCK’nın 60. maddesinde şirketler hakkında öngörülen ilk güvenlik tedbiri, faaliyet izninin iptalidir. Bu tedbire başvurulabilmesi için bir takım şartlar mevcut olmalıdır. Buna göre; ilgili şirketin bir kamu kurumunun verdiği izin çerçevesinde faaliyet göstermesi (tüzel kişiler genellikle kamu makamlarının verdiği bir izne dayalı olarak faaliyet icra ederler) ve işlenen suçla verilen iznin kullanılması arasında nedensellik bağının bulunması, suçun şirketin organ veya temsilcilerinin iştirakiyle işlenmiş olması (şirketin organ veya temsilcisi olmayan bir kişinin şirket yararına suç işlemesi halinde güvenlik tedbiri uygulanamayacaktır) ve bunlar hakkında mahkumiyet kararı verilmesi (yargılama aşamasında güvenlik tedbiri kararı verilemez, ayrıca cezanın tecil edilmiş olması güvenlik tedbirine hükmedilmesini etkilemez), suçun kamu kurumunca verilen iznin sağladığı yetkinin kötüye kullanılması suretiyle kasıtlı olarak (taksirli suçlarda uygulanmaz) ve şirket yararına işlenmiş olması, kanunda ilgili suç tipinde “tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanacağına” ilişkin düzenlemenin bulunması gerekir. Bu şartların birlikte gerçekleşmesi durumunda faaliyet izninin iptali şeklindeki güvenlik tedbiri mahkeme tarafından karara bağlanabilir(4). Söz konusu karar alınırken şirketin faaliyet izni kapsamındaki hangi yetkilerinin kötüye kullanıldığı, yararına olup olmadığı, nedensellik bağının bulunup bulunmadığı gibi hususlar açıkça ortaya konulmalıdır. Çünkü uygulanacak olan güvenlik tedbiri şirket açısından bir hak yoksunluğuna neden olacaktır.
Bu tedbire hükmedilmekle şirketin hukuki varlığı sona ermemekte, sadece iptal edilen iznin konusuyla sınırlı olarak belli bir süre ya da koşullarda faaliyette bulunmasına engel olunmaktadır(5).
Güvenlik tedbirinin süresi TCK’da belirtilmemekle birlikte, anılan Kanun’un 3/I. maddesindeki genel kural gözetilerek fiilin ağırlığı ile orantılı bir süre tespit edilmesi uygun olacaktır(6). Ancak, kimi yazarlar zamanaşımı süreleri içinde belli bir süreye bağlı kalınmaksızın bu güvenlik tedbirinin uygulanabileceğini kabul etmektedir.
Şirket ve diğer özel hukuk tüzel kişileri hakkında uygulanacak güvenlik tedbirlerine, her suç bakımından değil, kanunda özel olarak belirtilen hallerde hükmedilebilir. TCK’da bu tedbirin uygulanabileceği suçlar; soykırım (md. 76), insanlığa karşı suçlar (md. 77), soykırım veya insanlığa karşı suç işlemek amacıyla örgüt kurmak (md. 78), göçmen kaçakçılığı (md. 79), insan ticareti (md. 80), insan üzerinde deney (md. 90), organ veya doku ticareti (md. 91), tehdit, şantaj, cebir, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (md. 106-111), haberleşmenin gizliliğini ihlal (md. 132), kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması (md. 133), özel hayatın gizliliğini ihlal (md. 134), kişisel verilerin kaydedilmesi (md. 135), verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme (md. 136-137), verileri yok etmeme (md. 138-140), hırsızlık (md. 141-147), güveni kötüye kullanma (md. 155), dolandırıcılık (md. 157-160), çevrenin kasten kirletilmesi (md. 181), uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçları (md. 188), müstehcenlik (md. 226), fuhuş (md. 227), kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (md. 228), ihaleye fesat karıştırma (md. 235), edimin ifasına fesat karıştırma (md. 236), fiyatları etkileme (md. 237), kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma (md. 238), ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (md. 239), mal veya hizmet satımından kaçınma (md. 240), tefecilik (md. 241), bilişim sistemine girme (md. 243), sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme (md. 244), banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması (md. 245), rüşvet (md. 252), suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (md. 282), devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma (md. 302), devlete karşı savaşa tahrik (md. 304), Anayasa’yı ihlal (md. 309) şeklinde belirtilmiştir(6). Öte yandan, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu (md. 8) ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nda da (md. 19) tüzel kişiler için güvenlik tedbiri uygulanabileceği öngörülmüştür.
*          Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müfettişi
(1)         İsmail ERCAN, Ceza Hukuku, 3. Baskı, İkinci Sayfa Yayınları, İstanbul 2007, s. 394
(2)         A. Vedat DİLBEROĞLU, Ceza Hukukunda Güvenlik Tedbirleri, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı Ceza ve Ceza Usul Hukuku Bilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2007, s.123
(3)         Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük; 20.03.2006 tarih ve 2006/10218 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilmiş ve 06.04.2006 tarih ve 26131 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(4)         Mehmet Emin ARTUK-Ahmet GÖKÇEN, A Caner YENİDÜNYA, Yeni TCK’ya Göre Hazırlanmış Ceza Hukuku Genel Hükümler, 2. Cilt, Turhan Kitabevi, Ankara 2009, s.1560-1561; ÖZBEK- BACAKSIZ, s.620-621; İsmail MALKOÇ, Açıklamalı İçtihatlı 5237 Sayılı Yeni Türk Ceza Kanunu, 1. Cilt, 3. Baskı, Malkoç Yayınları, Ankara 2008, s.495
(5)         MALKOÇ, age, s.494
(6)         MALKOÇ, age, s.494
(7)         www.ceza-bb.adalet.gov.tr/makale/187.doc