Eylül ayı, medyada, özellikle televizyonlarda yeni yayın döneminin başlangıcı kabul edilir. Bu sıcak gündemde medya, yeni dönemde haber malzemesi bulmakta hiç zorlanmayacak.

Gazete Duvar’dan Özlem Akarsu Çelik‘in değerlendirmeleri şöyle:

Sermaye gruplarının sahipliğindeki haber kuruluşları ise yüksek ihtimal bunları yine yazamayacak. AK Parti’den ayrıldıktan sonra yeni parti hazırlıklarını hızlandıran Ali Babacan ile eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ayrı kollardan yürüttükleri temaslar siyasi iktidar tarafından yakından takip edilse de havuz medyasının iki siyasetçiye yönelik ambargosu sürüyor.

Havuz medyası zaten bugünlerde kendi içindeki iktidar kavgasıyla epey meşgul.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni parti kurma girişimlerine yönelik “bedelini öderler” açıklamasına Ahmet Davutoğlu’nun yanıtı, “Allah boynumuzu, bize ‘bedel ödeyecekler’ diyenlerin önünde eğdirmesin” sözleriyle oldu. Şüphesiz Davutoğlu bu açıklamayı, hakkında dillendirilen “AK Parti’den teklif gelirse partiye dönebilir” iddialarına yanıt vermek için de yaptı.

Davutoğlu’na yakın isimlere göre bu iddiayı yayanlar bizzat AK Parti içinden bazı isimler. “Hoca hep bu netlikte konuştu. Konuşmaktan asla çekinmedi. Temaslarını da kamuoyunun önünde yapıyor. Kimseden bir şey gizlemiyor” diyen bu isimlerle sohbetimizde söz, Ali Babacan’ın suskunluğuna da geliyor. Onlar bu konuda yorum yapmak istemeseler de kamuoyu Babacan’ın suskunluğunu anlamlandırmakta zorlanıyor. Nitekim Babacan hem bu eleştiriler sebebiyle hem de partisinin kuruluşunu ertelediği iddialarına yanıt niteliğinde bir bayram mesajı yayımladı.
Bir ay önce sohbet ettiğimiz tecrübeli bir siyasetçi, “Konuşmayı zaten pek sevmediği bilinen Babacan, kendisinden ve partisinden susarak söz ettirme stratejisi izliyor ve şu ana kadar amacına ulaşmış görünüyor” demişti. Ancak bugün durum farklı. Siyasetteki gelişmeleri izleyen herkes, Babacan ve ekibinin artık kamuoyu önüne çıkması gerektiği görüşünü paylaşıyor. Babacan’la ilgili haberlerin altına sosyal medyada yapılan yorumlara bakınca bu talep açıkça görülüyor. Tabii bunlar arasında troll hesapların olduğu gerçeği de yabana atılmamalı. Gelişmeler, Babacan’ın sessizliğini eylül ayında bozabileceğini gösteriyor.

AKP’li belediyedeki kadro skandalı AKP’li belediyedeki kadro skandalı

Babacan’la birlikte hareket eden AK Parti’li eski bakan Beşir Atalay’ın farklı siyasi geleneklerden isimlerle temaslarını sürdürdüğünü duyuyoruz. Şu aşamada, ikna edilen isimlere ilişkin konuşmamayı tercih ediyorlar. Partinin siyasi çizgisi netleşti mi sorusuna ise şimdilik, “Kendimizi herhangi bir yere hapsetmiyoruz, herhangi bir sıfatla yaftalamıyoruz” yanıtını veriyorlar. Partinin kuruluşunun ise ekim hatta kasım ayını bulması muhtemel.

Ali Babacan ve ekibi, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere AK Parti ile hiçbir biçimde karşı karşıya gelmek istemiyor. Kısa bir süre önce konuştuğumuz, bu ekipte yer alan bir siyasetçi, “Husumete, kavgaya, cidalleşmeye vaktimiz yok. Pozitif bir dille Türkiye’nin bulunduğu noktadan çıkış için ihtiyaç duyacağı projeleri ve siyaseti üretme gayretimiz var” demişti. Belli ki şu aşamada çatışmanın kendileri için doğru bir strateji olmayacağını düşünüyorlar. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başdanışmanlarından Yiğit Bulut’un, Ali Babacan’ı düelloya davet eden ve bir dizi suçlama içeren sosyal medya paylaşımına da o cepheden yanıt gelmedi. Ancak Babacan’ın partisinin yol haritası netleşip kurucular kurulu belli olduğunda siyasi iktidar, bu isimleri tek tek hedef alacak bir kampanyaya girişebilir.

Eylül ayı, medyada, özellikle televizyonlarda yeni yayın döneminin başlangıcı kabul edilir. Bu sıcak gündemde medya, yeni dönemde haber malzemesi bulmakta hiç zorlanmayacak. Sermaye gruplarının sahipliğindeki haber kuruluşları ise yüksek ihtimal bunları yine yazamayacak.

Editör: Haber Merkezi