Kamuoyunda By Lock kullanıcılarına sayısına ilişkin çok ilginç rakamlar dolaşmaktadır.
Bazı sitelerde; 70 bin,
Bazı sitelerde; 122 bin,
Bazı sitelerde; 215 bin,
Daha dün basına yansıyan bir haberde de 105 bin gibi bir rakam telafuz edilmektedir.
Resmi makamların en üst biriminden net ve kesin bir açıklama yapılmadığı için bu sayıyı tam olarak bilemiyoruz.
By Lock Programına ilişkin olarak Mahkemelerin elinde bulunan tek resmi belge olan, muhtemelen MIT tarafından yazılmış olan ve GİZLİ ibareli By Lock uygulaması teknik raporuna (http://www.adaletbiz.com/ceza-hukuku/avukatin-ilginc-bylock-savunmasi-h135138.html) göre; ilgili raporun 52. sayfasındaki bilgilere göre bu sayı 215.092 kişidir.
Ancak bu sayıda biraz ilginçtir;
Şöyle ki;
Raporun aynı sayfasında;
Uygulamada en az bir mesaj atanların sayısı olarak; 60.473 sayısı'nı Uygulamada sadece mesaj kullanan sayısı olarak ise 46.799 kişilik sayı verilmektedir.
Bu ikisinin toplamı 107.272 kişi olduğu halde raporda bunun iki katı olan 215.092 sayısı verilmektedir ki bu çelişkiyi anlamlandırmak mümkün değildir.
Mahkemelerdeki ve elimizdeki tüm bu çelişkiye ancak Devletin Resmi kurumlarından bir açıklama yapılırsa bir sonuca ulaşabilecektir. 4 gözle gerçek sayıyı beklemekteyiz.
Bu konudaki belirsizlik ve çelişkiye kamuoyuna sunuyorum.
Yazımızın asıl konusu ise; toplam sayısı bilinmeyen bu listeye insanların hangi kritere göre belirlendiğinin ne resmi merciler ne de mahkemelerce bilinmemesidir.
Bu konu açıklığa kavuşturulmadığı takdirde, Kolluk kuvvetlerinin istedikleri kişiyi sorgusuz ve sualsiz bir şekilde çok tabii ki tamamen hukuka aykırı olarak bu listeye dahil etme imkan ve yetkileri olacaktır. Bu hususun da ne kadar hukuki ve adil olacağını söylemeye gerek var mıdır? Bilemiyorum.
Mahkemelerde bu hususun aydınlığa kavuşturulması için tüm bilirkişi incelemesi ve müzekkere taleplerimiz istikrarlı bir şekilde RED EDİLMEKTEDİR.
Bu konuda bizde Yargılamalardaki tecrübe ve araştırmalarımıza göre; 1 tane teknik veri olduğunu tespit etmiş bulunuyoruz.
Şöyle ki;
Mahkeme kararlarına dayanak teşkil eden By Lock Teknik Raporunun 42. ve 43. sayfalarında açık ve net bir şekilde; Şahıs tespitlerindeki TEMEL KRİTERİ açıklamaktadır şöyle ki; "..... kullanıcılara ait IP ADRES BİLGİLERİnin De "LOG" TABLOSUNA Kayıt Edildiği Görüşmüştür. Bu Veriler ŞAHIS TESPİT İŞLEMLERİNDE Kullanılmıştır...." denmektedir.
Bu durumda CBS sorgsundaki ve tüm By Lock Tespit tutanaklarındaki ŞAHIS TESPİT İSLEMLERİNDEKİ tek temel dayanak ve kriterin Log Tablosunda bulunan (dış) IP NUMARASI olduğu ortaya çıkmaktadır.
Ancak CBS Sorgu sonuçlarının hiçbirinde hiçbir (iç ve dış) IP numarası yoktur.
Bu durumda CBS sorgu sonuçlarının (IP numarası tepsit edilene kadar veya başka bir şekilde tespit yapıldı bu tespit şekli açıklanana kadar) UYDURMA yada DÜZMECE bir sorgu sonucu olma ithamı ile karşı karşıya kalmaktadır.
Arz ettiğimiz nedenlerle; İlgili Kurumdan (MIT , KOM, CB her kim ise;) acil ve ivedi olarak (dış) IP numarası bilgilerinin istenmesi zorunluluğu hasıl olmaktadır.
Ancak tüm bu somut olguya rağmen mahkemelerce bu talebimiz istikrarlı bir şekilde red edilmektedir.
Mahkemeler Usulen ve tek taraflı olarak; Teknik materyallerin incelenmesi GSM şirketlerine müzekkere yazılması ve HTS kayıtlarını istemektedir. Bazen bunlar dosyaya gelmese dahi ceza kararı tesis etmekte bir beis görmemektedirler.
25.05.2017 tarihli Kayseri 2.Ağır ceza mahkemesindeki görülen bir çok dosyada HTS raporları yanlış tarihlere ilişkin gelmiş olmasına rağmen mahkemece yeniden rapor olmasına gerek görmeyerek ceza kararı tesis etmiştir.
Yine 25.05.2017 tarihli Kayseri 4. ağır ceza mahkemesinin o gün görülen tek dosyasında, tensip zaptı ile kendisinin karar vermiş olduğu Telefon ve dijital verilerin incelenmesi, GSM şirketlerine müzekkere yazılması, Mesaj içeriklerinin beklenilmesi ve HTS kayıtlarının getirilmesine dair kendi kararını, savcılığın dosyaya faydası olmayacağı gerekçesiyle ilgili yazıların beklenilmesinden vazgeçilmesine dair talebi ile mahkemede tüm ara kararlardan vaz geçmiştir.
Tüm bu işlemlerde, yapılan birçok ara kararların usulen yapıldığının maalesef karinesidir.
Aslında mahkemeler ara kararlarından (HTS, GSM, Digital materyal vb) ara kararlardan dönmekte haklıdırlar. Çünkü hiçbirinde Sanık lehine bir sonuç yoktur. Sadece HTS kayıtlarında tespit tarihindeki iç IP numarası çıkmaktadır ki bu da sadece kişinin internete girdiğinin delilidir. By Lock sunucusuna bağlandığının değil.
Olayın anlaşılması için; şöyle basit bir örnek vermek isterim:
- Ortada bir hırsızlık olayı vardır. (By Lock serverina bağlanma)
- Hırsızınolay mahallinde parmak izi vardır (DIŞ IP)
- Devletolay mahallindekiparmak izini bulamamaktadır.
- Ancak hırsızın tapu, nüfus, gibi resmi kurumlardaki başka parmak izleri vardır.(IÇ IP)
- Devlet resmi kurumlardan hırsızın kayıtlı parmak izini istemektedir. (HTS kayıtları ile tespit tarihindeki IÇ IP )
- Devlet olay yerindeki parmak izini (Dış IP), Tespit edememesine rağmenresmi kurumlardaki kayıtlı parmak izini (IÇ IP) delil kabul ederek ceza vermektedir.
Sonuç olarak;
10 aydan bu yana mahkemelerde tek taraflı olarak by lock tespit tutanağından başka BİRŞEY YOKTUR.
MIT'in hazırladığı By Lock Teknik raporuna göre by lock kullanıcıları IP bilgilerine göre belirlenmektedir.
Ancak şu anda son görünen durum;
Devlet birimleri By Lock kullanıcılarının tespitindeki kriteri kendisi ortaya koymakta ancak, bu kriteri uygulamayarak tek taraflı olarak bu kriterden VAZGEÇMEKTEDİR.
İşin daha kötüsü ise bu esneklik ve keyfiliğe MAHKEMELERİN CEVAZ VERMESİDİR. Maalesef mahkemeler (dış) IP numarası tespiti yapmadan ceza mahkumiyeti vermektedir.
Konuyu kamuoyunun takdirlerine sunuyorum.
Kayseri Barosu
Av.ERSİN KÖSEOĞLU