Toplum halinde yaşayan insanların arasında uyuşmazlıklar çıkması kaçınılmazdır. Bu uyuşmazlıkların bir kısmı kamu düzeni çerçevesinde mutlaka yargıda çözümlenmesi gerekir. Ancak bir kısmı ise yargıda çözümlenebileceği gibi hukuk düzeni ve yasal mevzuat çerçevesinde arabuluculuk gibi, uzlaşma sağlama gibi dostane çözüm yolları ile de çözülebilir. Yukarıda dava şartı kapsamına alınan uyuşmazlıklar gibi tarafların kendi özgür iradeleri ile -kamu düzeni ve emredici kurallara riayet ederek- kendi hukuki uyuşmazlıklarına kendilerinin çözüm bulması hem toplumsal barışa, hem toplumsal uzlaşı kültürünün gelişimine katkıdır. Uyuşmazlıkların arabuluculuk gibi alternatif uyuşmazlık çözüm yolları ile çözülmesi aynı zamanda mahkemelerin iş yükünün de hafiflemesine, adalete erişimin hızlanmasına yardımcı olacaktır.
2012 yılında 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile yasal düzenlemeye kavuşan arabuluculuk, ihtiyari olarak sürdürülürken, bir yandan arabuluculuğun yaygınlaşması ve benimsenmesi bir yandan da yargının iş yükünün azaltılması amacıyla 2018 yılı başında işçilik alacakları ve işe iade talepleriyle ilgili uyuşmazlıklar bakımından 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile dava şartı haline getirildi.İşçi ve işveren çevresince kısa sürede tanışına ve sevilen arabuluculuk bir yıl sonra alacak ve tazminat talepli ticari davalar bakımından 6102 sayılıa yasaya 5/A maddesi eklenerek dava şartı haline getirildi. Ticari uyuşmazlıklardan bir buçuk yıl sonra da bazı istisnalar dışında 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a 73/A maddesi eklenerek Tüketici Mahkemelerinin görev alanına giren uyuşmazlıklar da dava şartı kapsamına alındı. 7445 s. Kanun ile, Kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar; Taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklar; Komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlıklar bakımından dava şartı arabuluculuk uygulaması başladı. Ayrıca, taşınmazların devri ve taşınmazlar üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasına ilişkin uyuşmazlıkların da – ihtiyariarabuluculuğa elverişli olduğu da yine bu yasa ile belirginleştirilmiş oldu.
7442 s.Kanun ile de 5488 s.Tarım Kanununun 13.maddesine eklenen fıkralarla Tarımsal üretim sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar bakımından da arabuluculuk dava şartı oldu. Arabulucuların, tarafları, tarafların kanun temsilcilerini, taraf vekili avukatları, tarafların açık rızası ile davet edilen uzman kişileri, kısaca arabuluculuk sürecine katılanları arabuluculuğun esasları, süreci ve sonuçları hakkında arabuluculuk faaliyetinin başında bilgilendirmesi yasal bir yükümlülüğüdür. Asil, avukatı olduğunu belirtse bile arabulucu asili yine bilgilendirmelidir. Asil toplantıya avukatı ile birlikte geldiğinde arabulucu açılış konuşmasında yine arabuluculuğun esasları, sürecin nasıl ilerleyeceği vb. konularda bilgilendirecektir. Toplantıya sadece taraf vekili avukat katılmış ise arabulucu asilin bilgilendirilip bilgilendirilmediğini kontrol edecektir. Avukat müvekkilini bilgilendirmemiş ise avukatın müsaadesi ile asili arayıp arabuluculuk bilgilendirmesi yapacaktır. Taraf vekili avukatı Avukatlık Kanunu m.2 ve m.34 çerçevesinde müvekkilini bilgilendirdiğini belirtmesi halinde ısrarla asile ulaşmaya çalışmayacak ancak bu beyanını oturum tutanağına yazarak ilgili tarafı bilgilendirmiş olduğunu belgelemiş olacaktır.
Amaç bilgilenmek, aydınlanmak olunca, her uyuşmazlık için ayrı ayrı bilgilendirme yapmak yerine, tüm bilgilere tek bir formla – gerekirse dipnottaki linkler vasıtasıyla daha geniş olarakulaşabilmek; arabulucu meslektaşlarımın arabuluculuk faaliyetinin başında tarafları; avukat meslektaşlarımın müvekkillerini bilgilendirmelerinde kullanabilecekleri; arabuluculuk konusunda bilgilenmek, merak ettikleri sorulara yanıt bulabilmek isteyen herkesin yararlanabileceği Arabuluculuk Bilgilendirmesi ve İlk Oturuma Davet Mektubu hazırladım.Ektedir. Yararlı olmasını dilerim.
Av.Arb.İhsan BERKHAN