Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, "Arabulucuların ayrı bir meslek birliği halinde örgütlenmesi arabulucular arasında genel kabul görürse TBB olarak başlatacağımız mücadelenin adını koyuyorum, aynı anda hem avukat hem arabulucu olunmaz." dedi.
Feyzioğlu, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde düzenlenen "Arabuluculuğun Güncel Sorunları ve Geleceği Paneli"nin açılışında konuştu.
TBB olarak arabuluculuk müessesine karşı olmadıklarını vurgulayan Feyzioğlu, arabuluculuğun özünde zorunlu olarak karşı karşıya gelmek değil rıza ile uzlaşmanın bulunduğunu belirterek, dava şartı arabuluculuğa tereddütle yaklaştıklarını söyledi.
Arabuluculuğun yerli yerinde uygulanması halinde toplumsal bir kültür değişiminin anahtarı olabileceğini ifade eden Feyzioğlu, toplumun, kavga etme yaklaşımı yerine birbirleriyle konuşarak anlaşan insanlardan oluşacağı değerlendirmesinde bulundu.
İzmir'de konuya ilişkin bir platformda "arabuluculuğun ayrı bir meslek birliği mi" yoksa "Bakanlığa bağlı mı olması" konusunun tartışıldığını aktaran Feyzioğlu, "Bakanlığa bağlı kalınacaksa bir itirazım yok ancak arabulucuların ayrı bir meslek birliği halinde örgütlenmesi arabulucular arasında genel kabul görürse Türkiye Barolar Birliği olarak başlatacağımız mücadelenin adını koyuyorum, aynı anda hem avukat hem arabulucu olunmaz. Eğer ayrı bir meslek birliğine dönüşecekse bu iş, biz yokuz diyeceğim. Biz, arabuluculukla avukatlık arasında tercih yapılsın diyoruz. İki ayrı meslek birliği, iki ayrı şapka tek kafa olmaz." ifadesini kullandı.
- "İşçinin alın terinin sömürülüp sömürülmediğini denetlemek lazım"
Feyzioğlu, "Çok değerli TOBB Başkanımız, 'arabuluculuktan önce yüzde 92 oranında işveren kaybediyordu, şükürler olsun bu dönem bitti' diye arabuluculuğun takdimini yapıyorsa bir durmak lazım. Orada işçinin alın terinin sömürülüp sömürülmediğini bir denetlemek lazım. Çözümümü söylüyorum size ve tartışılsın istiyorum. Arabuluculukta, dava şartı olan iş uyuşmazlığında biz TBB olarak barolarımız eliyle talep eden her işçiye adli yardım faslından arabuluculukta taraf vekilliği yapmaya, ehil avukat tayin etmeye hazırız." diye konuştu.
Bu konuyu gündeme getirdiğinde lafın çevrilmesinden son derece rahatsız olduğunu dile getiren Feyzioğlu, şöyle devam etti:
"Keşke biraz da çözümleri sahiplensek boş konuşacağımıza. İşveren camiasının baskısıyla gündeme getirilmiyor olmasını düşünmek dahi istemiyorum. Bu konuda Hak-İş, Türk-İş genel başkanları da bizim teklifimiz üzerine 'İşsizlik sigortası fonundan adli yardım fonuna sırf bu amaçla pay ayrılması faydalı olur' dediler. Kim karşı çıktı? Maalesef bazı barolarımız karşı çıktı. Baroculuk yapmak kör bir siyasi ideolojinin peşinde koşmak değildir, hizmet etmektir."
- "Uzlaşma kültüründen gelen bir toplumuz"
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş de panelin açılışında yaptığı konuşmada, hukuk ve adalet olmadan toplumların varlığının tartışılır hale geleceğini, gelişimin, ilerlemenin ve çağdaşlığın temelinde de adalet olması gerektiğini söyledi.
Türkiye'de arabuluculuk kültürünün çok eskilere dayandığını dile getiren İbiş, "Biz aslında uzlaşma kültüründen, barıştan, bir araya gelmekten, çözümcü bir kültürden gelen bir toplumuz. Geçmişimize baktığımızda da ihtiyar heyeti, köy imamı, köy öğretmeni, köy muhtarı, bazen de aklıselim insanlar vasıtasıyla yüzlerce yıldır işleyen bir sistem ama bunun artık çağdaş boyuta gelmesi, yani hukuk sisteminde olması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
https://sondakika38.com/