Ordu’da bıçaklanarak öldürülen 20 yaşındaki Ceren Özdemir’in katil zanlısı Özgür A.’nın Rize Kalkandere Yarı Açık Cezaevi’nden 1 Aralık’ta firar ettiğinin ortaya çıkmasının ardından, 2005’te Ordu’da bir çocuğu öldürmekten hüküm giyen ve 12 ayrı suçtan sabıkası bulunduğu kaydedilen bir kişinin hükümlülerin izinli olarak tesis dışına çıkabildiği bir yarı açık cezaevine nasıl nakledildiği tartışma ve eleştiri konusu oldu.

Avukatlar, bu duruma bazı hükümlüler için infaz sürelerinde değişiklik öngören kanun hükmünde kararnamelerin yol açtığı yorumunda bulunurken; İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu da Türkiye'de infaz sisteminin içinde ıslah sistemi barındırmadığının altını çizdi ve yeni düzenlemelerle kapalı cezaevinde geçirdikleri infaz süresi kısalan hükümlülerin herhangi bir psikolojik değerlendirmeye tabi tutulmaksızın yarı açık cezaevlerine sevk edildiğini, hatta bazı durumlarda denetimli serbestlikten yararlandırıldığını söyledi. 

Anne Özdemir: Psikopat birisi cezaevinden bırakılır mı?

Ceren Özdemir’in annesi Güçer Özdemir, İHA’ya yaptığı açıklamada, “Psikopat birisi cezaevinden bırakılır mı? O zaman bunu bırakan da suçlu, hepimiz suçluyuz” derken, baba Yılmaz Özdemir “Cinayetten yargılanan cezaevinde açıkta yatıyorsa da dışarıda insanlar kelepçe ile geziyor. Bunlara neden kelepçe takılmadı, firar edeceği bilinmiyor muydu” diye sordu.

Demirören Haber Ajansı, Özdemir cinayeti sonrasında tutuklanan Özgür A.'nın 14 yıl önce Ordu'da bir çocuğu öldürdüğünü, cezaevine konduktan sonra 2017'de çıkan yasa ile gönderildiği açık cezaevinden firar ettiğini ve bir yıl sonra hırsızlık yaparken yakalandığını, tekrar konduğu açık cezaevinden 1 Aralık'ta bir kez daha firar ettiğini aktarmıştı.

T24’ün Ankara Temsilcisi ve deneyimli yargı muhabiri Gökçer Tahincioğlu, Özgür A.'nın cinayetten hüküm giymesi ve 12 ayrı suçtan sabıkası bulunmasına rağmen nasıl yarı açık cezaevinde tutulduğu konusuyla ilgili olarak kesin bir şey söylemek için zanlının dosyasına bakılması gerektiğini ifade etse de, bu durumun büyük bir ihtimalle 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrasında çıkarılan KHK’larla düzenlenen infaz sürelerinde kısaltma uygulamasından kaynaklandığı yorumunda bulundu. Avukat Taylan Tanay da Tahincioğlu ile benzer bir şekilde net bir yorum yapabilmek için katilin daha önce ne ceza aldığının da önemli olduğunu belirtti ancak bazı suçlar kapsam bırakılsa da yarı açık cezaevine daha erken geçişin 671 sayılı KHK'yla mümkün kılındığını ifade etti. 

671 sayılı KHK: Cezanın kapalı cezaevinde çektirilmesi şartında süre kısaltıldı

Resmi Gazete'de 17 Ağustos 2016'da yayımlanarak yürürlüğe 671 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Kurum ve Kuruluşlara İlişkin Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 32. maddesiyle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanuna eklenen Geçici 6. maddesindeki düzenleme ile, 01.07.2016 tarihinden önce işlenen suçlar bakımından denetimli serbestlik ile ön şart olan yarı açık cezaevine geçiş süreci değiştirildi. Anayasa Profesörü Ersan Şen, bu geçici maddeyle yapılan düzenlemeyi Hukuki Haber internet sitesinde şöyle anlatmıştı: 

"Bu düzenleme ile 01.07.2016 tarihinde ve bu tarihten önce işlenen ve maddede istisna olarak sayılanlar dışında kalan suçlardan verilen cezaların denetimli serbestlik uygulanarak infazı için koşullu salıverilmeye bir yıl veya daha az süre kalması şartı değiştirilerek bu süre iki yıla çıkarılmış ve süreli hapis cezalarının infazında koşullu salıverilmeden faydalanılabilmesi için cezanın 2/3’ünün kapalı cezaevinde çektirilmesi şartı 1/2 olarak değiştirilmiştir. Düzenleme; 01.07.2016 tarihinden önce işlenen suçlar bakımından, denetimli serbestlik tedbirinden faydalanma sürelerini iyileştirmiştir."

Açık cezaevine geçiş kolaylaştırıldı

Öte yandan yönetmelikte 07 Eylül 2016 ve 22 Şubat 2017'de yapılan iki yönetmelik değişikliğiyle de açık cezaevine geçiş ve dolayısıyla denetimli serbestlik yasası uygulamaları değiştirildi. Avukat Baran Doğan hukuk bürosunun internet sitesinde yer alan bilgilendirme metninde, açık cezaevine geçiş ve cezanın 1/10’unu kapalı cezaevinde geçirme şartını içeren değişikliğin uygulanma şeklini şöyle özetlemişti: 

  • 01.07.2016 tarihinden önce işlenip de 671 sayılı KHK’nin infaz rejimi kapsamında olan suçlardan 5 yıldan az ceza alanlar, en fazla 3 gün içinde ‘iyi halli’ olduğu tespit edilince açık cezaevine geçiş ve diğer koşulları varsa derhal denetimli serbestlik uygulamasından yararlanacaktır.
  • 01.07.2016 tarihinden önce işlenip de 671 sayılı KHK’nin infaz rejimi kapsamında olan suçlardan 5 yıl veya daha fazla, fakat 10 yıldan az ceza alanlar 1 ay kapalı cezaevinde ve diğer kalan süreyi açık cezaevinde geçirmek şartıyla denetimli serbestlik yasası uygulmasından yararlanabilirler.
  • 01.07.2016 tarihinden önce işlenip de 671 sayılı KHK’nin infaz rejimi kapsamında olan suçlardana 10 yıl veya daha fazla ceza alanlar, toplam cezalarının 1/10’unu mutlaka kapalı cezaevinde “iyi halli” geçirmek ve denetimli serbestlik uygulamasından yararlanabilmek için kalan diğer süreyi açık cezaevinde geçirmek zorundadırlar.

"İnfaz süreci ıslah sistemi barındırmıyor, hükümlüler psikolojik durumlarıyla ilgili bir değerlendirme olmadan serbest bırakılıyor, açık cezaevine gönderiliyor"

T24'e yaptığı açıklamada yaşananın kapalı cezaevinde geçirilen infaz süresinin kısaltılmasının yanı sıra Türkiye'nin "infaz sistemi içinde ıslah sistemini barındırmamasından da" kaynaklandığını ifade eden İstanbul Barosu Başkanı Durakoğlu, "Bu hükümlüleri, psikolojik durumlarıyla ilgili bir değerlendirme olmadan serbest bırakıyoruz ya da yarı açık cezaevine gönderiyoruz. Bu kişiye dair mahkumiyet sırasında ıslah sistemini çalıştırsaydınız, tedaviye yöneltseydiniz bunu yaşamazdık" dedi. 

"Cezaevlerini boşaltmak gibi bir amaç olduğu" yorumunda bulunan Durakoğlu, her ne kadar içeriği tam olarak bilinmese de çalışmaları süren yeni yargı düzenlemesinde de bu sürelerin daha da kısaltılmasının çok da şaşırtıcı olmayacağını ifade etti. "Oranların daha da düşürülmesi; daha çok kişinin yarı açığa, denetimli serbestliğe kavuşması mümkün" diyen Durakoğlu, şöyle devam etti:

"Cezaevleri dolu olduğu için af getirme ihtiyacı duyuyoruz, dışarı çıkanlar bir süre sonra geri dönüyorlar. Neden? Çünkü cezaevinde ıslaha yönelik hiçbir şey yapılmıyor. En azından ıslah çalışması yapılmıyorsa da psikolojik durumun tesbiti yapılsa, yeni suç işlenmesi ihtimalinden haberdar olunur."

Bakan Soylu: Her uygulamayı eleştirebilme durumunda değiliz

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da bugünkü basın açıklamasında Özdemir'in katilinin yarı açık cezaevinden firar etmesine dair eleştirilerle ilgili "Açık cezaevlerinin mahkûmların dışarı çıkarılmasına olanak sağlayan düzenleme hakkında ne düşünüyorsunuz? İki kez firar ettiği halde tekrardan izin verilmesi söz konusu. Bir suistimal söz konusu mudur" sorusuna şu cevabı verdi: 

Emsal nitelikte '2 maaş' kararı Emsal nitelikte '2 maaş' kararı

"Her uygulamayı eleştirebilme durumunda değiliz. Her kurumun kendine ait uygulamaları söz konusudur. Bu uygulamalar da bugün oluşmuş kurallar değildir. Uygulamalar yapılıyor. Açık ve kapalı cezaevlerinde bir takım uygulamalar yapılıyor. Bu uygulamalarla ilgili sürekli olarak bir olay başımıza geldiğinde tüm sistemi değiştirecek bir adım atıyorsak orada da başka bir problem oluşuyor demektir. Bizim bir sistemimiz var. Ve bu sistem devam ediyor.

"Bu tip firari olaylar söz konusu olabilir. Bizim görevimiz yakalamaktır. Bulduğumuz oluyor. Bulamadığımız oluyor. Nasıl bulacaksınız bunu? Teknik takip yapmak zorundayız. Teknik takibe imkân sağlayan bir araç söz konusu değildiyse de bunu bulamıyorsunuz. 3-4 gündür Bursa'da kayıp dağcıları arıyoruz. Bir bölgede biz onları bulamıyoruz. Bütün ekiplerimiz bu işin içerisinde. Onlar kaçmak da istemiyorlar. Neticede kaçmak isteyen, firari olduğunu bilip yakalanmak istemeyenlerle ilgili de çaba sarf ediyoruz. Yakaladıklarımız oluyor, yakalayamadıklarımız oluyor. Bu bütün Türkiye'nin bir güvenlik endişesiyle karşı karşıya kaldığını göstermez. Bir katilden bahsediyoruz. Bir dakika sonra nasıl bir muameleyle kaşı karşıya kalacağınızı bilemeyeceğiniz bir sapkından bahsediyoruz." 

Editör: Haber Merkezi