Pandemi döneminden avukatların da çok etkilendiğini kaydeden Feyzioğlu, “Yargı alanında pandemi öncesinde de birikmiş çok büyük sorunlar vardı. Pandemi süreci bunları katladı. Biz çok çalıştık ancak sorunlar o kadar büyüktü ki bunları bir anda çözmek mümkün değil. Avukatın sorunu vatandaşın sorunudur” ifadelerini kullandı.
‘SAYIMIZIN FAZLALIĞI ZARAR’
Önümüzdeki süreçte genç avukat adaylarını zor bir sürecin beklediğini ifade eden Feyzioğlu, şunları söyledi: “Çünkü sayı çok fazla. Bir meslek mensubu sayısı 7 yılda 70 binden 140 bine ulaşırsa bunun her türlü zorluğu yaşanır. Sayımızın fazlalığı bize zarar. Bu kadar büyük bir artışın arkasında yeteri kadar yetiştirmeden mezun eden fakülteler var. Ama umut vaat eden bir süreç bu. Çünkü mücadele ediyoruz. Çok yoğun bir meslek içi eğitim zorunluluğu var. 150 bin meslektaşımız son 12 ayda meslek içi eğitimlerimize katıldı. Bizim bu mesleği sürdürülebilir hale getirmemiz lazım. İzleyenler çok farklı avukat profillerini özellikle dizilerden akıllarına getiriyorlar. Yok öyle bir şey. 140 bin kişilik bir mesleğin 60 bin mensubu 5 yıl ve altı kıdemde ise bu mesleği yapanların yarısından fazlası boğazına kadar borca batıktır. Ama umutsuz değiliz çünkü tünelin sonunda o ışığı görüyoruz.”
CMK TARİFESİNDEN KDV KALDIRILMALI
CMK görevlendirmelerinde ücretlerin inanılmaz düşük olduğunun altını çizen TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, şöyle sürdürdü: “Genç avukatlar CMK görevlendirmesiyle yaşıyor. ‘Avukatım yok avukat istiyorum’ dediğiniz anda mahkeme size barodan avukat görevlendirilmesini istiyor. Baro tarafından görevlendirilen avukatın ücretini Adalet Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı bir tarife ile ilan ediyor. 700 küsur liraya KDV dahil asliye ceza mahkemesinde 4 sene dava takip etmesi gerekiyor avukatın. Bu angarya değilse nedir? Bir dava, dört sene, KDV dahil 700 küsur lira. Bu angarya. Bu sürdürülebilir değil. 10 binlerce meslektaşım bununla yaşamaya çalışıyor. Senede birkaç tane CMK işi gelecek de, zorunlu masraflarının birkaçını buradan çıkaracak. Ceza davasında hak savunan avukat her hak savunduğu davada kendi hakkını çiğnenmiş görüyor çünkü angarya yaptırılıyor. Bu sürdürülemez. Gençler bununla yaşamak zorunda. Böyle devam etmez.”
‘TEMYİZ DENETİMİNE AÇTIK’
“Türkiye olarak düşünce özgürlüğünü güvence altına almamız gerekiyor” diyen Feyzioğlu şöyle devam etti: “Anlayış değiştirmemiz gerekiyor bu konuda. Düşünce özgürlüğünü güvence altına alabilmek için bu konudaki her suç tipini istinaftan sonra temyiz denetimine açtık. Böylece Yargıtay güvencesi sağlandı. Avukatın görev suçları da temyiz denetimine açıldı. E-duruşma uygulaması getirildi ve bu uygulama artık daha da yaygınlaştırılacak.”
'ŞİMDİ SIRA ESKİ SAHİPLERİNİN GERİ DÖNMESİNDE'
Feyzioğlu, Kapalı Maraş bölgesinin açılmasına ilişkin de şunları söyledi: “Kapalı Maraş’ın açılmasında biz 2019’da dünyadaki ilk ve tek uluslararası konferansı yaptık. Bu konferansla dedik ki ‘Maraş açılabilir.’ Bunun bütün hukuki altyapısını oluşturduk. 2020 yılının Şubat ayında Ankara’da yaptığımız toplantının ikinci ayağını Kapalı Maraş içinde gerçekleştirdik. Orada Maraş’ın açılımı için yol haritası oluşturuldu. Sonunda da tel örgüler kalktı. Kıbrıs Türkü, de eski sahipleri de bugün Kapalı Maraş’ta gezebiliyor. Şimdi sıra eski sahiplerinin, yaşadıkları yerlere geri dönmelerini sağlamaktır.” (Aydınlık)