Hukukçular tutuklamaları değerlendirdi; "Tutuklama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) içtihatlarına aykırı." dediler.
Kerem Altıparmak (Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı):
Tutuklama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) içtihatlarına aykırı. Olay, “ifade ve basın özgürlüğü ile milli güvenlik ve kamu düzeni arasındaki çatışmanın ne şekilde çözüleceğine’ ilişkin. Tutuklamaya karar veren hâkimler, bu konuyu incelerken şüphelilerin ifade ve basın özgürlüğünü hiç dikkate almamış. Doğrudan 2937 sayılı yasanın 27. maddesinin 3. fıkrasını uygulamış. Oysa bu hükmün, başta anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) olmak üzere ifade özgürlüğü hükümlerini ve ilgili içtihadı ihlal etmeksizin, okunması gerekirdi. MİT Yasası’ndaki amaç, bu görevi yapan kişileri ve ailelerini hedef haline getirmemek. Terörle mücadelede rol alan kamu görevlilerinin ağır suçlar işlediğine dair iddiaların aksine Terkoğlu ve Kılınç’ın tutuklanmasına konu haberde bir suçlama, hedef göstermeden bahsedilmesi mümkün değildir. Gazeteciler tam tersine ölen MİT görevlisini “şehit” olarak anmıştır. Dahası, ismi geçen kişi öldüğü için kimsenin ondan intikam alması da söz konusu olamayacaktır. Bu nedenle, söz konusu haberde şiddet çağrısından söz edilmesi de mümkün değildir. Zaten ne kararda ne de diğer açıklamalarda ölen genç bir kamu görevlisinin ailesinin ülke dışında gerçekleşen bir olay nedeniyle nasıl ve ne şekilde hedef haline getirileceği tartışılmamış, soyut olarak böyle bir olasılık varsayılmıştır. Tüm bu koşullar altında Terkoğlu ve Kılınç’ın tutuklanmasına ilişkin Sulh Ceza Hâkimliği kararının anayasa ve insan hakları hukukuna açıkça aykırı olduğu, yapması gereken incelemelerin hiçbirini yapmadan verildiği ortadadır. Konunun kamuoyunu yakından ilgilendirdiği ve kamunun bilgi alma hakkına ilişkin olduğu şüphesizdir. Hükümet Libya’da bir operasyon yürütmekte, bu operasyonda bazı kamu görevlileri hayatlarını kaybetmekte ve baskı altındaki basın bunları dile bile getirememektedir. Bu bilginin kamusal değer taşıdığına ve kamuoyunun bu bilgiyi öğrenme ve tartışma hakkı bulunduğuna şüphe bulunmamaktadır. Bu bilginin gerçekliği de ancak orada ölen kamu görevlilerinin kim olduğunun belirtilmesi ile mümkün olabilecektir.
‘BİLİNEN ŞEY SIR DEĞİLDİR’
Metin Feyzioğlu (TBB Başkanı):
Tutuklamayı ifade özgürlüğü ile oluşması zorunlu olan devlet aklının oluşumuna zarar verici buluyorum. Çünkü akla aykırı. MİT mensubumuzun, şehidimizin ismini deşifre ettiği için. Hayır. Böyle bir şey yok. Baktım OdaTV’ye, sadece adı verilmiş. Soyadı gizlenmiş. Aile detayları verilmemiş. Sır niteliği kalmayan bir bilginin tekrarının suç olamaz. Meclis’te MİT mensubu şehidimizin ismi verilmiş. Adı, soyadı, kim olduğu... Dolayısıyla “sır” niteliğini OdaTV kaldırmamış. Sır niteliği kalmayan bir bilginin tekrarı suç değildir. Terkoğlu’nun tutuklanmasını yargıya zarar olarak görüyorum, durum yargı güvencesine aykırı.
http://www.cumhuriyet.com.tr/