Bölge Adliye Mahkemesi'nin Konkordato'da 1 Yıllık Kesin Mühletin Verilmemesi İle ilgili Bozma Kararı Bölge Adliye Mahkemesi'nin Konkordato'da 1 Yıllık Kesin Mühletin Verilmemesi İle ilgili Bozma Kararı

Türkiye’de yargının kötü durumda olduğu tartışmasızdır.

Bölge Adliyeleri; davaların sürüncemede kalmasının önüne geçmek, uzun yargılama sürelerini kısaltmak ve adaletin tecellisini hızlandırmak amacıyla kuruldu.

 “Geç gelen adalet adalet değildir”, başka bir deyişle; “Adaletin en kötüsü geç tecelli edenidir” denilir.

Bu söz doğrudur, Bölge Adliye Mahkemelerinin kuruluş nedenlerden biri budur, bunu söyledik ama bizim yargıçlar sadece hıza önem verdiler, adaleti ıskaladılar.

Sosyal medyada görüyoruz, bazı bölge adliye daire başkanları ayda bitirdikleri dosya sayısı ile övünüyorlar.

Hey hat!

Siyasi otorite İstinaftaki (bölge adliye) hataları gördü ki “temyiz” yolu kapalı olan 13 farklı suç için “Yargı Paketi” ile yeniden temyiz yolunun açılmasına karar verdi.

İşte yeniden temyiz yolu açılan suçlar:

a) Türk Ceza Kanununda yer alan;

1. Hakaret (madde 125, üçüncü fıkra),

 2. Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit (madde 213),

3. Suç işlemeye tahrik (madde 214),

 4. Suçu ve suçluyu övme (madde 215),

 5. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (madde 216),

 6. Kanunlara uymamaya tahrik (madde 217),

7. Cumhurbaşkanına hakaret (madde 299),

8. Devletin egemenlik alametlerini aşağılama (madde 300),

9. Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama (madde 301),

10. Silahlı örgüt (madde 314),

11. Halkı askerlikten soğutma (madde 318), suçları. b) Terörle Mücadele Kanununun 6 ncı maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası ile 7’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlar. c) Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28 inci maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesi ve 32’nci maddesinde yer alan suçlar.”

Bizce yeniden temyiz yolunun bu suçlarla sınırlı olması yeterli değildir. İstinafın en fazla adli hata yaptığı suçların başında ekonomik suçların geldiğini söyleyebiliriz.

İstinaf yargıçları, ilk derece mahkemelerinden kalma alışkanlıkla ekonomik suçları şekli suç olarak görmektedirler.

Örneğin:

Resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık davalarında; çekteki imza yetkiliye ait değilse, çek karşılığı alınan kredi, mal veya hizmetin karşılığı ödenmemişse her iki suçunda oluştuğu sonucuna varılmakta ve mahkumiyete hükmedilmektedir.

Yargıtay bu tür hükümleri bozmaktadır ancak İstinaf yargıçları bu bozma kararlarından ya bihaberdir ya da ciddiye almaz.

Aynı şey V.U.K 359 ile düzenlenen vergi suçları için de geçerlidir.

Suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşup oluşmadığına bakılmaksızın neticeye bakılarak şirket yetkililerine cezalar verilmektedir.

İşin kötüsü ekonomik suçlar uzmanlık isteyen suçlardır ve çoğu avukat ekonomik suçları bütün yönleriyle bilecek durumda değildir. Ticari ilişkileri, vergi kavramlarını ve içeriğini bilmeden ekonomik suçlarda savunma yapmak ovada kürek çekmek gibidir.

Sonuç olarak ekonomik suçlara da temyiz yolunun açılması gerektiği kanısındayız.

Ancak bütün bu önlemler aspirin tedavisidir, kalıcı çözüm ekonomik suçlar için ihtisas mahkemelerinin kurulmasıdır. Genel olarak da yargıçta liyakatin esas alınması ve yeterli eğitim şarttır.

Av. Rahmi Ofluoğlu /

BİZ

Editör: Haber Merkezi