Mahkeme, eşini çocuklarının gözü önünde öldüren erkeğe indirim vermedi: Sanık savunmasına itibar edilirse her sokak ortasındaki kadın cinayetinde uygulanması sonucunu doğurur.
Erzurum’da geçen yıl boşanma aşamasındaki eşi 3 çocuk annesi Seher Polat'ı (29), 3,5 yaşındaki kızının gözleri önünde tabancayla vurarak öldüren Özgür Polat (34) “eşe karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına mahkum edildi. Mahkeme heyeti, sanığa haksız tahrik ve iyi hal indirimi uygulamadı. Hazırlanan gerekçeli kararda, sanığın savunmasıyla haksız tahrik hükümlerinin uygulanması halinde sokak ortasında öldürülen her kadın cinayetinde bu tip olayların genel olarak yakın mesafeden olayı gören tanığının bulunmaması nedeni ile sanık savunmasına itibar edilerek her sokak ortasındaki kadın cinayetinde haksız tahrik hükümlerinin uygulanması sonucunu doğuracağı vurgulandı.
Olay, geçen yıl 26 Mart'ta merkez Palandöken ilçesindeki Palandöken Hüseyin Avni Ulaş Mahallesi'nde meydana geldi. Yaklaşık 10 ay önce çocuklarını alıp, ailesinin evine yerleşen Seher Polat, eşi Özgür Polat'a boşanma davası açtı. Seher Polat ve Özgür Polat olay günü, Erzurum 1'inci Aile Mahkemesi'ndeki mal paylaşımı davasının duruşmasına katıldı. Duruşma bitiminde Özgür Polat, eşinin ailesinin evin önüne gidip, beklemeye başladı. Seher Polat geldiğinde, Özgür Polat konuşmak istedi, bir süre sonra da ikili arasında tartışma çıktı. Özgür Polat, üzerinde taşıdığı tabancayı çıkarıp, Seher Polat'a 3 el ateş etti. Yaklaşık 20 metre mesafedeki parkta oynayan kızları İ.'nin gözü önünde eşini vuran Özgür Polat, otomobiline binip olay yerinden kaçtı. Küçük kız ise eve koşarak, "Babam annemi vurdu" dedi.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENDİ
Ağır yaralı olarak Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Seher Polat, doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Özgür Polat ise Aziziye ilçesinde Dadaşkent semtinde yakalandı. Tutuklanan Özgür Polat hakkında, Erzurum 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'eşe karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı.
“SİLAHI HOBİ OLARAK TAŞIYORDUM”
Yargılanmasına başlanan Özgür Polat savunmasında, olay günü çocuklarını görmek için eşinin evine gittiğini iddia ederek, "Çocuklarımı görüş günü değildi, ancak onları çok özlediğim için oraya gittim. Seher'i başkasının aracından inerken gördüm. Binanın önünde çocuklar vardı. 'Konuşalım' diye kendisini araya çektim. 'Onun bunun arabasından niye iniyorsun? Hala nikahımız düşmemiş. Ben senin yüzünden intihar ettim' dedim. O, 'Seni ilgilendirmez, alakadar etmez, istediğimle görüşürüm. Senin kalemini kırdım' şeklinde konuşunca sıktım. Bizim de ufak tefek hatalarımız olmuştur. Sürekli üzerimde silah vardır. Silahı hobi olarak taşıyordum. Geniş aileyiz aynı zamanda. Hakaret etmesi üzerine vurduktan sonra ambulans çağırmadım. Böyle olmasını istemedim, pişmanım" diye konuştu.
HAKSIZ TAHRİK VE İYİ HAL UYGULANMADI
1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 6 Şubat'ta görülen karar duruşmasında Özgür Sayak, 'eşe karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme heyeti, sanığa haksız tahrik ve iyi hal indirimi uygulamadı. Hazırlanan gerekçeli kararda, sanığın savunmasında belirtmiş olduğu maktulün tanımadığı platin beyazı bir araçtan tek başına inerek eve gelişi ile ilgili iddiasını doğrulayan herhangi bir kamera kaydının da bulunmadığı, aksine maktulün evine gelen belediye otobüsünde kullandığı Kardelen kartın olay günü saat 11.21'de K7 Şükrüpaşa Yıldızkent 232 nolu belediye otobüsünde kullanıldığı tespit edildiği, dolayısıyla sanığın savunmalarının suçtan ve cezadan kaçmaya yönelik olduğunun değerlendirildiğine vurgu yapıldı.
“HER SOKAK ORTASINDAKİ KADIN CİNAYETİNDE UYGULANMASI SONUCUNU DOĞURUR”
Gerekçeli kararda, neden haksız tahrik ve iyi hal indirimi uygulanmadığı detaylarıyla anlatıldı. Kadın cinayetlerinde uygulanan haksız tahrik ve iyi hal indirimlerine ders niteliğindeki gerekçede şu ifadelere yer verildi:
"Sanık hakkında, sanığın savunmasına itibar edilerek haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilmesi halinde sokak ortasında öldürülen her kadın cinayetinde bu tip olayların genel olarak yakın mesafeden olayı gören tanığının bulunmaması nedeni ile sanık savunmasına itibar edilerek her sokak ortasındaki kadın cinayetinde haksız tahrik hükümlerinin uygulanması sonucunu doğuracağı, bu durumunda hak ve nesafet kurallarına da aykırı olacağı açıktır. Sanık ile maktul arasındaki tartışmanın sokakta olması veya tesadüfen karşılaşmaları sebebi ile gerçekleşmesi halinde sanığın maktulün kendisine karşı uygunsuz sözler söylediği yönündeki savunması makul kabul edilebilir ve bu durumda haksız tahrik hükümleri uygulanabilir ise de somut olayda sanığın maktulün yanına gittiği, sokakta bir süre tartıştığı, akabinde maktulün ikamet ettiği semte yanında silahla gittiği, sanığın maktulün yanına silahla gitmesinin gerekçesi olarak soruşturma aşamasında silahlara meraklı olmasını, kovuşturma aşamasında geniş ve doğulu bir aile olduğu ve hobi olarak taşıdığını göstermesinin de silah taşımak ve silahla maktulün yanına gitmek için haklı ve makul bir gerekçe olmadığı, sanığın maktulün kendisine sosyal medya üzerinden erkeklerin resimlerini beğenmesi ve bir takım paylaşımlar nedeni ile sanığın hala nikâhım altındasın 'böyle şeyler yapma' dediği maktulün de seni ilgilendirmez, ben 'senin kalemini kırdım' dediği, bunun üzerine sanığın öfkelendiği ve öncelikle korkutmak amaçlı ateş ettiği yönündeki savunmasının az ceza almaya yönelik savunma olduğu, kaldı ki maktulün olay esnasında sanığa bu sözleri söylediği doğru kabul edilse dahi sanığın olay yerine maktulü yanında silah olduğu halde öldürmek amaçlı gitmesi ilk haksız hareketin sanıktan kaynaklandığı değerlendirilmiştir."
“PİŞMANLIĞI SAMİMİ DEĞİL”
Sanığın fiilden sonra yaralıya yardım etmek, 155 imdat hattını veya 112 acil servis hattını aramak yerine olay yerinden kaçtığına işaret edilen kararda, "Ruhsatsız tabanca taşıdığı anlaşılan, kovuşturma aşamasında suçtan pişmanlık duyduğuna dair samimi hiçbir davranış göstermeyen (sanığın tüm duruşmalardaki jest ve mimikleri, anlatımlarından bu kanaatine varılmıştır), halen mahkemeye sunulan dilekçelerinde ve savunmalarında her defasında değiştirip, genişleterek maktul nedeniyle öldürme olayının gerçekleştiğine dair savunmada bulunan, kovuşturma aşamasında da samimi bir şekilde pişmanlık duymadığı, sanığın fiilden sonra ve yargılama aşamasındaki davranışları, geçmişi ve sosyal ilişkileri dikkate alınarak lehine takdiri (iyi hal) indirim maddesini uygulanmasına gerek duyulmamış ve hüküm kurulmuştur" denildi. (Erzurum/DHA)