Şule Çet davasının üçüncü duruşması görülüyor.
Duruşma öncesi birçok kadın ve sivil toplum kuruluşu, davaya destek olmak için Ankara Adliyesi önünde toplandı. Ankara Kadın Platformu tarafından yapılan basın açıklamasında, "Kanıtlar ortada olmasına rağmen Şule Çet davasında karşılaştığımız erkek adeletidir" denildi. Kadınlar, "Erkek adalet değil gerçek adalet" ve "Şule Çet için adalet" sloganları attı.
Sanık yakınından AKP'li vekile dosya
"Cinayet", "nitelikli cinsel saldırı" ve "hürriyeti tahdit" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan sanık Çağatay Aksu ve Berk Akand'ın bir yakınının, duruşma salonu girişinde, AKP Ankara Milletvekili Arife Polat Düzgün'e "Davanın özetini içeriyor vekilim" diyerek bir dosya vermesi dikkat çekti. Milletvekili Düzgün, dosyayı inceledi.
'Sert boğuşma var'
Verilen uzman mütalaası üzerine ifade vermek için Mersin Üniversitesi'nden gelen bilirkişi Hakan Kar, sanıkların tecavüz ettiği yönünde kanıtların olduğunu belirtti. Kar, "Olay yerinde kanıt biyolojik lekeler tespit ettim. Bunun için bir inceleme yapılmasını öneriyorum. Ayrıca Şule'nin boyun kemiğindeki kırık biçimi daha çok elle boğmada görülen bir kırıktır" dedi. Kar, tırnak altı sert doku geçişinin olduğunu ve bunun sert boğuşma ile olabileceğini söyledi. Sanık Akand'ın avukatı "Tırnak altı sert doku geçişinin sert boğuşma halinde olduğunu söyledi. Hastane raporlarında müvekkilimde darp unsuru yok. Maktulle boğuşma oluyorsa böyle bir şey mümkün mü? Çünkü müvekkilimde en ufak bir kızarıklık bile yok" dedi. Tanık Kar, "Tırnak altına doku geçmesi için iki tarafın da darp edilmesi gerekmiyor" yanıtını verdi.
'Şule'nin yükseklik korkusu vardı'
Şule Çet'in arkadaşı Zehra, tanık olarak verdiği ifadesinde, "Şule dört senedir okuldan arkadaşım. Çağatay'ın yanında işe girmişti. İçeride parası vardı. Onu almaya gitmişti. Şule'nin yükseklik korkusu var. Hiçbir yerde camın yanında bile duramaz. Psikolojik durumunda hiçbir sıkıntı yoktu. Zaten başına ne gelirse gelsin olumlu bakardı. Olaydan üç dört ay önce Çağatay'ın kendisine bir şeyler hissettiğini düşündüğünü söylemişti" diye ifade verdi.
Sanık Çağatay Aksu ifade veren Çet’in arkadaşına, “Kaba tarif etmek istemiyorum. Tanıklar nasıl getiriliyor? Şule’nin Twitter paylaşımları vardı annesiyle gitmekle ilgili. Annesinin yanına gitmek istemiş olabilir mi” diye sordu. Zehra, “Buna benzer şeyleri ben de paylaştım ama intihar etmedim. İnsanlar bunları paylaşınca intihar etmiş olmuyor. Bunun ruhsal sağlığıyla ilgili alakası yok” dedi. Aksu'nun “Hiç mutlu şiir okumamış mı” demesi üzerine salondan tepki geldi.
Yaşasaydı mezun olacaktı
Müdahil vekillerinden Onur Tatar "Karşı taraf avukatı, Şule’nin ders notlarından dolayı moralinin bozuk olduğunu söyledi. Biz Şule’nin transkriptini istedik. Şule Çet yaşasaydı mezun olacaktı. Biz de Çağatay Aksu’nun sicil kaydına baktık. Dolandırıcılık ve uyuşturucudan kaynaklı dosyası var. Uyuşturucu nedeniyle tedavisi var" dedi.
Savcı hakkında suç duyurusu
Dosyaya bir delil daha geldi” diyen Tatar, soruşturmanın ilk savcısının sanık avukatları Levent Erkmen ve Paşa Büyükkayaer hakkında suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Tatar şöyle devam etti:
“Yazılı ifadede savcı hanım, ‘Levent ve Paşa bana geldiler ve bir ses kaydından bahsettiler, Umur Yıldırım’la ilgili. Dinlemezseniz bunu internette paylaşacağım dediler’ yazmış. Bu ses kaydı internet üzerinden paylaşıldı. Böyle bir yasa dışı tertip ettiler.”
'Delilleri kim karartı'
Olay yeri fotoğraflarını mahkeme salonunda gösteren avukat Ferhat Gebeş, “Hiçbir cinayet kusursuz değildir. Bunun sizin anlatımlarınızla alakası yok” dedi. Gebeş olay yeri bulgularına göre hazırlanan rapordan şunları söyledi:
“Sanık avukatı Levent Ekmen delillerin polis tarafından karartıldığını iddia etmişti. Keşif esnasında olay yerinde inceleme yapan polise bunu söylediğimizde, olay yerini olduğu gibi muhafaza ettiğini belirtti. Sanıklara soruyorum, delilleri kim kararttı, ikiniz birlikte mi kararttınız?Şule’nin 4 metre acığa düşmesinin imkanı yok. En kuvvetli ihtimal de atıldığı. Çağatay 4.5 metreyi kat ederek düşmesine saniyeler kala Şule’yi tutmaya çalıştığını iddia etse de odadaki eşyaların konumu buna uygun değil. Şule’nin sol ayakkabısının önceden atıldığı açıktır. Sağ ayakkabısı da ya sonradan atıldı ya da düşme esnasında çıktı.
‘Kazağı giydirilmeye çalışılmış'
Olay yeri görüntüsünde görüyoruz ki Şule’nin kazağı uzun fakat düşme görüntüsünde kazağı katlanmış halde. Atılmadan önce kazağı giydirilmeye çalışılmış…”
'Doğa üstü güçlerim var herhalde'
Sanık Çağatay Aksu, “Yine bir senaryo yine bir çizim. 14 ay geçmiş. Ofis çok kısa sürede boşaltıldı. Oraya kimin gidip gitmediğini takip etmişler. '4.5 metreyi ne ara koştun' diyorlar. 'Şule’yi gördüm ve ayak bileğinden tuttum' dedim. Perde mevzu var. Nereden önceki kayıtla perdeyi görmüşler. Ayakkabıyı attığımızı iddia ediyorlar. Doğa üstü güçlerim var herhalde. Birine dokunmadan tecavüz etme, birine dokunmadan aşağıya atma…” diye konuştu. Salondan tepkiler yükseldi. Diğer tutuklu sanık Berk Akand ise, “Diyecek sözüm yok” dedi ve daha fazla konuşmadı.
'Hala deliller karartmaya çalışılıyor'
Mağdur avukatlarından Umur Yıldırım söz aldı. Sanık Berk Akand’ın mahkemeye sunulan telefonuna ilişkin konulan Yıldırım, “Berk mahkemeye doğru telefonu vermedi. Hala delilleri karartmaya çalışılıyor. Çağatay Aksu yardım ettiğini söylüyor Şule’ye ama ne 112’yi ne 155’i aramış” dedi.
'Raporun parası verilir hazırlanır'
Sanık Berk Akand avukatı Paşa Büyükkayaer, şunları ifade etti:
“Yargıyı baskı altında tutma çabaları var. Bu delillerle 1 yılı aşkın süredir iki kişi tutuklu. Olaydan çok sonra cinayet masası polisleri sanıkları tekrar aldı. İşkenceye maruz kaldılar. Deliller toplandı büyük ölçüde. Şule Çet’in ölümüne üzülmeyen kimse olamaz. İki annenin de tek tek çocuğu, bunların da ailesi var. Kamuoyunu empati yapmaya çalışıyorum. Uzman mütaala raporu parasını verirsiniz hazırlanır. Sürekli rapor sunuluyor. Biz resmi rapordan bahsediyoruz. Çorabın biri olmaması ya da ayakkabının kolun altında olması delil değildir. Düşme şeklinden intihar mi cinayet mi bu çözülmeye çalışılıyor."
Sanık avukatından 'İlişkisine odaklanın' talebi
Sanık Berk Akand’ın bir diğer avukatı İskender Fatih Balkış, “Şule’nin iki yıllık bir ilişkisi var. baro başkanları, erkek arkadaşına söylemediği gerçeği üzerine yoğunlaşsalar burası değişecek. Benim müvekkilim çıkınca Türkiye’de yaşayabilir mi bilmiyorum. Şule istediği yerde istediği gibi olabilir. Furkan’ın Şule’ye ulaşma çabası var. Bir kızın genital bölgesinde DNA varsa, bunlar uymuyorsa erkek arkadaşına aittir” dedi ve müvekkilinin tahliyesini talep etti. Balkış’ın sözlerine salondan tepki geldi.
Duruşma sonunda gerginlik
Mahkeme heyeti sanıkların tutukluk haline devam kararı verdi ve dördüncü duruşmayı 16 Ekim 2019’a erteledi. Sanık avukatlarının Çet’in eski sevgilisinin duruşmaya getirmesi talebi reddedildi. Sanıkların yakınları ve Şule Çet için gelen kadınlar arasında gerginlik yaşandı. Sanık yakınları, Şule Çet için gelenlere hakaret ederek üstlerine yürümeye çalıştı. Kadınlar, "Şule için adalet istiyoruz" sloganlarına başlayınca tanık yakınları "Hak, hukuk, adalet" sloganları attı. Bu sırada Berk Akand da arka sıradaki kadınlara yönelerek parmağını salladı.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1479795/Sule_Cet_in_katil_zanlilarina_tahliye_yok.html