Ankara’da bir şirket, firma ve markalar hakkında yalnızca olumsuz yorumların yapılabildiği tüketici şikayet sitesine dava açtı. Mahkeme, söz konusu şirketin logo, isim, içerik ve şirket hakkındaki şikayetlerin siteden tedbiren kaldırılmasına karar verdi.

Şikayetler görünür olmaya devam ettiği sürece firmaların uzun yıllar kendilerini aklamak zorunda kaldığını belirten Avukat Ayşegül Zengin, “Markanız hakkında yorum yazan kişi sizin müşteriniz olmaya da bilir, hatta sizin rakip firmanız da olabilir. Bu davanın çok önemli bir noktaya temas ettiğini düşünüyoruz” dedi.

Tüketiciler, tüketici şikayet sitelerine girip firmalar ve markalar hakkında çeşitli şikayetlerini dile getirebiliyorlar. Ancak Ankara’da açılan dava, bu durumun önüne geçebileceği ve tüketici şikayet siteleri hakkında emsal teşkil edebileceği ihtimalini doğurdu.

Avukatın 'rötarlı uçuş' zaferi! Avukatın 'rötarlı uçuş' zaferi!

Şirket sahibi, firma ve markalar hakkında yalnızca olumsuz yorumların yapılabildiği tüketici şikayet sitesine dava açtı. Mahkeme ise şirketin logo, isim ve içeriklerinin tedbiren kaldırılmasına karar verdi.

Konu hakkında bilgi veren Avukat Ayşegül Zengin, “Tüketici şikayetlerinin sitede görünür olmaya devam etmesi, firma için örneğin 5 sene sonra bile marka itibarını zedeleme noktasına ulaşabiliyor. Şikayetler görünür olmaya devam ettiği sürece firmalar kendilerini aklamak zorunda kalıyorlar. Bunun internetteki etkisi çok büyük. Dolayısıyla burada sorguladığımız nokta şuydu; bu yapılabilir mi? Firmanın izni olmadan, onu sadece karalamaya, sadece şikayete ya da sadece olumsuz yorum yapmaya izin veren bir uygulama olabilir mi? Bu konuda da mahkemeye bir başvurumuz oldu. Bu başvurumuzun büyük oranda haklı görüldüğünü söyleyebiliriz. Başvurumuz sonucunda firma hakkında tüm logo, isim, içerik ve şikayetler tedbiren kaldırıldı” diye konuştu. Zengin, mahkemenin devam ettiğini bildirdi.

“MÜŞTERİNİ OLMAYABİLİR VEYA RAKİP FİRMA OLABİLİR”

Söz konusu sitelerde, tüketiciler tarafından bir marka veya bir firma hakkında yorum yapıldığında herhangi bir denetleme mekanizmasının bulunmadığına dikkat çeken Zengin, “Markanız hakkında yorum yazan kişi sizin müşteriniz olmaya da bilir, hatta sizin rakip firmanız da olabilir. Müvekkilim deneme amaçlı kendi firması hakkında şikayet yazmak istediğinde şirket maili ile denemesine rağmen bu şikayeti yazabildi. Hatta, tüketiciler şikayetlerini yazmaya kalktıklarında site tarafından daha olumsuz yorum yapmaları için yönlendirildiklerini de gördük. Tüketiciler her ne kadar hak arama gerekçesiyle ya da iyi niyetle yorum yapsa da tüketici şikayet siteleri tarafından bu yorumlar firmalara bir koz olarak kullanılabiliyor. Onların marka itibarını kaybetmeleri karşısında bir çıkar elde etme durumu olduğunu görüyoruz. Bu davanın çok önemli bir noktaya temas ettiğini düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi.

“BU SİTELER BİR YARGILAMA VEYA ÇÖZÜN MERCİ, OLARAK GÖRÜLMEMELİ”

Tüketicilerin hak arama gayesiyle yorum yaptığını ancak bu konuda tüketiciler için birçok yargısal yol olduğunu belirten Zengin, tüketicilerin tüketici hakem heyetlerine veya tüketici mahkemelerine başvurabileceğini söyledi.

Şikayet sitelerine yazılan şikayetlerin çözümlenmesinin hiçbir zaman hukuki olmadığını vurgulayan Zengin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sadece müşteriyi memnun etmeye yönelik bir takım adımlar atılabilir ancak gerçek bir mağduriyet varsa bunun hakkının hukuk yoluyla aranması gerekir. Bu noktada tüketicilere sağlanan birçok seçenek olduğunu görüyoruz. Bu siteler, bir yargılama veya çözüm merci’i olarak görülmemeli.

“YORUM YAPILABİLEN DİĞER SİTELER ARASINDA FARK VAR”

Öte yandan tüketici şikayet siteleriyle, tüketicilerin çeşitli yorumlar yapabildiği online alışveriş siteleri arasında fark olduğunu kaydeden Zengin, “Birçok internet sitesinde tüketicilerin yorum yazdığını görüyoruz. Fakat bu yorumlar hem olumsuz hem olumlu yorumlanabiliyor. Burada bir değerlendirme söz konusu. Ancak tüketici şikayet sitelerinde işin rengi daha farklı. Orada sadece olumsuz yoruma yer verilmesi, sadece şikayete yer verilmesi, hiçbir denetlemenin olmaması, bu yazılanların da markaların itibarına yönelik tehdit olarak sunulması uygulamayı başka bir noktaya taşıyor. Biz marka konusunda önemli bir ihlal yapıldığını düşünüyoruz” dedi.

DAHA ÖNCE EMSAL KARAR VERİŞMİŞTİ

Zengin, 2015 yılında tüketici şikayet siteleri hakkında emsal bir kararın daha verildiğini hatırlatarak şunları aktardı:

“Firmalar, markalar kendi haklarında yazılanlara bir açıklama getirebilmek ya da kendileri hakkında şikayette bulunan kişinin gerçekten müşterisi olup olmadığını öğrenmek istediğinde bu sitelere üye olmak zorunda kalıyorlardı ve bu üyelikler de ücretliydi.

Bunun haksız rekabet teşkil ettiğini düşünerek 2013 yılında mahkemeye başvuruda bulunduk. Başvurumuz kabul edildi ve 2015 yılında Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşti.

Bu davayla birlikte tüketici şikayet sitelerinin marka ve firmalardan üyelik ücreti talebinin haksız olduğunu, böyle bir talepte bulunamayacaklarını kanıtlamış olduk. Yani hukuken, firmanın kendi hakkında yapılan şikayetlere cevap vermesine engel bir durum olmaması gerekiyor. Tüketicilerin şikayetleri karşısında firmalara sadece üyelik ücreti talebi yapılmadan üyelik sağlanması aslında sorunu çözmüyor. Bu sebeple bu açtığımız davanın da gelecek sonuca göre emsal teşkil etmesini bekliyoruz.” (İHA)

Editör: Haber Merkezi