30.05.2019’da açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde yalnızca hukukçuların değil tüm toplumun yaşadığı pek çok soruna somut çözümler getirilmesi çabası olduğu görülüyor.

Niyetin iyiliğini görüyor ama yılların deneyimleriyle kaygılarımı da gizleyemiyorum.

Yapılan açıklamalardan bu belgenin, yoğun bir çalışma sonucunda, katılımcı bir anlayışla hazırlandığı ve önceki çalışmalarla raporlardan yararlanıldığını anlıyoruz. Çeşitli hukuk çevrelerinde başlayan tartışma konuya kazanç sağlayacaktır. Ancak bazı politikacıların veya sözüm ona yazar ve konuşurların, işin özünü göz ardı eden sulandırma çabalarının sonuç getirmeyeceğini umarım.

OLUMLU GÖSTERGELER

· Uzun yıllardır politik ve kişisel kaygılarla engellenen “Hukuk alanındaki mesleklere giriş” sınavının getirilmesini;

· Hâkimlik ve savcılık mesleklerine girişte mülakatın güvenilir duruma getirilebilmesini;

· Hukuk Fakültelerine daha kaliteli öğrenci kabul edilmesi ve eğitimde analitik düşünme ve uygulamaya önem verilmesi niyetini;

· 15 yaşından küçük çocukların suça sürüklenmeleri durumunda ceza davası yerine başka yöntemlerin uygulanarak topluma kazandırılması niyetini;

· Tutuklama kararlarının kes-yapıştır gerekçelerle verilişine önlem getirilmesi niyetini;

· Zamanın Adalet Bakanlığı bürokrasisine 20 yıl anlatamadığım “Hâkimlikte Uzmanlık gereği ve gerçeği” nin bu belgede gündeme alınmasını;

· Stajyerlerin avukat yanı bölümünde ücretsiz ve sigortasız çalışma zorunluğunun kaldırılması kararlılığını;

· Belli kıdemin üzerindeki avukatlara yeşil pasaport verileceğinin bildirilmesini;

· Vatandaşlara hukuki himaye sigortası getirileceğini;

· Mahkeme Yazı işleri Müdürlerinin hukuk mezunu olacağını;

· Davaların adil sonuçlanması ve halkın huzurunun sağlanması yönünde yapılagelmekte olan, günümüze uygun teknik ayrıntıların iyileştirilmesi niyetlerini;

Çok olumlu karşılıyorum.

TERSLİKLER

NOTERLİK

Kriterlerini kabul etme yarışında olduğumuz Avrupa Hukukunda, Noterlik Kurumunun işini genel olarak Avukatlar yapmaktadır. Noterliğin tüm olarak kaldırılması yerine yetkilerinin daha da arttırılması böyle bir reform belgesine yakışmamıştır.

Örneklersek;

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye’den yapılan başvuruya eklenen Noterden düzenlenmiş Vekâletnameyi kabul etmeyerek bizzat avukattan başvurucunun imzasını onaylayacağı Yetki Belgesi istemektedir. Hukukçularımız bunu fark etmiyor mu?

İngiltere’de vatandaş bir şirket kurmak için Solicitor denilen genç Avukatlara başvurur ve düzenleyeceği Sözleşmeyi o onaylayarak siciline işler.

KAMU AVUKATLIĞI

Kamu avukatlarının ek göstergeleri düzenlenerek, mesleğe yakışır seviyeye getirileceği, hak ve yetkilerinin, statülerinin iyileştirileceğinin “Reform Belgesi”nde yer alması şaşırtıcıdır.

50 yıllık Avukatlık Kanununun en başında şu madde yer alır:

Madde 1 – Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir.

Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder.

Müvekkiline karşı da bağımsız olan avukatın kamu kurumlarında “emir altında serbestçe çalışması” hiçbir Hukuk Mantığı ile açıklanamaz.

Yıllardır anlatıyoruz ki, Kamu Kurumlarında Hukuk Müşavirinin fiilen avukat olmaması gerekir. Kurumların gereksinimi, bu Hukuk Müşavirinin kendi yöntemleriyle uygun bulacağı serbest avukatlar eliyle karşılanır. Dava veya icra işlemlerinin verileceği avukatı, deneyimli bir hukukçu olan Müşavirin belirlemesi, kurum için güvence oluşturur.

ADLİ KOLLUK

Yıllardır eksikliği açıklanan Adli Kolluk kurumunun Reform Belgesinde ele alınmaması büyük eksikliktir.

Kolluk amirlerinin hukuk fakültesi mezunları arasından seçilmesi. Yani rütbeli kolluk görevlilerinin hukuk fakültesi mezunları içinden mesleğe alınıp, polislik eğitimi verilmesinin planlandığı belirtiliyor. Bu düzenleme, Hukukçuların bildiği gibi Adli Kolluk değildir. Adil Yargılama için köklü değişiklikler getirilirken böyle bir yanlış ileride gene tersliklerin sürmesine yol açacaktır.

KDV ÇELİŞKİSİ

Ceza davalarında yüzde 85 uzlaşma Ceza davalarında yüzde 85 uzlaşma

Pırlanta alım satımından KDV almayan devletin avukatlık hizmetinden KDV yükünün düşürülmesi niyeti bu belgeye yakışmamıştır. Belirli durumlarda devlet vatandaşa ücretsiz avukat hizmeti sağlıyor ama Serbest Meslek Makbuzu kesmek zorunda kalan her avukattan mutlaka %18 KDV alınmasında Hukuk Hizmetlerine uygulanan bu saçmalık, ancak sıfırlanarak düzeltilebilir.

  

TEKNİK İYİLEŞTİRMELER

UYAP Sisteminin sağladığı büyük kolaylıklar yanında şu iki yeniliği de beğeniyle karşıladığımı belirtmek isterim:

  • Duruşma tutanaklarının elektronik sistemde tutulduğu, ilgili herkesin ağzından çıkanın tutanağa geçtiği bir sistemin devreye sokulması;
  • Duruşma oturumlarından sonra ara kararlarındaki işlemlerin yerine getirilmesini izleme sistemi kurulması.

EKSİKLİK

TUTUKLAMA

1960’lı yıllarda Hukuk Öğrencisiyken bir gazete haberi okumuştum. Ülkemizde tutuklananların ancak %9’u dava sonunda hapis cezasına çarptırılıyordu. Yıllar geçti, avukat oldum, hâkim oldum, kendim tutuklama kararları vermeğe başladığımda bu oran hiç aklımdan çıkmıyor ve vicdanıma yol gösterici oluyordu. 1990’lı yıllarda bir gün Adalet Bakanlığı Adli Sicil İstatistik Genel Müdürü Sayın Dr. M. Tören YÜCEL ile telefonda karşı karşıya geldik. Öğrendiğime göre söz konusu istatistiki sayın YÜCEL başlatmış ve sürdürüyordu; sonuç hiç değişmemişti!  (O gittikten sonra istatistikten vazgeçildi) Çünkü değiştirilen yasa maddelerine karşın hâkimlerin DÜŞÜNCE YAPISI üzerinde değişiklik çabası düşünülmemişti

Futbola fazla ilgim yoktur ama Beşiktaş’ın İngiltere’den getirttiği Teknik Direktör Gordon Milne’in “Mentality” deyişi hiç aklımdan çıkmaz. Bu ünlü spor adamı, kadroda hiç değişiklik yapmadan, sürekli olarak “Mentality” diyerek onların “DÜŞÜNCE YAPISI”nı değiştirmiş ve aynı kadronun 1989,90,91’de şampiyon olmalarını sağlamıştı.

Neden bu anımsatmayı yapıyorum? Çünkü “DÜŞÜNCE YAPISI”na çok önem veriyorum.

Belgede, “Hak ve Özgürlüklere İlişkin Temel Perspektif” başlığı altında konuya şöyle giriş yapılmış:

“İnsan haklarının vazgeçilmez bir parçasını oluşturan ifade özgürlüğü, demokrasilerin en önemli koşulu ve unsurudur. Son on altı yıllık süreçte Türkiye’de ifade ve medya özgürlüğünün geliştirilmesine yönelik önemli adımlar atılmış ve başta Anayasa olmak üzere mevzuatta köklü değişiklikler yapılmıştır.”

Oysa önemli olan, yönetici ve uygulayıcıların “DÜŞÜNCE YAPISI” nın değiştirilmesidir. İnsandaki manevi unsurun en önemlisi saydığımız bu yapıyı değiştirecek yöntemlerle insanları eğitmemiz gerekir.

Düşünce Yapısı değişmedikçe Bakış Açılarında hatalardan kurtulunamayacağının tipik örneği, Türkiye’de Tutuklananların sonuçta ancak % 9’unun hapis cezasına çarptırtılmasıdır. 

Hukukçu, yalnızca yasa maddeleri ve ders kitaplarıyla yetişmez… İngiltere, İsviçre gibi ülkelerde Hukuk Fakültesi eğitimi 3 yıl. Ama 3 yılda hukukçu olunmuyor... Türkiye'deyse 4 yıllık fakülte üstüne lisansüstü bir takım yutturmacalarla ancak diplomalı bilgiç yetiştiriliyor. Avukat, Yargıç, Savcı olmak için yalnızca diplomaya bakılıyor. Sınavlar, Yargıç ve Savcı yardımcılıkları getirilmesi genelde olumlu yaklaşımlardır. Ama Ruhsatının mürekkebi kurumadan ilk duruşma deneyimini Yargıtay Genel Kurulunda yapan avukatın başarılı olduğunu söylemek olanaklı mıdır? Yargıç-Savcı-Avukat eğitimi ve uygulamalarında paralellik olması gerektiği unutulmamalıdır. Sacayağı diye adlandırılan bu üçlü yapıda kültür, bilgi, deneyim ve düşünce yapısı farklılıkları olduğunda bütün çabalar boşa gidecektir.

Hukuk mesleklerinin hepsinde de usta-çırak ilişkisinden doğan “püf noktası”nın öğrenilmesi sonuçta toplumun kazancı olacaktır.  

SONUÇ

Reformdan da öteye Türkiye’de artık YARGI DEVRİMİ gerekmektedir. Reformlar da Devrimler de tarihsel bir gelişim sonucu ortaya çıkar. Türkiye Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana 03.05.1920’den başlayarak Adalet Bakanlığında 83 kez değişiklikle 72 Bakan görev almıştır. Uzun uzun düşünerek adlarını taradığımda Mahmut Esat BOZKURT’tan başka köklü değişiklik yapanına rastlayamadım. Yalnızca düşüncesini benim ileri sürdüğüm bir uygulamayla, Cemil ÇİÇEK’in günümüz koşulları karşısında küçük ilçelerdeki adliyelerin kapatılmasını cesaretle sürdürmesi ile Ceza Yargılaması sistemindeki yasa değişikliklerini ve Bölge Mahkemelerini hazırlamasını önemserim.

Dilerim, bu reform girişimi çabasını yöneten Adalet Bakanı Abdülhamit GÜL’ün döneminde, çağdaşım olan meslektaşlarımın el birliği ve desteğiyle, Cumhuriyetimizin 100.yıl dönümüne YARGI DEVRİMİ ile gireriz.    

Yargılamak İçin BİLMEK

Bilmek için ANLAMAK

Anlamak için DİNLEMEK GEREK!

Editör: Haber Merkezi