Köşe Yazarları

BEDAVA ÖLÜYORUZ BEDAVA …

BEDAVA ÖLÜYORUZ BEDAVA …

 

Kara elması canları pahasına çıkaran, tertemiz alınlı emekçi kardeşlerimiz, daha fazla kâr güdüsüyle insani duygularını kaybetmiş kişilerin ve görevlerini yapmayan idarenin yetkililerinin kurbanı oluyorlar. Doğal hakkı olan ekmeği kara topraktan çıkaran o nasırlı kutsal eller, ilkel tanrılara sunulan kurbanlar gibi kara toprağın koynuna girerken; bu adağın ödülü olarak daha çok kâr elde edenler, kanlı paraları ile semiriyorlar.

Bunlar olurken “devlet” mekanizması ne yapıyor? Acılı evlerden çığlıklar yükselirken, güvenliğimizden sorumlular, sorumluluğu Allah’a yükleyip, “takdir-i ilahi” diyorlar. Ateş kendi evlerine düşmediğinden, “güzel öldüklerini” ileri sürüyorlar. Belki kazaların olmasında önlem almıyorlar ama hiç de alt yapı hakkında çalışmıyor değiller: Cenaze işleri bedava.

Modern devletlerde, denetim mekanizması işler. Kaçak maden ocakları olmaz. Sadece idari para cezası keserek hukuksuzluktan kâr edilmeye çalışılmaz; güvenlik önlemleri alınarak, işçi sağlığı ve güvenliği korunur. İşin özelliğine göre erken uyarı sistemleri oluşturulur. İşçiler eğitimden geçirildikten sonra çalıştırılır. Sorumluluklarını yerine getirmeyen işveren ve idari personel cezalandırılır. İşçi ücretleri göstermelik olmaz. Hayatını veren veya sağlından olan işçi için mahkemeler komik tazminatlara hükmetmez.

Bir de modern devletler; hukuk devletidir, kanun devleti değil. Devlet de dahil tüm gerçek ve tüzel kişiler, hukuk önünde eşittir. Yargı sözde değil, özde bağımsızdır. Bağımsız yargının hakimleri, devleti koruma anlayışı ile yetiştirilen ve hukuk eğitimi almamış hakimlerden değil, adaleti sağlamak için kanunların ruhunu anlayabilen, “hukuk devleti”ne inanan, bilgili ve baskılara asla boyun eğmeyen dirayetli hukukçulardan oluşur.

Şimdi siz nasıl bir sistemde yaşadığınızı düşünüp; mevzuata aykırı maden ocağı işleten işverenler haricinde, idarenin de sorumluluğu için hukuki yollara başvurup vurmayacağınıza karar verin. Avukat meslektaşlarım, emekçi kardeşlerimizin ve acılı ailelerinin yanında yer alacaklar, her zaman olduğu gibi adalet savaşının bayraktarlığını yapacaklar.  

Bu adalet savaşında bir cephe daha var. Hayata komik bedel biçen mahkemelere karşı da savaşmak gerekiyor. Bu anlayış devam ettiği sürece, “bedava yaşıyoruz bedava” şiiriyle başlayan hayatlar, “bedava ölüyoruz bedava” ağıtıyla sönmeye devam edecek. 12.01.2013

İsmail ALTAY