Savunmalarda yapılan önemli hatalar

Yargıtay 16 inci Ceza Dairesi ilk derece mahkemesi sıfatıyla iki hakim hakkında FETÖ üyeliğinden ve diğer suçlardan cezalara hükmetti. Karar basın tarafından  Yargıtay’ın bylock kararı olarak verildi. Basına göre Yargıtay bylockun tek başına FETÖ üyeliği için yeterli delil olduğuna hükmetmişti. Basının söz konusu haberi kamuoyunda yanlış algıya neden oldu. Bu habere daha çok da hukukçular inandı.

Oysa karar hiç de basının yazdığı ve söylediği gibi değildi.

Son olarak Ceza Genel Kurulunun kararı onama gerekçesi açıklandı. AA’sı haberi eksik geçti.

16 inci Ceza Dairesi ilk derece mahkemesi olarak iki hakimi dört ayrı suçtan yargıladı.

Darbe suçu, TCK 312, Görevi kötüye kullanma, TCK 257, Gizliliği ihlal TCK 285 ve FETÖ, TCK 314…

Yazımızın konusu bylock, dolayısı ile bizi sadece dairenin 314 ile ilgili kararı ve Ceza Genel Kurulunun onama gerekçesi ilgilendirmektedir.

Onanan daire kararını nasıl anlamalıyız?

Daire iki tartışma konusunu netleştirdi:

  1. Bylock FETÖ’ya münhasır bir iletişim programıdır,
  2. Bylock delilleri hukukidir.

Dairenin Ceza Genel Kurulunun bu kararından sonra sanıklar yönünden bylock delillerinin hukuki olup olmadığını, bylockun FETÖ’ya özgü bir iletişim programı olup olmadığını tartışmanın bir yararı yoktur. Çünkü ağır ceza mahkemelerinin Yargıtay’ın kararına direnmelerini beklemek saflık olur.

Savunma dairenin bylock delili ve FETÖ’ya ilişkin kabul ettiği ilkelere göre yapılırsa sanıklar yönünden olumlu sonuçlar elde edilebilir. Aksi halde sanıklar savunmasız kalmış olacaktır ve umutlar AİHM kararına kalacaktır.  AİHM kararına kadar da sanıklar cezalarını birkaç kez yatmış olacaklardır.

Bizce Yargıtay kararı birçok yönü ile sanıkların lehinedir. Savunmanın dairenin kararı doğrultusunda yapılması daha uygun olacaktır.

Savunmaların bylockun FETÖ üyeliğinin kesin delili olduğu varsayımına dayalı yapılmakta olduğunu gözlemlemekteyiz.

Oysa daire, kararında bylocku FETÖ suçunun kesin delili olarak kabul etmiş değil.

Diğer önemli bir hata da savunmalarda teknik konulara çok fazla ağırlık verildiğidir.

Çok önemli diğer bir hata da eğitimli sanıkların savunmalarını avukatsız yapmalarıdır. Bizce; avukat da olsanız, hakim, savcı da olsanız imkanınız varsa savunmanızı bir ceza avukatı ile yapmalısınız. Bizim gördüğümüz birçok eğitimli sanığın savunmalarını avukatsız yaptıklarıdır. Ceza yargılamasında savunma oradan buradan toplanmış bilgilerle yapılamaz. Çok doğru şeyler söyleyebilirsiniz ama çoğu kez işe yaramadığını göreceksiniz. Ceza hukukunda savunma formüllerle yapılamaz. Ceza hukuku formüllere sığmayacak kadar önemli, geniş ve deneyim isteyen bir alandır.

Av. Rahmi Ofluoğlu

Hukukçu