DAVA AŞAMASINDAKİ VERGİ TARHİYATLARININ 6111 SAYILI KANUN KARŞISINDAKİ DURUMU
Yazar:EnderİNELLİ*
Yaklaşım / Nisan 2011 / Sayı: 220
I- GİRİŞ
6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun(1) ve Kanun’un bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Beş kısımdan oluşan 6111 sayılı Kanun’un; birinci kısmında genel hükümler, ikinci kısmında Maliye Bakanlığı’na, Gümrük Müsteşarlığı’na, il özel idarelerine ve belediyelere bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacakları ile belediyelerin ve büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin bazı alacaklarına ilişkin hükümler (birinci bölümünde tahsilatın hızlandırılmasına ilişkin hükümler, ikinci bölümünde inceleme ve tarhiyat safhasında bulunan işlemler, üçüncü bölümünde matrah ve vergi artırımı, dördüncü bölümünde stok beyanları), üçüncü kısmında Sosyal Güvenlik Kurumu’na bağlı tahsil dairelerince takip edilen alacaklara ilişkin hükümler, dördüncü kısmında çeşitli ve ortak hükümler yer almakta olup, beşinci kısmında ise bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin hükümler ve son hükümlere yer verilmiştir.
6111 sayılı Kanun’un 168. maddesinin Maliye Bakanlığı’na verdiği yetkiye istinaden Bakanlıkça; Kanun’un birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü kısımlarında yer alan Maliye Bakanlığı’na bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacakları ile il özel idareleri ve belediyelere ait alacaklara ilişkin hükümlerin uygulamasına dair usul ve esasların belirlenmesine yönelik olarak 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6111 sayılı Kanun Genel Tebliği hazırlanmış, söz konusu Tebliğ yürürlüğe girmiştir(2).
6111 sayılı Kanun’un 1. maddesinde Kanun’un kapsamına ilişkin belirlemeler ile Kanun’un uygulamasına yönelik olarak bazı tanımlamalara; mezkur Yasa’nın 2. maddesinde ise kesinleşmiş bazı amme alacaklarının tahsilatının hızlandırılmasına ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Yazımızın konusunu oluşturan söz konusu Yasa’nın 3. maddesi ise “kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan” amme alacaklarının tahsilatının hızlandırılmasına yönelik olarak ihdas edilmiştir.
II- 6111 SAYILI KANUN’UN YAYIMLANDIĞI 25.02.2011 TARİHİ İTİBARİYLE İLK DERECE MAHKEMELERİNDE DAVA AÇILMIŞ (HENÜZ KARAR ÇIKMAMIŞ) VEYA DAVA AÇMA SÜRESİ GEÇMEMİŞ OLAN TARHİYATLAR
6111 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 1. fıkrasında; söz konusu Kanun’un yayımlandığı tarih itibariyle ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, resen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; Kanun’da belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçileceği, Kanun’un yayımlandığı tarih itibarıyla gümrük vergilerine ilişkin gümrük yükümlülüğü doğmuş ve idari itiraz süresi geçmemiş veya idari itiraz mercilerine intikal etmiş bulunan tahakkuklar hakkında da bu fıkra hükmü uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Söz konusu fıkrayla getirilen düzenleme hakkında ayrıntılı bilgi vermeden önce, vergiyle ilgili uyuşmazlıkların yargı yoluna taşınması hususunda genel bilgi vermek yerinde olacaktır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 2. maddesine göre, idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından bahisle iptal davası açılması mümkündür. Vergi ile uyuşmazlıkların çözümünde genel yetkili mahkemeler 2576 sayılı Yasa’nın(3) 6. maddesine göre vergi mahkemeleridir. Ancak bazı uyuşmazlıkların çözümünde ilk derece çözüm yeri olarak Danıştay belirlenmiş olup, söz konusu uyuşmazlıkların nitelikleri 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 02.06.2000 tarih ve 4575 sayılı Kanunla değişik 24. maddesinde tahdidi olarak sayılmıştır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 7. maddesine göre dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.
Bu süreler; vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda;
a- Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın,
b- Tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin,
c- Tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin,
d- Tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı tarihi izleyen günden başlar.
6111 sayılı Kanun’un 3. maddesinin birinci fıkrası kapsamına, ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilmiş olup, Kanun’un yayımlandığı 25.02.2011 tarihi (bu tarih dahil) itibarıyla vergi mahkemesi nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi geçmemiş bulunan vergiler girmektedir.
Bu safhada vergiler henüz tahakkuk etmemiş olduğundan, madde hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunulması halinde, dava konusu yapılmış olan vergiler, ilk tarhiyat tutarına göre ihbarnamenin tebliğ edildiği tarih esas alınarak dava açma süresinin son günü itibarıyla tahakkuk ettirilecek, bu tarihten itibaren 1 ay sonrası ise vade tarihi olacaktır.
Madde hükmüne göre, vergi aslının %50’si ile bu tutara; yukarıda belirtilen şekilde belirlenen tahakkuk ve vade tarihleri esas alınarak hesaplanması gereken gecikme faizi ve gecikme zammı yerine hesaplanacak TEFE/ÜFE tutarının, Kanun’da öngörülen süre ve şekilde ödenmesi, dava açılmaması ve açılan davalardan vazgeçilmesi şartıyla vergilerin %50’sinin, gecikme faizi, gecikme zammı ile vergi aslına bağlı vergi cezaları ve bu cezalara uygulanan gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Kanun’un yayımlandığı tarih itibarıyla vergi mahkemesinde dava açma süresi henüz geçmemiş olan vergilere gecikme faizi yerine hesaplanması gereken TEFE/ÜFE tutarı, Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar hesaplanacaktır.
Madde hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükelleflerin, vergi mahkemeleri nezdinde devam eden dava sırasında vergilerini tahakkuk etmeden önce ödemiş olmaları halinde, tahsil edilen bu tutarlar Kanun’un 21. maddesine dayanılarak 3. madde hükmüne göre ödenmesi gereken vergi ve TEFE/ÜFE tutarına mahsup edilecek, kalan tutar 6183 sayılı Kanun’un 23. maddesi de göz önünde bulundurularak red ve iade edilecektir.
Örnek-1: (T) A.Ş’nin Aralık/2009 vergilendirme dönemi iş ve işlemleri katma değer vergisi yönünden incelenmiş, mükellef kurum adına 10 milyon TL katma değer vergisi tarhiyatı yapılmış, söz konusu tutar üzerinden 1 kat vergi ziyaı cezası kesilmiş, 2 milyon TL’de gecikme faizi(4) hesaplanmıştır. Söz konusu tarhiyata ilişkin vergi/ceza ihbarnamesi 15.02.2011 tarihinde mükellef kuruma tebliğ edilmiştir. 25.02.2011 tarihi itibariyle mükellef kurumca henüz vergi mahkemesinde açılmış bir dava söz konusu değildir(5).
Kanun’dan yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükellef kurum, vergi aslının yarısı olan 5 milyon TL’yi ödeyecek, vergi ziyaı cezasının tamamı kaldırılacak, gecikme faizi yerine ise ÜFE’ye göre hesaplanacak tutarı(6) (bu durumda söz konusu tutar gecikme faizi/zammı tutarının yaklaşık dörtte birine tekabül etmektedir) ödeyecektir.
III- 6111 SAYILI KANUN’UN YAYIMLANDIĞI 25.02.2011 TARİHİ İTİBARIYLA, BÖLGE İDARE MAHKEMELERİ VEYA DANIŞTAY NEZDİNDE İLGİSİNE GÖRE İTİRAZ VEYA TEMYİZ SÜRELERİ GEÇMEMİŞ YA DA BU YOLLARA BAŞVURULMUŞ YA DA KARAR DÜZELTME TALEP SÜRESİ GEÇMEMİŞ VEYA KARAR DÜZELTME YOLUNA BAŞVURULMUŞ VERGİLER
6111 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 2. fıkrasında, 6111 sayılı Kanun’un yayımlandığı tarih itibarıyla bölge idare mahkemeleri veya Danıştay nezdinde ilgisine göre itiraz(7) veya temyiz(8) süreleri geçmemiş ya da itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme(9) talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan ikmalen, resen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda, bu maddeye göre ödenecek alacak asıllarının tespitinde, Kanun’un yayımlandığı tarih itibarıyla tarhiyatın/tahakkukun bulunduğu en son safhadaki tutarın esas alınacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu anlamda, 6111 sayılı Kanun’un 3. maddesinin ikinci fıkrası kapsamına; ikmalen, re’sen ve idarece tarh edilmiş olup Kanun’un yayımlandığı tarih itibarıyla bölge idare mahkemeleri veya Danıştay nezdinde ilgisine göre itiraz veya temyiz süreleri geçmemiş ya da bu yollara başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş vergiler girmektedir. Bu fıkra hükmüne göre ödenecek alacak asıllarının tespitinde Kanun’un yayımlandığı tarih itibarıyla tarhiyatın bulunduğu en son safhadaki tutar esas alınacaktır. Tarhiyatın bulunduğu en son safhadaki tutar, Kanun’un yayımından önce verilmiş ve taraflardan birine tebliğ edilmiş kararlar dikkate alınarak tespit edilecektir.
A- KANUN’UN YAYIMLANDIĞI TARİHTEN ÖNCE VERİLMİŞ EN SON KARARIN TERKİN KARARI OLMASI
Kanun’un 3. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendine göre, madde hükmünden yararlanılması için terkin edilen vergilerin ilk tarhiyat tutarı esas alınarak %20’si ile bu tutara ilişkin gecikme faizi ve gecikme zammı yerine Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; Kanun’da belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi gerekmektedir. Bu takdirde, verginin kalan %80’inin, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen vergi cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Madde hükmüne göre ödenecek vergi aslı ve TEFE/ÜFE tutarının tespitinde önceki kısımda yapmış olduğumuz açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.
Örnek-2: Örnek-1’de durumuna yer verdiğimiz (T) A.Ş’ye vergi/ceza ihbarnamesinin Haziran 2010’da tebliğ edildiğini, mükellef kurumca süresi içinde ihbarnameye karşı yetkili vergi mahkemesinde dava açıldığını, 6111 sayılı Kanun’un yayımlandığı 25.02.2011 tarihi itibariyle taraflara tebliğ edilen en son kararın vergi mahkemesince verilen terkin kararı (vergi ve cezanın kaldırılması yönünde mükellef lehine karar) olduğunu(10), söz konusu karara karşı idare tarafından temyiz isteminde bulunulduğu ancak henüz karar çıkmadığını düşündüğümüzde; Kanun’dan yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükellef kurum, vergi aslının %20’si olan 2 milyon TL’yi ödeyecek, vergi ziyaı cezasının tamamı kaldırılacak, gecikme faizi/zammı yerine ise ÜFE’ ye göre hesaplanacak tutarı(11) ödeyecektir.
B- KANUN’UN YAYIMLANDIĞI TARİHTEN ÖNCE VERİLMİŞ EN SON KARARIN TASDİK VEYA TADİLEN TASDİK KARARI OL-MASI
Kanun’un 3. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendine göre, tasdik edilen vergilerin tamamı ile bu tutara ilişkin gecikme faizi ve gecikme zammı yerine Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; Kanun’da belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen vergi cezalan ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Tadilen tasdike ilişkin kararlarda tasdik edilmiş alacak tutan üzerinden Kanun hükümlerine göre yapılandırmaya esas alacak tutan belirlenecektir. Bu tür kararlarda tasdik edilmeyen alacaklar açısından Kanun kapsamında ödeme öngörülmemiştir. Bu alacaklar, tadilen tasdik edilen alacak tutarının Kanun’da öngörülen süre ve şekilde ödenmesine bağlı olarak terkin edilecektir.
Örnek-3: Örnek-1’de durumuna yer verdiğimiz (T) A.Ş’ye vergi/ceza ihbarnamesinin Haziran 2010’da tebliğ edildiğini, mükellef kurumca süresi içinde ihbarnameye karşı yetkili vergi mahkemesinde dava açıldığını, 6111 sayılı Kanun’un yayımlandığı 25.02.2011 tarihi itibariyle taraflara tebliğ edilen en son kararın vergi mahkemesince verilen tasdik kararı (vergi ve cezanın hukuka uygunluğu yönünde idare lehine karar) olduğunu, söz konusu karara karşı mükellef tarafından temyiz isteminde bulunulduğunu ancak henüz karar çıkmadığını düşündüğümüzde; Kanun’dan yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükellef kurum, vergi aslının tamamı olan 10 milyon TL’yi ödeyecek, vergi ziyaı cezasının tamamı kaldırılacak, gecikme faizi/zammı yerine ise ÜFE’ye göre hesaplanacak tutarı(12) ödeyecektir.
C- KANUN’UN YAYIMLANDIĞI TARİHTEN ÖNCE VERİLMİŞ EN SON KARARIN BOZMA KARARI OLMASI
6111 sayılı Kanun uygulamasında bozma kararları, üst yargı mercilerinin verilen, ilk derece mahkemelerinin tarhiyata ilişkin olarak verdikleri kararların bir bütün olarak bozulmasını sağlayan kararlarıdır. Kanun’un yayımlandığı tarihten önce verilmiş en son kararın bozma kararı olması durumunda; vergilerin/güm-rük vergilerinin %50’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; Kanun’da belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin % 50’si, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir. Bozulan kısımla ilgili olarak Örnek-1’de yaptığımız açıklamalar çerçevesinde işlem yapılacaktır.
D- KANUN’UN YAYIMLANDIĞI TARİHTEN ÖNCE VERİLMİŞ EN SON KARARIN ONAMA KARARI OLMASI
6111 sayılı Kanun uygulamasında onama kararları; üst yargı mercilerince verilen, ilk derece mahkemesinin tarhiyata ilişkin verdiği tasdik kararının onaylanmasına ilişkin kararlardır. Kanun’un yayımlandığı tarihten önce verilmiş en son kararın onama kararı olması durumunda, vergilerin tamamı ile bu tutara ilişkin gecikme faizi ve gecikme zammı yerine Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; Kanun’da belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen vergi cezalan ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir. Onanan kısımla ilgili olarak Örnek-3’te yaptığımız açıklamalar çerçevesinde işlem yapılacaktır.
E- KANUN’UN YAYIMLANDIĞI TARİHTEN ÖNCE VERİLMİŞ EN SON KARARIN KISMEN ONAMA KISMEN BOZMA KARARI OLMASI
6111 sayılı Kanun uygulamasında; kısmen onama, kısmen bozma kararları, üst yargı mercilerince verilen, ilk derece mahkemesinin tarhiyata ilişkin verdiği tasdik veya tadilen tasdike ait kararın bir kısmının onaylanması bir kısmının ise bozulmasına ilişkin kararlardır. Bu durumda bozulan ve onanan kısımlarla ilgili olarak ayrı ayrı ilgisine göre yukarıda yaptığımız açıklamalar çerçevesinde işlem yapılması gerekmektedir.
1- Başvuru Süresi ve Ödeme Şekli
6111 sayılı Kanun’un 3. maddesinden yararlanılması için 2 Mayıs 2011 tarihine kadar bağlı bulunulan tahsil dairesine yazılı olarak başvuruda bulunulması ve başvuru dilekçesinde dava açılmayacağı, açılmış davalardan vazgeçileceği yönünde iradenin belirtilmesi şarttır.
Maliye Bakanlığı’na bağlı vergi dairelerince ikmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyatlarla ilgili davalara konu alacaklar açısından madde hükmünden yararlanmak isteyenlerin 6111 sayılı Kanun’a ilişkin 1 Sıra No.lu Tebliğ ekinde yer alan durumlarına uygun dilekçeyi (Ek: 4/A, 4/B, 4/C) iki örnek hazırlayarak 2 Mayıs 2011 tarihi mesai saati bitimine kadar bağlı bulundukları vergi dairesine vermeleri gerekmektedir. 6111 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 5. fıkrası hükmü gereğince, davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili vergi dairelerine verilecek ve bu dilekçelerin vergi dairelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilecektir. Bu nedenle, vergi dairelerince alınan dilekçenin bir örneği derhal davanın bulunduğu yargı merciine gönderilecektir.
Tüzel kişiler ya da tüzel kişiliği haiz olmayan teşekküller tarafından açılan davalardan vazgeçme yetkisi bunların kanuni temsilcilerinde bulunduğundan, madde hükmünden yararlanma başvuruları kanuni temsilcileri tarafından yapılacaktır. Aynı şekilde, iflas idaresi tarafından açılan ya da ihtilafı devam ettirilen davalardan da iflas idaresince vazgeçilmesi gerekecektir. Kanuni temsilciler bu başvuruları sırasında dilekçelerine temsilci sıfatlarını gösteren belgeyi ekleyeceklerdir. Kanun’un 3. maddesine göre yapılandırılan alacakların, 31 Mayıs 2011 tarihi mesai saati bitimine kadar tamamen ya da 6111 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca yapılan taksitlendirmeye istinaden ilk taksiti aynı tarihte olmak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami 18 (on sekiz) eşit taksitte ödenmesi gerekmektedir.
2- İlave Hususlar
6111 sayılı Kanun’un 4. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca, 3. madde kapsamında yapılandırılan alacak tutarına yönelik olarak borçlular ayrıca 213 sayılı Kanun’un uzlaşma ve vergi cezalarında indirim hükümlerinden yararlanamayacaklardır. Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak Kanun’un yayımlandığı tarihten sonra tebliğ edilen yargı kararlan uyarınca işlem yapılmayacak ve bu kararlar ile idare aleyhine hükmedilmiş yargılama giderleri ve vekalet ücreti bulunması halinde bu tutarlar idareden talep edilemeyecektir. Aynı şekilde, Kanun’un yayımlandığı tarihten sonra tebliğ edilen kararlar üzerine işlem yapılamayacağından, idare lehine hükmedilmiş yargılama giderleri ve vekalet ücreti de borçludan talep edilemeyecektir.
Kanun’un 3. maddesine göre yapılandırılan alacak tutarının tespitinde esas alınacak olan en son karar, tarhiyata ilişkin verilen ve Kanun’un yayımlandığı tarihten önce (bu tarih dahil) taraflardan birine tebliğ edilmiş karar olacaktır. Kanun’un 3. maddesinden yararlanmak için başvuruda bulunan ancak Kanun’da belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen borçlulardan 213 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklar için ilk tarhiyata esas teşkil eden vergi ve ceza tutarları ile gecikme zammı ve gecikme faizleri, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilecektir.
Tablo-I KESİNLEŞMEMİŞ VE DAVA AŞAMASINDAKİ VERGİ İHTİLAFLARININ DURUMU
|
|||||||
|
Vergide
|
Ceza İndirimi
|
Faizler ve G. Zammı
|
ÖDEME ŞEKLİ
|
|||
VERGİ MAHKEMESİNDEKİ İHTİLAFLAR
|
% 50 İndirim
|
% 100
|
Gecikme faizi ve zammı yerine TEFE/ÜFE’ye göre hesaplanan faiz
|
18 taksitte 36 ayı bulabilecek.
|
|||
BÖLGE İDARE MAHKEMESİ VE DANIŞTAY’DAKİ İHTİLAFLAR
|
|||||||
Vergi Mahkemesi kararı mükellefin lehine ise
|
% 80 İndirim
|
% 100
|
% 20 vergi üzerinden TEFE/ÜFE’ye göre faiz
|
18 taksitte 36 ayı bulabilecek.
|
|||
Vergi Mahkemesi kararı mükellefin aleyhine ise
|
YOK
|
% 100
|
Verginin tamamı üzerinden TEFE/ÜFE’ye göre hesaplanan faiz
|
||||
Vergi Mahkemesi kararı Bölge İdare Mahkemesi veya Danıştay’ca bozulmuşsa
|
% 100
|
Gecikme faizi ve zammı yerine TEFE/ÜFE’ye göre hesaplanan faiz
|
|||||
Tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması halinde
|
Tasdik edilen vergilerin TAMAMI ödenecek, bozulan kısmın % 50’si indirilecek
|
% 100
|
Gecikme faizi ve zammı yerine TEFE/ÜFE’ye göre hesaplanan faiz
|
||||
ASLA BAĞLI OLMADAN KESİLEN CEZALAR / GÜMRÜK İDARİ PARA CEZALARI
|
|||||||
Vergi Mahkemesindeki ihtilaflar
|
-
|
% 75
|
Alınmayacak
|
18 taksitte 36 ayı bulabilecek.
|
|||
Vergi Mahkemesi kararı mükellef lehine ise
|
-
|
% 90
|
Alınmayacak
|
||||
Tasdik veya tadilen tasdik
|
-
|
% 75
|
Alınmayacak
|
||||
Tablo-II VERGİ MAHKEMESİNDEKİ İHTİLAFLARLA İLGİLİ ELDEKİ VE DALDAKİ KUŞ ÖRNEĞİ (BİN TL)
|
|||
|
MEVCUT DURUM
|
KALDIRILAN TUTAR
|
ÖDENECEK TUTAR
|
VERGİ
|
1.000
|
500 (% 50)
|
500 (% 50)
|
CEZA
|
3.000
|
3.000 (%100)
|
YOK
|
FAİZ
|
600
|
400 (~ 2/3)
|
200 (~ 1/3)
|
TOPLAM
|
4.600
|
3.900
|
700
|
Tablo-III BÖLGE İDARE MAHKEMESİ VE DANIŞTAY AŞAMASINDAKİ İHTİLAFLAR
|
||||
|
|
Mevcut Durum
|
Kaldırılan Tutar
|
Ödenecek Tutar
|
VERGİ MAHKEMESİ KARARI MÜKELLEF LEHİNE İSE
|
VERGİ
|
1.000
|
800 (% 80)
|
200 (% 20)
|
CEZA
|
1.000
|
1.000 (% 100)
|
YOK
|
|
FAİZ
|
500
|
350 (~ 2/3)
|
150 (~ 1/3)
|
|
TOPLAM
|
2.500
|
2.150
|
350
|
|
VERGİ MAHKEMESİ KARARI MÜKELLEF ALEYHİNE İSE
|
VERGİ
|
1.000
|
YOK
|
1.000 (% 100)
|
CEZA
|
1.000
|
1.000
|
YOK
|
|
FAİZ
|
500
|
350 (~ 2/3)
|
150 (~ 1/3)
|
|
TOPLAM
|
2.500
|
1.350
|
1.150
|
|
VERGİ MAHKEMESİ KARARI BÖLGE İDARE MAHKEMESİ VEYA
DANIŞTAY’CA BOZULMUŞSA |
VERGİ
|
1.000
|
500 (1/2)
|
500 (1/2)
|
CEZA
|
1.000
|
1.000 (% 100)
|
YOK
|
|
FAİZ
|
500
|
350 (~ 2/3)
|
150 (~ 1/3)
|
|
TOPLAM
|
2.500
|
1.850
|
650
|
|
NOT: Faiz hesabında indirim tahmini olarak yapılmıştır.
|
* Hesap Uzmanı
(2) 12.03.2011 tarih ve 27872 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
(3) Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun.
(4) Yaklaşık tutardır.
(5) Eğer dava açılmış ama henüz karar çıkmamış olsaydı da yapılandırmaya göre ödenecek tutar aynı şekilde tespit edilecekti.
(6) Söz konusu tutar vergi aslının yarısı olan 5 milyon TL’nin ÜFE’ye göre endekslenmesi suretiyle bulunacaktır.
(7) 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 45. maddesine göre, idare ve vergi mahkemelerinin;
a) İlk ve orta öğretim öğrencilerinin sınıf geçmelerine ve notlarının tespitine ilişkin işlemlerden,
b) Valilik, kaymakamlık ve yerel yönetimler ile bakanlıkların ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının taşra teşkilâtındaki yetkili organları tarafından kamu görevlileri hakkında tesis edilen geçici görevlendirme, görevden uzaklaştırma, yolluk, lojman ve izinlerine ilişkin idarî işlemlerden,
c) 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun’un uygulanmasından,
d) 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu gereğince kamu kurum ve kuruluşları tarafından sosyal yardım amacıyla bağlanan aylık ve yapılan sosyal yardımlarla ilgili uygulamalardan,
e) 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca verilen işyeri kapatma cezalarından kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak verdikleri nihaî kararlar ile tek hâkimle verilen nihaî kararlara, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine itiraz edilebilir. İdare ve vergi mahkemelerinin yukarıdaki fıkra uyarınca verdikleri nihaî kararlara karşı itiraz süresi, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren otuz gündür. İtiraz, temyizin şekil ve usullerine tabidir.
(8) 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 46. maddesine göre, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararları, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştay’da temyiz edilebilir. Özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabilir.
(9) 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 54. maddesine göre Danıştay Dava Daireleri ve İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verdikleri kararlar ile bölge idare mahkemelerinin itiraz üzerine verdikleri kararlar hakkında, bir defaya mahsus olmak üzere kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde taraflarca;
a) Kararın esasına etkisi olan iddia ve itirazların, kararda karşılanmamış olması,
b) Bir kararda birbirine aykırı hükümler bulunması,
c) Kararın usul ve kanuna aykırı bulunması,
d) Hükmün esasını etkileyen belgelerde hile ve sahtekarlığın ortaya çıkmış olması hallerinde kararın düzeltilmesi istenebilir.
(10) İlk derece vergi mahkemesi tarafından verilen terkin kararının Danıştay tarafından onandığı ancak karar düzeltme süresinin geçmediği veyahut karar düzeltme talebinde bulunulmuş olmakla birlikte henüz karar verilmediği durumda da bu örnekte olduğu yer alan şekilde işlem yapılması gerekmektedir.
(11) Söz konusu tutar vergi aslının %20’si olan 2 milyon TL’nin ÜFE’ye göre endekslenmesi suretiyle bulunacaktır.
(12) Söz konusu tutar vergi aslı olan 10 milyon TL’nin ÜFE’ye göre endekslenmesi suretiyle bulunacaktır.
(13) Bozma kararını mükellef lehine veya aleyhine olmasına ilişkin bir farklılık ortaya konulmaması önemli bir eksikliktir.