Danıştay 4. Daire
Karar No : 2019/1552
İflas eden mükellefler için iflasın açıldığı tarihi ihtiva eden dönemden sonra elektronik ortamda Ba-Bs formu verilmediğinden bahisle özel usulsüzlük cezası kesilemeyeceği hk.
İstemin Özeti: Davacı adına, müflis ... Tekstil Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketine ait Ba-Bs formlarını elektronik ortamda süresinde vermediğinden bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355/1-1. maddesi uyarınca kanuni temsilci sıfatıyla 2010/1 ila 12, 2011/1 ila 12 ve 2012/1 ila 9. dönemleri için kesilen özel usulsüzlük cezalarının iptali istenilmiştir.
Vergi Mahkemesince verilen kararda; iflas masasının idaresi ve tasfiye işleri ile iştigal etmek üzere iflas idaresi seçildikten sonra masanın idare ve tasfiye işlerinin iflas dairesinden alınarak iflas idaresine havale edildiğinden iflas masasının iflas idaresince temsil edileceği, iflas dairesinin görevinin ise yalnızca iflas idaresini denetlemek olup, bu denetim yetkisinin sınırlarının da İcra ve İflas Kanunu’nda açıkça çizildiği, bir şirketin iflas haline girmesi halinde iflasın kapatılacağı ana kadar mükellefiyetinin devam etmesi nedeniyle müflis şirket için elektronik ortamda beyanname verme yükümlülüğü devam etmekte ise de, bu yükümlülük, alacaklılar tarafından gösterilen adaylar arasından icra mahkemesince seçilen üç kişiden oluşan iflas idaresine ait olduğundan, söz konusu yükümlülüğünü yerine getirmeyen iflas idaresi adına özel usulsüzlük cezası kesilebilecek iken, sadece iflas idaresini denetlemek ile sorumlu olan iflas dairesi adına ceza kesilmesinde hukuka uyarlık görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257/1. maddesinin 4. bendinde, vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları kullanmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya Maliye Bakanlığı’nın yetkili olduğu hükmüne yer verildiği, bildirim formlarını elektronik veya kağıt ortamında belirlenen süre içinde vermeyen, eksik veya yanıltıcı bildirimde bulunan mükellefler hakkında aynı Kanun’un mükerrer 355. maddesi hükmü uyarınca işlem yapılacağının Tebliğin 4.1.6 numaralı bendinde yer aldığı, 213 sayılı Kanun’un “Tasfiye ve İflas” başlıklı 162. maddesinde, tasfiye ve iflas hallerinde mükellefiyetin, vergi ile ilgili muamelelerin tamamen sona ermesine kadar devam edeceği, bu hallerde tasfiye memurları veya iflas dairesinin; tasfiye ve iflas kararlarını, tasfiyenin veya iflasın kapandığını vergi dairesine ayrı ayrı bildirmeye mecbur olduklarının hükme bağlandığı, bu kapsamda beyanname verme yükümlülüğünün tasfiye sürecinde 226. madde gereğince tek yetkili olan iflas idaresine ait olduğu, davacı kurumun vergisel yükümlülüğünün devam ettiği, İcra ve İflas Kanunu’nun 184. maddesinde; “İflas açıldığı zamanda müflisin haczi kabul bütün malları, hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa teşkil eder ve alacakların ödenmesine tahsis olunur. İflasın kapanmasına kadar müflisin uhdesine geçen mallar masaya girer. Müflis namına gelen mektuplar iflas idaresi tarafından açılır ve sair mevrudelerin de masaya gönderilmesi posta ile bildirilir. “ hükmüne yer verildiği, İcra ve İflas Kanunu’nun 223. maddesinde iflas idaresi ve iflas dairesinin vazifelerinin belirlendiği buna göre; iflas idaresinin üç kişiden oluşacağı, alacaklılar tarafından gösterilen adaylar arasından icra mahkemesince iflas idaresini teşkil edecek üç kişinin seçileceği, tasfiyenin iflas dairesince, belirtilen şekilde teşkil edilen iflas idaresine havale edileceği ve iflas idaresinin iflas dairesinin denetimi altında olduğunun hükme bağlandığı, 226. maddesine göre, iflas masasının kanuni temsilcisinin iflas idaresi olduğu, iflas idaresinin, iflas masasının menfaatlerini gözetmek ve tasfiyeyi yapmakla mükellef olduğunun düzenlendiği, yoruma dayalı olarak gayrifaal ve tasfiye halinde müflis durumda bir şirketin beyanname verme yükümlülüğünün bulunmadığı şeklinde bir hükme varılamayacağı, kesilen özel usulsüzlük cezalarında hukuka aykırılık bulunmadığından Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Karar: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25.11.2008 tarih ve E:2008/665 sayılı kararı ile 25.11.2008 tarihinden geçerli olmak üzere iflasına karar verilen ve İcra ve İflas Kanunu’nun 218. maddesi uyarınca Bakırköy 1. İcra ve İflas Müdürlüğü’nün 2008/39 Esas sayılı iflas dosyasında basit tasfiye usulü uygulanan müflis ... Tekstil San. ve Dış Tic. Ltd. Şti’nin 2010/1 ila 12, 2011/1 ila 12 ve 2012/1 ila 9. dönemlerine ilişkin Ba ve Bs formlarının elektronik ortamda süresinde verilmediğinden bahisle, 396 Sıra No.lu tebliğ dayanak gösterilmek suretiyle ve kanuni temsilci sıfatıyla davacı iflas müdürlüğü adına 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355/1-1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istemiyle açılan davayı kabul eden Mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Yetki” başlıklı mükerrer 257. maddesinin 4. fıkrasında, bu Kanun’un 149. maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları kullanmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya Maliye Bakanlığı’nın yetkili olduğu hükmüne yer verilmiş, aynı Kanun’un mükerrer 355. maddesinde ise; bu Kanun’un 86, 148, 149, 150, 256 ve 257. maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257. madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlardan, birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı, ikinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenlerle bunların dışında kalanlar hakkında maddede yazılı tutarda özel usulsüzlük cezası kesileceği, bu hükmün uygulanması için bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmemesi, eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya defter ve belge ibrazı için tayin olunan süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi durumunda haklarında Kanun’un ceza hükümlerinin uygulaması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmesinin şart olduğu hüküm altına alınmış, bu fıkraya 16.06.2009 tarih ve 5904 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle 01.08.2009 tarihinde yürürlüğe girmek üzere eklenen cümleyle, bu ödevlerin yerine getirilmesine ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığı’nca yapılan düzenleyici idari işlemlerle duyurulması halinde, ilgililere ayrıca yazılı olarak bildirilme şartı aranmayacağı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 162. maddesinde, tasfiye veya iflas hallerinde mükellefiyetin, vergi ile ilgili muamelelerin tamamen sona ermesine kadar devam edeceği hükme bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Maliye Bakanlığı’na verdiği yetkiye istinaden çıkarılan 350 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflere mal alışlarına ve mal satışlarına ilişkin olarak “Form Ba” ve “Form Bs” verme zorunluluğu getirilmiş, daha sonra yayınlanan 362 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri hususunda yükümlülük getirilmiş, Genel Tebliğ’in 3. maddesinin 7. fıkrasında ise, bildirim verme yükümlülüğünde olan mükelleflerin, belirtilen hadlerin altında kalması sebebiyle bildirilecek alım-satımları bulunmasa bile bildirim formlarını vermek zorunda oldukları, bu mükelleflerin, bildirim formlarını, alım-satım bilgileri dışındaki tüm bilgileri eksiksiz olarak doldurmak suretiyle verecekleri belirtilmiş, 381 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile konuya ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.
04.02.2010 tarih ve 27483 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle, bilanço esasına göre defter tutan ve beyannamelerini elektronik ortamda vermek zorunda olan mükelleflere, 2010 yılı ve müteakip yıllarda düzenleyecekleri Ba ve Bs bildirim formlarını aylık dönemler halinde elektronik ortamda gönderme hususunda zorunluluk getirilmiş, mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin mal ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had 5.000 TL olarak yeniden belirlenmiştir. Anılan Tebliğ’in “Bildirimlerin Dönemi ve Verilme Süresi” başlıklı 2. bölümünde ise “Tasfiyesi devam eden mükellefler bildirim formlarını, tasfiye süresince aylık dönemler halinde vereceklerdir. Tasfiyenin başladığı aya ait bildirim formları ise tasfiye öncesi ve sonrası ayrımı yapılmaksızın düzenlenecektir. Diğer taraftan, tasfiye sonunda bildirimler tasfiye kararının tescil edildiği tarihi izleyen ayın son günü akşamına kadar tasfiye memuru veya 3568 sayılı Kanun’a istinaden yetki almış meslek mensupları tarafından verilecektir.” düzenlemesine yer verilmekle birlikte iflas eden mükellefler için herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiş, Tebliğ’in “4.1. Bildirimlerin Süresinde veya Tam Olarak Verilmemesi” başlığı altında da, bildirim formlarını bu Tebliğ’de belirlenen süreler içinde vermeyen, eksik veya yanıltıcı bildirimde bulunan mükellefler hakkında 213 sayılı VUK mükerrer 355. maddesi hükmü uyarınca cezai işlem uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Öte yandan; 08.09.2012 tarih ve 28405 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 418 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin “396 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde Yapılan Değişiklikler’ başlıklı 5. bölümünde “04.02.2010 tarih ve 27483 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 396 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin; 1-KAPSAM bölümüne aşağıdaki madde eklenmiştir. 1.1.7. İflas eden mükellefler için bildirim yükümlülüğü iflasın açıldığı tarihi ihtiva eden dönemden sonra sona erecektir. İflasın kaldırılması durumunda ise bildirim yükümlülüğü, kaldırılma tarihini ihtiva eden dönemden itibaren tekrar başlayacaktır.” hükmünün eklendiği ve Yürürlükten Kaldırılan Tebliğ ve Yürürlük başlıklı 6. bölümünde ise “191 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 396 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin (2) numaralı bölümü yürürlükten kaldırılmıştır. Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25.11.2008 tarih ve E. 2008/665 sayılı Kararı ile 25.11.2008 tarihinden geçerli olmak üzere iflasına karar verilen ve İcra ve İflas Kanunu’nun 218. maddesi uyarınca Bakırköy 1. İcra ve İflas Müdürlüğü’nün 2008/39 Esas sayılı iflas dosyasında basit tasfiye usulü uygulanan müflis ...Tekstil San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin 2010/1 ila 12, 2011/1 ila 12 ve 2012/1 ila 9. dönemlerine ilişkin Ba ve Bs formlarının elektronik ortamda süresinde verilmediğinden bahisle, 396 Sıra No.lu tebliğ dayanak gösterilmek suretiyle ve kanuni temsilci sıfatıyla davacı flaş müdürlüğü adına 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355/1-1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yer alan açıklamaların değerlendirilmesinden, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 355/1. maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezasının kesilme nedeni olan fiilin, Ba-Bs formlarının elektronik ortamda süresinde verilmemesi olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, anılan genel tebliğlerde iflas halinde Ba-Bs formlarının verilmesine ilişkin açık bir düzenleme getirilmemiş olmasının yanı sıra idari yaptırımlar bakımından ceza verilmesinin dayanağı kuralın yürürlükten kaldırılması veya yeni düzenleme yapılması yoluyla ortaya çıkan yeni hukuki durumun uyuşmazlık konusu olan dava aşamasında dikkate alınması gerektiğinden, 08.09.2012 tarih ve 28405 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 418 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile İflas eden mükellefler için bildirim yükümlülüğünün iflasın açıldığı tarihi ihtiva eden dönemden sonra sona ereceği düzenlemesi dikkate alındığında, müflis şirketin kanuni temsilcisi olmasına rağmen Ba-Bs formalarının elektronik ortamda verilmediğinden bahisle davacı adına özel usulsüzlük cezası kesilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davanın kabulü yönündeki Vergi Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin reddine, Vergi Mahkemesinin temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.