Bu topraklarda genç olmak çok zor. Hedefleri olmayan hayalleri olan gençler liseyi bitir bitirmez bir işe girmek zorunda. Mesleği olmayan, her işi yaparım diyebilen çocuklar karın tokluğuna bir işte vakit geçirmekte. Hayalleri zengin olmak, rahat bir hayat olsa da aza kanaat etmeyi öğrenmekten başka ne yapabilirler. İşsiz gençlerin durumu daha vahim. Kahve köşelerinde lünpen bir hayatın dayatması ile karşı karşıyalar. Bu gençler her türlü akıma kucak açmaya hazırlar. Nüfusun büyük bir çoğunluğu bu durumda. Gençleri koruyan güç aile bağları.
Gençlere suç bulmak çok kolay. Bu gençlere meslek öğretilse yaşama bir sıfır öncede başlayacaklardı. Düz liselerde 12 yıl oyalanan bu çocuklar 19 yaşında her şeyden habersiz bi çare vatandaşlar olmakta. Ardından askerlik vazifesi, hayatın en verimli çağı ne yapacağım diye geçiyor.
Ülkemiz tarım ülkesi, tarım baltalanıyor. Köyler mahalle olup köydeki gençler büyük şehirlerin varoşlarına doğru yol alıyor. Tarım insan gücüne ihtiyaç duyulan bir iş kolu. Gençleri doğdukları yerlerde doyurmak mümkünken tarıma tam destek vermeyerek işsizler ordusu beslenmekte.
Bir karar vermek zorundayız. Ülkemizin şartları sanayi toplumu olamaya elverişli değil. Tarıma önem verip sanayileşmeyi tarım ürünleri ile başarmamız lazım. Bu önerim siyasilerin işine gelmiyor. Batının tefecilerinin eline bakıyorlar. Batılılar bizleri bu topraklarda bir dilim ekmeğe muhtaç etmek için çalışmakta. Aynı ılık suda pişirilen canlı kurbağa gibi bizleri açlıkla terbiye ediyorlar. Bu gidişe artık dur demeliyiz.
İstiklal Savaşı sonrası Türkiye’nin durumu bu günden daha kötüydü. Nüfusumuzun büyük kısmı gençlerden oluşmakta. Bu gençleri doğru yönlendirebilirsek kalkınmamız daha kolay olur. Gençler ülkemizin en önemli değeridir. Mustafa Kemal bu yüzden 19 Mayıs’ı gençlik bayramı olarak ilan etmiştir. Bu ülkenin geleceği gençlere iyi eğitim vermek ülkenin kalkınması için atılmış bir adımdır. Sakarya savaşı sürerken Mustafa Kemal Eğitim şurasını toplamıştır. Savaşların en önemlisinin Eğitim olduğunu her yerde savunmuştur. Batının sistemlerine değil özümüze dönüp Atatürk’ün gösterdiği yolda ilerlemek gerekiyor. Gençlerimiz çalışkan ve üretken yeter ki onlara ihtiyaçları olan imkânlar verilsin. Eğitim, ürününü en az 15-20 yılda verir. Salgın ile eğitim sekteye uğratmıştır. Uzaktan eğitim ancak belli bir kesime hitap etmekte. Öğrencilerin büyük bir kısmı eğitimsiz ” saldım çayıra Mevlam kayıra “ mantığı ile davranılmakta. Bu salgın ile yeni bir çağa adım atıyoruz. Geleceği kuracak gençler eğitimsiz olursa ülke geleceği de tehlikeye girecektir. Beka sorunundan bahseden siyasiler bu durumu göz ardı etmemeli.
Gençlik gelecektir, geleceğimizi karartmayalım.
Ali Çolakoğlu
8 Haziran Ataşehir