İstediğin kadar yasakla...
Önlenemez...
Andımız var...

*

İsim vermek de gerekmez...
“Seni izleriz” dediğimiz zaman, kimi izlediğimizi bilirler...
“İlkemiz” bellidir...
“Ülkümüz” belli...

*

Sevdamızdır...
Sesimiz kesilse...
Dudaklarımız kıpırdadığı zaman anlarlar...
O’dur...
Dudaklarımızı yasaklasan, gözlerimize bak...
İki damla mı süzüldü?..
İkisi de o...

*

Niçin yasaklarsın?..
“Türküm, doğruyum, çalışkanım” nerene battı?..
Neresi seni rahatsız etti?
“Türküm” kelimesi, değil mi?..

*

Eeee...
Türk, Kürt milletvekilleri yemin ediyorsunuz ya...
Bak o yemine...
İçinde
“Büyük Türk milleti” yok mu?..
Var...
Yani kırmızı koltuklara oturmak, bol kepçe maaşları cebe indirmek için gerekli olan o yemini ederken
“Türk milleti” demekte bir sakınca yok...
Koca adamlar yemin ederken batmadı da bacak kadar çocuklar ant içerken mi battı?..

*

“İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir” desen...
Neyine uymadı bu?..
Ama ilk yarısına bölücüler karşıydı, çünkü içinde
“Türk” var... İkinci yarısına dinci karşı, çünkü içinde “Atatürk” var...
O kadar...

*

Göreceksin...
Bizim çapulcular meydanlarda çocuklar adına el ele tutuşup eski günlere dönüp okumaya başlayacaklar...
Silemezsin...
Yasak dinlemiyor büyük sevdalar...

*

Aydınlık bir yüz, kımıldayan bir dudak, ıslak bir çift göz görürsen...
Anla...
Andımız var...

Cumhuriyet