Uzlaştırma ceza soruşturması veya kovuşturması sürecinde şüpheli veya sanık ile mağdur, suçtan zarar gören ya da özel hukuk tüzel kişisinin atfedilen suçla ilgili olarak uzlaşmasını sağlayan, “uzlaştırmacı” ismi verilen bağımsız ve tarafsız üçüncü kişi tarafından yürütülen bir müessese olarak, özel kanunlar saklı kalmak kaydı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun[1] 253 – 255. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra kanun koyucu, çeşitli kanun hükümleriyle mezkûr kanun maddelerinde çeşitli değişikliklere gitmiştir. 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un[2] 34. Ve 35. Maddeleri, 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un[3] 24. Ve 25. Maddeleri, 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un[4] 26. Maddesi, 5918 sayılı Türk Ceza Kanunu Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un[5] 8. Maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253. ve 254. maddelerinin içeriği değiştirilmiş ve müesseseyi düzenleyen kanun maddeleri son halini almıştır.
Uzlaştırma müzakereleri ve uzlaştırma anlaşması, şartları varsa hem soruşturma aşamasında hem de kovuşturma aşamasında yapılabilmektedir.
- UZLAŞTIRMANIN ŞARTLARI
Bilindiği üzere şüpheli veya sanık üzerine atfedilen her suçla ilgili uzlaştırma müessesesine başvurulamamaktadır. Uzlaştırma müessesesi kanun maddeleri ile birtakım şartlara getirilmiş ve müessesenin işletilebilmesi ancak aşağıda izah edeceğimiz şartların varlığına bağlanmıştır.
- Kanun’un 253/1. maddesinin lafzi yorumundan anlaşılacağı üzere suçun mağdurunun ya da suçtan zarar görenin gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi (dernek, vakıf, şirket vb.) olması gerekmektedir. Kanun koyucu, bahsi geçen kanun maddesinde kamu tüzel kişilerine yer vermemiştir. Bu nedenle kamu tüzel kişileri aleyhine işlenen suçların uzlaştırma kapsamında olmadığını söylemek mümkündür.
- Kural olarak soruşturulması veya kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar uzlaştırma kapsamındadır. Ancak Kanun’un 253/1-b. Maddesinde tahdidi olarak sayılan suçlar bakımından, suçun şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın uzlaştırma kapsamında olduğu düzenlenmiştir. Kasten yaralama suçu açısından 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86. Maddesi (üçüncü fıkrası hariç olmak üzere) ve kasten yaralama suçunun ihmali davranışla işlenmesi halini düzenleyen mezkûr kanunun 88. Maddesi, taksirle yaralama suçu (5237 Sayılı Kanun Md. 89), tehdit suçu (5237 Sayılı Kanun Md. 106/1), konut dokunulmazlığının ihlali (5237 Sayılı Kanun Md. 116), iş ve çalışma hürriyetinin ihlali (5237 Sayılı Kanun Md. 117/1, 119/1-c), hırsızlık (5237 Sayılı Kanun Md. 141), güveni kötüye kullanma (5237 Sayılı Kanun Md. 155), dolandırıcılık (5237 Sayılı Kanun Md. 157), suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi (5237 Sayılı Kanun Md. 165), çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (5237 Sayılı Kanun Md. 234), ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (5237 Sayılı kanun Md. 239 – dördüncü fıkra hariç olmak üzere) suçları şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın uzlaştırma kapsamındadır.
- Suça sürüklenen çocuklar bakımından, mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması kaydıyla, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar uzlaştırma kapsamındadır.
- Soruşturması veya kovuşturması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekmektedir.
- Soruşturması veya kovuşturması şikâyete bağlı olsa bile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemeyecektir. (5271 Sayılı Kanun Md. 253/3)
- Uzlaştırma kapsamında bulunan bir suçun, uzlaştırma kapsamında girmeyen bir suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmesi halinde uzlaşma hükümleri uygulanamayacaktır. (5271 Sayılı Kanun Md. 253/3)
- SORUŞTURMA ESNASINDA UZLAŞTIRMANIN UYGULANMASI
Öncelikle belirtmek gerekir ki şayet uzlaştırmaya tabi suç soruşturma aşamasında ise, soruşturmayı yürütmeye yetkili savcılığın, atfedilen suçun işlenip işlenmediğine dair her türlü delili toplaması, soruşturma açısından elzem nitelikteki usul işlemlerini tamamlaması gerekmektedir. Tüm bu işlemler neticesinde soruşturma aşamasında kamu davası açılabilmesi için yeterli şüphenin mevcut olması, şüpheliye atfedilen suçun uzlaştırma kapsamında olması ve mağdurun gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması halinde soruşturma dosyası uzlaştırma bürosuna gönderilir. Mağdur kamu tüzel kişisi ise uzlaştırma uygulanmaz.
Uzlaştırma bürosu tarafından görevlendirilen tarafsız ve bağımsız uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Uzlaştırmacının, uzlaşma teklifi ile kişiye uzlaşmanın mahiyetini, uzlaşmanın kabul edilmesi veya reddedilmesi halindeki hukuki neticelerini yeteri derecede açıklaması gerekmektedir. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi bunların kanuni temsilcilerine yapılmalıdır. Suç mağduru veya suça sürüklenen çocuğun aklî olgunluklarına göre müzakerelere bizzat katılmasına engel yoktur. Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilmektedir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören kendisine uzlaşma teklifinin yapıldığı tarihten itibaren üç gün içerisinde uzlaşma teklifini yanıtlamalıdır. Aksi halde teklifi reddetmiş sayılır. Şüpheliye, mağdura veya suçtan zarar görene ulaşılamaması halinde ise uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılabilmektedir. Taraflardan birinin müzakerelere katılmaktan imtina etmesi halinde, uzlaşmayı kabul etmemiş sayılır.
Uzlaştırma, şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin temel hak ve hürriyetlerine uygun olarak, menfaatlerinin korunması esası gözetilerek yürütülür. Şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin yaşı, olgunluğu, eğitimi, sosyal ve ekonomik durumu gibi belirgin farklılıklar, uzlaştırma sürecinde göz önüne alınır. Uzlaştırmacı görevi sebebiyle kendisine verilen bilgi ve belgelerin gizliliğini korumakla yükümlüdür. Taraflardan birinin verdiği gizli bilgi ve belgeleri verenin iznini almadan veya kanunen zorunlu olmadıkça diğer tarafa açıklayamaz. Gizliliği koruma yükümlülüğü uzlaştırmacının görevi sona erdikten sonra da devam eder.
Uzlaştırmacı, kendisine tevdi edilen dosyayı en geç otuz gün içerisinde sonuçlandırır. Uzlaştırma bürosu bu süreyi her defasında yirmi günü geçmemek üzere en fazla iki kere daha uzatabilir. Uzlaşma müzakereleri sonunda uzlaştırmacı, bir rapor hazırlayarak uzlaştırma bürosuna verir. Uzlaşmanın sağlanması halinde, tarafların imzalarını da içeren raporda, ne suretle uzlaşıldığı ayrıntılı olarak açıklanır. Uzlaştırma bürosu soruşturma dosyasını, raporu ve varsa yazılı anlaşmayı soruşturma savcısına gönderir. Uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar soruşturma savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler. Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu kontrol etmek durumundadır. Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması halinde yeniden uzlaştırma müessesine başvurulamaz. Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilir. Edimin yerine getirilmesi ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde ise kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Bu esnada edim yerine getirilmezse, kamu davası açılır. Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli husus uzlaştırma teklifinin kabul edilmesi halinde, mağdurun ya da suçtan zarar görenin uzlaşmaya konu suçtan ötürü tazminat talepli hukuk davası açamayacak olmasıdır. Uzlaşma esnasında derdest bir tazminat davası mevcut ise davadan feragat etmiş sayılacaktır.
- KOVUŞTURMA ESNASINDA UZLAŞTIRMANIN UYGULANMASI
Bilindiği üzere iddianamenin ve soruşturma evrakının mahkemeye verildiği tarihten itibaren on beş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler görevli ve yetkili mahkeme tarafından incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir. Şayet iddianamenin incelenmesi esnasında soruşturmaya konu suçun uzlaştırmaya tabi bir suç olduğu ancak uzlaştırma müessesesinin uygulanmadığı anlaşılırsa, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 174/1-C. Maddesi uyarınca iddianamenin iadesine karar verilir. İddianamenin kabulünden sonra suçun uzlaştırmaya tabi olduğunun anlaşılması halinde uzlaştırma müessesesi mahkeme tarafından yerine getirilir ve kovuşturma dosyası uzlaştırma bürosuna gönderilir.
Konuyla ilgili YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ 4.10.2018T. 2018/4581E. ve 2018/16454K. Sayılı kararı aynen; “…Uzlaştırma, 6763 sayılı Kanun'la değişik CMK 'nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254. maddesinde" (1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usule göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini defaten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin on birinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır. " denilmiştir. Uzlaştırmanın asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem olduğu, kovuşturma aşamasında uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının ise istisnai olarak Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde mümkün olduğu kabul edilmelidir.
Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun iddianamenin iadesine ilişkin 174. maddesi;
"(1) Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren on beş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) Ön ödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde ön ödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen, İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(4) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
(5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir." biçiminde düzenlenmiştir.
CMK 'da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek oturum” da bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen düzenlemelerden biridir. Anılan kanunun 174. maddesinin birinci fıkrasının c bendinde, uzlaştırmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan suçlarda uzlaştırma usulü uygulanmaksızın iddianame düzenlenmesi halinde, iddianamenin Cumhuriyet başsavcılığına iade edileceği açıkça hüküm altına alınmıştır. Uzlaştırmaya tabi olan suçlarda uzlaştırma işlemleri yerine getirilmeden iddianame düzenlenmesi halinde, iddianame ya süresi içerisinde iade edilecek ya da bu eksikliğe rağmen iddianamenin kabul edilmesi veya soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren on beş gün içerisinde iade edilmemesi nedeniyle iddianamenin kabul edilmiş sayılması halinde, uzlaştırma işlemleri kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından yerine getirilecektir.” Şeklindedir.
Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini defaten yerine getirmesi halinde davanın düşmesine karar verir. Şayet edimin yerine getirilmesi ileri bir tarihe bırakılır, takside bağlanır ya da edimin süreklilik arz etmesi halinde ise sanık hakkındaki hükmün açıklanması geriye bırakılır. Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin sanık tarafından yerine getirilmemesi halinde hüküm açıklanır.
- SONUÇ
Alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak uzlaştırma müessesesi, hukuk felsefesi açısından temellerini onarıcı adalet düşünce yapısından almaktadır. Onarıcı adalet, bir suçtan dolayı suç işlediği iddia edilen kimse ile suçtan zarar gören kişilerin bir araya gelerek, bağımsız ve tarafsız bir kişinin moderatörlüğü gözetiminde gönüllülük esasına bağlı olarak bir araya gelmelerini konu almaktadır. Suç işlediği iddia edilen kimsenin sebebiyet verdiği zararların giderilmesi, toplumdaki barışın sağlanması adına uzlaşmaları ve belirli bir plana bağlı kalmaları esasına dayanmaktadır. Temel hedef ise suçtan dolayı meydana gelen zararın onarılmasıdır. Bu anlayıştaki en önemli duygular ise pişmanlık, özür ve utanmadır[6]
Ülkemizde uzlaştırma müessesesi ceza yargılamasına soluk katan, tarafların bir araya getirerek suçtan dolayı meydana gelen zararların telafi edilmesine imkân gösteren alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak oldukça önemlidir.
Av. Eren Can Kapmaz
[1] 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu 17/12/2004 tarihli, 25673 sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanmıştır. İşbu yazımızda “Kanun” olarak anılacaktır.
[2] 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 2.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanmıştır.
[3] 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun, 6.12.2006 tarihinde kabul edilmiş, 19.12.2006 tarihli 26381 sayılı Resmî Gazete ‘de yayımlanmıştır.
[4] 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 17.10.2019 tarihinde kabul edilmiş, 24.10.2019 tarihli 30928 sayılı Resmî Gazete ‘de yayımlanmıştır.
[5] 5918 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 26.6.2009 tarihinde kabul edilmiş, 9.7.2009 tarih ve 27283 sayılı Resmî Gazete ‘de yayımlanmıştır.
[6] Hayden ve Gough, 2010; Braithwaite, 1989.